Okan Bent Önok

Okan Bent Önok

22 Haziran 2025 Pazar

    „SURİYE´DE ALEVİ NÜFUSU YOK EDİLİYOR, BM NEREDE?“

    „SURİYE´DE ALEVİ NÜFUSU YOK EDİLİYOR, BM NEREDE?“
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    “İdlib, Halep, Lazkiye: Alevi Nüfusu Yok Ediliyor, BM Nerede?”

    Ortadoğu, yüzyıllardır etnik ve mezhepsel çatışmaların gölgesinde kalmış bir coğrafya. Ancak son yıllarda yaşananlar, insanlığın vicdanını derinden yaralıyor. Suriye’de Alevilere yönelik sistematik katliamlar gerçekleşirken dünya sessizliğini koruyor.

    Görmezden Gelinen Bir Soykırım mı?

    Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den bu yana farklı grupların çatışmaları sürüyor. Ancak Aleviler, sadece savaşın tarafları arasında kalmakla kalmadı; aynı zamanda mezhepsel nefretin hedefi haline geldi. Radikal gruplar, Alevi köylerini basarak insanları katletti, kadınları kaçırdı, evleri yaktı. Bazı bölgelerde Alevi nüfus neredeyse tamamen yok edildi.

    2013’te Lazkiye kırsalında radikal örgütlerin saldırıları, Alevi sivilleri hedef aldı. Çocuklar, yaşlılar ve kadınlar demeden katliam yapıldı. Benzer şekilde 2015’te İdlib ve Halep’te Alevi toplulukları yok edilmeye çalışıldı. Bu saldırılar, yalnızca bir savaşın parçası değil, doğrudan bir mezhep soykırımı girişimiydi.

    Dünya Neden Sessiz?

    Ne yazık ki uluslararası toplum, bu katliamlara gözlerini kapattı. Küresel medyada Alevi katliamları nadiren yer buluyor. Uluslararası insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler, Suriye’deki tüm sivil kayıplarını genel bir çerçevede değerlendirirken, Alevilere yönelik saldırılar özellikle görmezden geliniyor.

    Bunun birkaç nedeni var. Öncelikle, Aleviler Suriye’de iktidar bloğunda görüldüğü için kurban olmaları dünya kamuoyunda yeterince yankı bulmuyor. Oysa Alevi sivillerin büyük çoğunluğu savaşın bir tarafı değil, sadece evlerinde barış içinde yaşamak isteyen insanlar. Diğer yandan, mezhep savaşlarının tarafları arasında Alevi katliamlarını görmezden gelmek, bazı güçler için bir stratejik çıkar olarak görülüyor.

    Tarihin Tekerrürü

    Bu yaşananlar, tarihteki pek çok mezhep savaşını hatırlatıyor. Osmanlı’da Celali isyanları sonrası Alevilere yapılan baskılar, 20. yüzyılda Dersim katliamı ve Madımak olayları gibi olaylar hep aynı zihniyetin ürünüydü. Bugün Suriye’de yaşananlar da farklı değil. Mezhepsel ayrımcılık ve nefretin kurbanı yine masum insanlar oluyor.

    Ne Yapılmalı?

    Bu katliamlar karşısında sessiz kalmamak gerekiyor. Uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri, Suriye’deki Alevi topluluklarına yönelik saldırıları açıkça kınamalı ve sorumlular hakkında yaptırımlar uygulanmalıdır. Medya, bu soykırımı görmezden gelmemeli, sesini duyurmalıdır. Aksi takdirde, insanlık bir kez daha büyük bir utanca ortak olacak.