Hülya Yazıcı

Hülya Yazıcı

22 Haziran 2025 Pazar

    ODAKLANMAK ZORUNDAYIZ

    ODAKLANMAK ZORUNDAYIZ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Görünürde iki sert dalga iktidarı yerinden etti, edecek, gibi …

    Ekonomi ve İmamoğlu dalgası …

    Ama buzdağının altı daha katmanlı ve derin …

    İktidarların asıl görevi toplumsal huzuru korumak, çağa göre düzenlemek, kendilerine görev veren vatandaşına, güvenli yaşam kalitesi sağlamak ve var olan şartları daha da iyileştirmek esasında …

    Sakin bir an…

    Endişesiz bir ortam bulsak, zihnimiz bu denli bulanmamış olsa ve düşüncelerimiz kontrolümüze bir an dahi girebilse, belki durup, derin bir nefes alıp, odaklanabileceğiz.

    Zihni ayıklamak, düşünceyi kontrol altında tutabilmek için ne gerekiyorsa maksatlıca biz vatandaştan uzak tutuluyor.

    Bilinçli yaratılan kaos, her birimizi farklı yönlere çekiyor, her birimiz farklı dramlarla mücadele ediyoruz.

    Bir bütüne odaklanamıyoruz,

    O kadar kaosa sürüklendik ki, huzur can sıkıntısı gibi geliyor. İçerisinde kaos barındırmayan tartışmasız, keyifli bir sohbeti bile zul görüyoruz.

    Zihnimiz toplumsal ve bireysel sorunlarla kaosta, bulanık halde.

    Huzurla bakabilsek, büyük fotoğraf ve çözüm belki de tam karşımızda…

    Şu anki gibi, tek bir taraftan bakarsak, öğrenme ve fark etme sürecimiz durur… Büyük bir kısmımız için çoktan durdu da…

    Ağaçlarla uğraşırken, ormanın tüm canlılarıyla yok edildiğini, temel hayatın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, diploma iptal edildi derken, kazanılmış tüm hakkedişlerimizin bizden de alınabileceğini, mülteciler çoğaldı derken, her an bizimde mülteci konumuna geçebileceğimizi, sebepli, sebepsiz özgürlüklerimiz giderken, bir gün topluca esarete gireceğimizi …

    Adalet var diyenlerin bizim odaklanmamıza başarıyla engel olabildiklerini….

    Medya gücüyle zihnimizi kaosa sokup, suni karmaşalarda düşüncelerimizi kendi kontrolümüzden çıkardıklarını, kısacası tüm bu hengamede hedeflerini kolayca gerçekleştirdiklerine, topluca birlikte, odaklanamıyoruz.

    Çünkü, gerçekte büyük resim çok daha net ve bir o kadar da ürkütücü… Varlığımız, daha ötesi durup alabildiğimiz özgür nefes tehdit altında.

    Esasında hayat ikilemlerin birbirini uyumla tamamlamasından oluşur.

    İyi-kötü, güzel-çirkin, Karmaşa- düzen, gibi…

    Buradan bakınca ikilemleri yok etmenin çözüm olmadığını, tam tersine ikisinin arasındaki farkı görüp, daha sağlıklı kararlar alabilmemiz için en etkili araçlar olduğunu da görebiliriz.

    Bizim var olan ikilemlerden çıkaracağımız en sağlıklı deneyim, şaşırdığını düşündüğümüz zihnimizi, tüm algılardan arındırarak, gerçek ve ortak sorunumuza odaklandırmayı başarmak.

    Ortak sorunumuz, adil, adaletli paylaşıma, demokratik, hukuk üstünlüğüne dayalı, millet egemenliğini sonuna kadar sağlamış mutlu Türkiye yaratma mücadelesidir.

    Bu mücadeleyi, bu sorunları önümüze, en ağır şekliyle koyan ve bize planlı kaos yaratanları dinleyerek, çözemeyiz… Dinledikçe yarattıkları algılarının odaklanmamızı engellediğini, zihnimizi bulandırdığını fark edemiyoruz. Bir girdapta, kaotik olarak dönüyoruz.

    Oysa döngüyü sağlamalıyız.

    Bize yaşattıklarından edindiğimiz olumsuz tecrübelerle artık taşlar daha net yerine oturmalı ve döngümüzü hızla başlatmalıyız.,

    Bu yepyeni döngüde kahramanlarımız ve bize yol açacak olanlar ise, hiç şüphesiz, bireysel ve özgür ruhlu, adilce sorgulayan, olaylara farklı birçok bakış açısı getirebilen, bilgiye hızlı ulaşan, teknolojiye hakim Z kuşağı…