22 Haziran 2025 Pazar
DMM'den Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına ilişkin açıklama:
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Cumhuriyetçi, Atatürkçü, aydın ve vatan sevdalısı insanlar; bu ülkenin taşıyıcı kolonlarıdır. Onlar için vatan sevgisi kuru bir söylem değil, hayatlarının merkezinde yer alan bir ilkedir. Umarsızca, çıkarsızca, yalnızca kalplerinde taşıdıkları umutla harekete geçen bu insanlar, Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür, daha eşitlikçi bir ülke olması için inançla mücadele eder. Çünkü bilirler ki Cumhuriyet, sadece bir rejim değil; bir yaşam biçimi, bir duruş, bir karakter meselesidir.
Bu insanlar için Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri sadece bir geçmiş hatırası değil, geleceğe uzanan güçlü bir kılavuzdur. Atatürk’ün “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü, onların yol haritasıdır. Cumhuriyetin temel değerleri olan halk egemenliği, laiklik, hukuk devleti ve çağdaş uygarlık hedefi, onların yolunu aydınlatan pusuladır.
Bu bilinç sadece Türkiye sınırları içinde değil, dünyanın dört bir yanında yaşayan Türk vatandaşlarının kalbinde de canlıdır. Özellikle Almanya’da yaşayan milyonlarca gurbetçi, bu bilincin Avrupa’daki temsilciliğini üstlenmiş durumdadır. Onlar, her biri birer ay yıldız gibi, Cumhuriyetin ışığını Almanya’nın dört bir yanına taşır. Köln, Nürnberg, Münih, Bielefeld, Frankfurt, Stuttgart ve Düsseldorf gibi şehirlerde yaşayan Türk toplumu; hem çalışkanlıkları hem de Cumhuriyet değerlerine olan bağlılıklarıyla dikkat çeker.
Bu toplulukların önemli bir kısmı, siyasi iradelerini de Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler temelinde temsile en yakın gördükleri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) çatısı altında bir araya getirmektedir. CHP, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini yaşatmayı ve Cumhuriyetin temel değerlerini korumayı görev bilen bir siyasi parti olarak, yurt dışındaki vatandaşlarımız için de önemli bir odak noktasıdır. Almanya’daki CHP birlikleri; sosyal projeler, kültürel etkinlikler ve siyasal farkındalık çalışmalarıyla hem Türkiye’nin geleceğine katkı sunmakta, hem de Avrupa’daki Türk toplumunun birliğini güçlendirmektedir.
Gurbetçi olmak, sadece başka bir ülkede yaşamak değildir. Gurbet; bazen memleket özlemiyle uyanmak, bazen de çocuklarına kendi kültürünü, dilini ve tarihini unutturmamak için ekstra çaba harcamaktır. Almanya’daki Türk vatandaşları da işte bu sorumluluk duygusuyla hareket eder. Çocuklarına Atatürk’ü, Cumhuriyetin kazanımlarını, özgürlük ve eşitlik ilkelerini öğretirler. Çünkü bilirler ki güçlü bir gelecek, sağlam bir geçmişin doğru aktarılmasıyla mümkündür.
Bu insanlar arasında işçiler, mühendisler, doktorlar, öğretmenler, sanatçılar, esnaflar ve öğrenciler vardır. Her biri farklı bir alanda varlık gösterse de hepsinin ortak noktası Cumhuriyet bilincidir. Onlar sadece kendi hayatlarını inşa etmekle kalmaz; Türkiye’nin toplumsal geleceğine de uzaktan destek verir. Oy kullanmak için kilometrelerce yol gider, konsolosluklar önünde saatlerce beklerler. Çünkü bilirler ki demokrasinin temel gücü halktır ve her oy, geleceğe atılan bir imzadır.
Her milli bayramda bir araya gelen, sokaklarda Türk bayraklarıyla yürüyen, Atatürk büstleri önünde saygı duruşuna geçen bu insanlar, yaşadıkları coğrafyada Türkiye’nin sesi, ruhu ve vicdanıdır. Cumhuriyetin kazanımlarını yaşatmak ve sonraki nesillere aktarmak için kararlılıkla mücadele ederler. Onlar için Atatürk sadece bir lider değil; aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” sözü onların eğitim, meslek ve yaşam tercihlerini yönlendirir.
Stuttgart’tan Frankfurt’a, Nürnberg’den Münih’e, Köln’den Düsseldorf’a, Bielefeld’den Hamburg’a kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin izleri vardır. Bu izleri taşıyan Türk vatandaşları, Avrupa’daki varlıklarını sadece ekonomik güçleriyle değil; değerleriyle, duruşlarıyla da inşa eder. Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi, onların hem Türkiye’ye hem de yaşadıkları topluma bakışını belirler. Barışçıl, üretken, saygılı ve bilinçli bir toplum modeliyle, hem Almanya’ya katkı sunar hem de Türkiye’nin yüzünü ak ederler.
Bu insanlar Cumhuriyetin lokomotifidir. Onların emeğiyle, inancıyla, çabasıyla Türkiye ilerler. Umudun azaldığı anlarda bile yeniden ayağa kalkabilen bir milletin ruhunu yaşatırlar. Her biri birer ay yıldız gibi, farklı yerlerde aynı ışığı yayarlar. Onlar sayesinde Cumhuriyet sadece Türkiye’de değil; dünyanın dört bir yanında yaşar, hissedilir ve savunulur.
Cumhuriyetin neferleri sadece meydanlarda değil; ofislerde, fabrikalarda, okullarda, evlerde ve sokaklarda yaşar. Ve onlar, Türkiye’nin göğsündeki ay yıldızın hiç sönmeyecek ışığıdır.