Hasan Arslan

Hasan Arslan

22 Haziran 2025 Pazar

    5. DALGA CHP’YE KAYYUM- KEMAL KILIÇDAROĞLU – AKLIMDA DELİ SORULAR

    5. DALGA CHP’YE KAYYUM- KEMAL KILIÇDAROĞLU – AKLIMDA DELİ SORULAR
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    CHP’li belediye başkanlarına, başkan yardımcılarına ve bu belediyelerde çalışanlara uygulanan dalgalar 5’i buldu.

    Aklımda deli sorular…

    Bu deli sorular aklıma son dalgadan sonra düştüler.

    Bu son dalganın arkasında yatan Kemal Kılıçdaroğlu’na; „Hazır ol vaktine Nemçe Kralı!“ çağrısı olmasın sakın…

    Olur mu bilmem ama; „Olmaz!“ da diyemiyorum.

    Özgür Özel genel başkan; partinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu olarak kaldığı sürece gelecek seçimleri kazanma olasılığının kalmadığın gören AKP genel başkanı ve akıl hocası MHP genel başkanının aklına bu düşünce gelmiş olamaz mı?

    Ben; „Olmaz!“ diyemiyorum.

    Kemal Kılıçdaroğlu‘nun Özgür Özel’e karşı genel başkanlık seçimini kaybettiği CHP Kurultayı yargıda. Oradan tam kanunsuzluk- butlan kararı çıkması için tezgâh kuruldu.

    O tezgâha; başını CHP eski milletvekillerinden Barış Yarkadaş’ın çektiği, yeterinden çok goygoycu da bulundu.

    Yarkadaş ve şürekâsı o denli dikkatle yazılmış yolsuzluk masalları anlatıyorlar ki; konuyu gündemine alan yargıya o kurultayla ilgili olarak istenilen kararı vermekten başka bir olanak kalmıyor.

    Adlar veriyor Yarkadaş, rakamlar veriyor, sanrısın delege pazarı kurulmuş ve delegeler de kendilerini satmaya dünden hazırlar…

    Kimin eli kimin cebinde, bilmek olanaksız…
    5. Dalgayı yaptıran akıl; Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçme kararında olduğuna kesin inanmış gibi.
    O nedenle de 5. Dalga kendisinden önceki dalgalardan çok daha ince hesap üzerine kurulu gibi görünüyor.,

    Amaç ne Özgür Özel’den ne de Ekrem İmamoğlu‘ndan kurtulmak…

    Bu dalganın amacı tümüyle CHP’den kurtulmak üzerine kurulmuş.

    Parti paramparça edilecek ve bir daha belini sittin sene doğrultamayacak…
    Turbun büyüğü torbadan çıktı gibi…
    Kılıçdaroğlu; duruma bakılırsa, partinin başına geçerek, tarihsel bir görevi yerine getirmek ve partiyi kurtarmak gibi havada…

    O; o havada da, partinin başına geçmesinin kimin ve neyin hesabı olduğunu bilmiyor gibi sanki!

    Bilmiyorsa, siyaseti der bilmiyor demektir.

    Biliyorsa, bu doğrudan partiye ve partinin üyelerine, seçmenine akıllara durgunluk verecek boyutta bir ihanettir.

    Yapar mı?

    Ben; „Yapmaz!“ diyemiyorum.
    Sergilediği tavır, yaptığı son açıklama bunu yapmaya hazır olduğunu gösteriyor.

    5. Dalgadan önce şöyle bir açıklama yaptı:

    Sessizliğimiz Suskunluk Değil, Sorumluluktur…

    20 Kasım 2023 tarihinde, 38. Kurultayımızın üzerinden henüz iki hafta geçmişken, kurultaya ilişkin bazı iddialar kamuoyuna yansımaya başladı. O gün yayımladığım videoda, partimizi korumak adına gerekli olan her şeyi açıkça ve kararlılıkla dile getirdim.

    Ancak o günden bu yana, organize edilmiş, kimliklerini gizleyerek karanlıkta hareket eden trol hesaplar üzerinden sistematik bir linç kampanyasına maruz bırakılıyorum.

    Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum.

    Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de…

    Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda.

    Sahte sosyal medya hesaplarından, fonlanan sözde akademisyenlere, iftira ve manipülasyonla mesleklerini kirleten bazı gazetecilere kadar uzanan geniş bir cepheyle karşı karşıyayız.

    Ve ne yazık ki, dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda.

    “Hiçbir bilgi sahibi olmadığım konuda konuşmamı istiyorlar”

    Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar.

    Oysa biz, bu milletin hakiki gündeminden sapmadan yürümek zorundayız.

    Şahsi değil, kamusal olana; dedikoduya değil, hakikate yaslanmak zorundayız.

    Ben, polemikle değil halkla konuşan bir siyasetçiyim.

    Ve beni tanıyan herkes bilir: Eğer ortada bir gerçeklik varsa, onu eğip bükmeden, çekinmeden, dimdik bir duruşla dile getirmekten asla geri durmam.

    “Sizden korkan sizden namerttir”

    Beni direklere asacaklara, silahla vuracaklara, beni yakacaklara, taşlatacaklara, bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum: Sizden korkan sizden namerttir.

    Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum:

    Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harim-i ismetinde boğmaya muktediriz.”

    Bu açıklamanın son iki cümlesi çok dikkat çekici ve dikkatle kurulmuş, kime ve nereye gideceği ince ince hesaplanmış gibi geldi bana.

    Aklımdaki deli sorular şöyle:

    „Kemal Bey; sizden mesaj bekleyen, herkes dedikleriniz kimlerdir?“

    „Partinin harem-i ismetinde boğmaya muktedir olduğunuz parti düşmanlarının adlarını da verir misiniz?“

    Savaşta mısınız Kemal Bey?

    „Kime ya da kimlere karşı savaşıyorsunuz?“

    „Savaş açtıklarınız arasında Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, belediye başkanları, belediye başkan yardımcıları, belediye çalışanları da var mı?“

    Kendinizde misiniz, iyi saatlerde olsun da mısınız?“

    Her ne kadar yüzünüze tükürmek isteyen lamalar olduğundan söz etseniz de; lamalar da hak edenin yüzüne tükürüyorlar…

    Böyle bir şeyi hak ettiğinize inanmasam da…

    Sessizliğiniz sorumluluğunuzdan değil, tam tersine sorumsuzluğunuzdandır.

    Erdoğan; bir konuşmasında, “Şaibeli bir kurultayla genel başkanlarını tehcir ettiler.” demişti.

    Siz de; “Bu her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Nedir şaibe? Ya çık açıkla diyecekler ya da böyle bir şey yoktur diyecekler. Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, sükut ikrardan gelir. O zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir.” demiştiniz.

    „Siz şaibeli misimiz Kemal Bey?“

    „Ne zamandan beri?“

    „Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum.

    Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de…

    Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda.“ diyorsunuz ya;

    „Sizi tehdit edenler kimlerdir Kemal Bey?“

    Yazık! Çok yazık Kemal Bey!

    Bu denli düzey düşüklüğü yaşamak her babayiğidin kârı değil…

    Bozkırın tezenesi de diyor ya hani; „Gendim ettim, gendim buldum…“

    Ama siz salt kendinize değil, Mustafa Kemal’in partisine, Türkiye’yi kurtaran ve cumhuriyeti kuran partiye ediyorsunuz.

    Aklımdaki son deli soru:

    „Siyaset tarihi sizi hangi harflerle yazacak Kemal Bey?“