22 Haziran 2025 Pazar
Berlin'de on binlerce kişi "Gazze için birlikte" yürüyüşüne katıldı
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu anlamlı gün, halk egemenliğinin temeli olarak doğdu. Ancak bugün, demokrasi ve adaletin zedelendiği, çocukların eşitsizlikle boğuştuğu bir ülkede 23 Nisan sadece bir kutlama değil, bir sorgulama günüdür.
23 Nisan 1920… Türk milletinin işgal ve imparatorluk kalıntılarından sıyrılarak kendi kaderini tayin ettiği gündür. Atatürk’ün önderliğinde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle, halk iradesini devletin temeline yerleştirdi. O günden bu yana 23 Nisan, hem ulusal egemenliğin hem de çocuklara duyulan inancın simgesi oldu.
Ancak bugün bu bayramı kutlarken, içinde bulunduğumuz toplumsal ve siyasi tablo, bize bu mirasın yeterince sahiplenilmediğini hatırlatıyor.
Egemenlik: Adı Var, Kendi Yok
Meclis artık halkın iradesini tam anlamıyla yansıtamıyor. Yasama gücü sınırlanmış, kuvvetler ayrılığı zedelenmiş durumda. Demokratik denetim mekanizmaları etkisizleşmiş, kararlar dar bir merkezde toplanıyor. Oysa meclis bir zamanlar Anadolu’nun her köşesinden gelen temsilcilerin, milletin sesini duyurduğu yegâne yerdi. Bugün ise bu ses kısık, etkisi sembolik.
Demokrasi Sadece Sandık Değildir
23 Nisan’ın ruhu, halkın yönetime katılmasıdır. Ancak demokrasi sadece oy kullanmakla sınırlı değildir; ifade özgürlüğü, hukuk devleti, basın özgürlüğü ve hesap verebilirlik demokrasinin asıl temelleridir. Bugünse bu değerler ciddi biçimde aşınmış durumda. Basın baskı altında, yargı tarafsızlıktan uzak, farklı düşünceler cezalandırılıyor. Toplumun sesi, giderek daha fazla susturuluyor.
Çocuklara Armağan Edilen Ama Çocukları Unutan Bir Bayram
Atatürk, bu günü çocuklara armağan ederek geleceğin onlarda yükseleceğine inandığını gösterdi. Fakat bugünün Türkiye’sinde milyonlarca çocuk yoksullukla, eğitimsizlikle ve eşitsizlikle mücadele ediyor. Eğitim sistemi sürekli değişiyor, öğrenciler sınav stresiyle boğuşuyor, kırsal bölgelerde hâlâ temel eğitim hakkına erişemeyen binlerce çocuk var. Bu koşullarda 23 Nisan yalnızca törensel bir gün olmaktan öteye gidemiyor.
Geleceği inşa edecek nesillerin bayramı, onların ihtiyaçları ve hakları görmezden gelinerek kutlanamaz.
Umut Yine de Çocuklarda Saklı
Tüm bu karamsar tabloya rağmen, hâlâ umut var. Çünkü çocuklar; merakı, dürüstlüğü ve öğrenme isteğiyle bu toprakların en saf gücünü taşıyor. Onlara özgür düşünecekleri alanlar sunarsak, adil bir sistemde yetiştirirsek, bu ülkenin karanlıktan çıkma şansı vardır. 23 Nisan, tam da bu umudu diri tutmak için vardır.
Kutlamaktan Fazlası Gerek
23 Nisan yalnızca bir bayram değildir. O, halkın egemenliğini, çocukların geleceğini ve özgürlüğü temsil eder. Eğer gerçekten bu değerlere sahip çıkmak istiyorsak, onları yalnızca hatırlamakla yetinmeyip yaşatmamız gerekir.
Atatürk’ün dediği gibi, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” Ve bu millet, kendi iradesine ve çocuklarının yarınına sahip çıkacak güce hâlâ sahiptir.