AVRUPA`DAKİ SEÇMEN NEDEN SANDIĞA GİTMEDİ?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

AVRUPA`DAKİ SEÇMEN NEDEN SANDIĞA GİTMEDİ?

Önümüzdeki Pazar günü Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için ilk defa yurt dışında da sandığa gidildi.

Yüzde 10 u bile bulmayan bir oranda az katılım insanlarda özelliklede AKP çevrelerinde şaşkınlık yarattı. 

Dünyanın 55 farklı coğrafyasında yaşayan T. C Vatandaşı bu seçimlere neden bu kadar az ilgi gösterdi?

Bence bu düşük katılımın birçok nedeni olduğuna inanıyorum. 

Bu nedenlerin başında aldatılmışlık, üvey evlat muamelesi Türk politikacılarının ezici çoğunluğunun Avrupa’da – Amerika’da ya da başka ülkelerdeki yaşayan insanlara bakış açısı, döviz makinası olarak görmesi yatmaktadır.

Bunun dışında ülkedeki gerilim politikası ve Başbakanın söylemleri, adil olmayan bir yarış ve Türkiye’deki politikalara, politikacılara konan mesafe önemli rol oynamıştır.

Burada seçim dönemleri Türkiye’dekilere oranla daha mütevazı, daha gürültüsüz geçmektedir.

İnsanlarımızın alışık olmadıkları seçim çalışmaları, Propaganda yöntemleri yine insanlarımızı ürkütmüş olabilir.

Bunlara ek olarak sandık yerlerinin uzaklığının 200 kilometreye kadar varması, insanların bir kısmının izinde olması ve Türkiye’deki gidişata müdahale şanslarının azlığıdan önemli rol oynamış olabilir.

Bir sonraki seçimlerde mutlaka Internet üzerinden ya da burada olduğu gibi Mektupla ( Briefwahl) oy verimeli, sandıklar daha yakın yerlere kurulmalıdır.

Daha önce uçakla, araçlarıyla binlerce kilometre yol kat ederek sınır kapılarında oy verip dönen insanlarımızdaki bu değişim gerçekten takdire değer.

Bu ilgisizlik her ne kadar sandığa duyulan güvenin yok olması olarak anlaşılsa da ki umarım bundan demokrasi zarar görmez.

Ama bence yine de bu onurlu bir tavır, bir duruş ve toplumsal bir tepkidir.

Ne olursa olsun bu değişim bize Avrupa’daki seçmenin Türkiye’dekilerden daha seçici olduğunu gösteriyor. 

Çünkü buradakilerle Türkiye’deki siyasi kültürü, siyasetçiyi kıyaslama şansı var.

Yurt dışındaki Türkiyeliler kendilerini dolandıran, emek hırsızlığı yapan, birikimlerini yağmalayan yeşil sermayeye tavır koymayan, haklarını savunmayan partilere, politikacılara kızmış, küsmüştür. Onları affetmemektedir.

Buradaki insanlarımız buraya geldiklerinden beri birçok sorunlarında yalnız bırakılmıştır.

Analizlere devam edecek olursak önceki seçimlerde de yaşanan ’’ Hile ’’ iddiaları, oyların Türkiye’de sayılacak olması, güvensizlik,  sonuçların farklı çıkma ihtimali sandığa geniş katılımla gitmeyi engellemiştir.

Türkiye ilk defa böylesine bir adaletsiz seçim yarışı sonrası seçime gidiyor.

Her şey gözler önünde.

Bir yanda Erdoğan’ın sınırsız imkânları, devletin tüm kurumlarının seferber edilmesi, arkasındaki aslında tarafsızlığını, inandırıcılığını kaybetmiş medya gücü ve karşısında kıt imkânlarla yarışan ama daha seviyeli, sakin ve barışçı söylemleriyle çatı Adayı Ihsanoğlu ile Türkiye’nin tüm kesimlerine hitap eden Demirtaş.

Tercih Türkiye’deki halkların. Bu tehlikeli ve korku dolu gidişat durdurulabilir.

Göreceğiz Kaos, siyasi rakiplere Linç, Ayrımcılık, Mezhepçilik, İnkâr politikalarına ve Rejim değişikliğine, taraflı Yargı ile devam mı edilecek yoksa insanların barış, birlik, kardeşlik ve özgürlük duygularıyla yan yana yaşayacağı yeni bir Türkiye için mi oylar verilecek.

Günün Sözü: Yalan söyleyenler, doğru söyleyenlere inanmazlar. ( Münir Üstün)

Mehmet Tanlı