Hasan Arslan

Hasan Arslan

22 Haziran 2025 Pazar

    HAK – HUKUK – ADALET

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    HAK – HUKUK – ADALET

    Benim yazlık sitede bir arkadaşım var.
    Kendisi askerî yargıç olarak albay rütbesiyle emekli bir subaydır.
    Bir sohbetimiz sırasında “Bir ülkede adalet düzenini çürütürseniz, o ülkeyi ayakta tutamazsınız. Çöker. Bütün kurumlarıyla çöker. Adalet sistemi her ülkenin yaşam kaynağıdır. Bu kaynağı kurutmayacaksınız.” demişti.
    Sen; devleti senin duygu ve düşüncelerine, kişisel buyruklarına uygun bir yargı organıyla yönetme kararı aldığında adalet kaynağını kuruttun.
    Kendi yargıçlarını bularak, bulduğun o yargıçların cüzdanlarını doldurdun. Ancak; vicdanlarını aldın ellerinden. Hukuku guguka çevirdin.
    Hakkı da hukuku da kendin ve çevrene topladığın avenen için istiyorsun. Senin ve yakın çevrenin dışında kalanların dünyaları yansa içinde tek çöpün yok.
    Hukuku guguka, intikam hukukuna çevirdiğin için ne demokratik kurum bıraktın ülkede ne de demokrasinin kurallarından eser. Devlet bir hukuk devleti olmaktan çıktı senin yönetiminde. 
    İnsan hakkı dokunulmazdır. Tabudur insan hakkı. Evrensel bir değerdir. En temel özelliğidir hakkı insanın. Senin gözünde insanını hakkının toplu iğne başı kadar bile bir değeri, bir anlamı yok.
    Hak da hukuk da, adalet de senin dinine, senin mezhebine senin ümmetine. Senin dininden, mezhebinden, ümmetinden olmayanın ne hakkı var ne hukuku. Öyle olunca da adalet diye bir kavram da, kurum da yok senden olmayana.
    Bu tutumunla yurttaşları senden olanlar ve senden olmayanlar diye ortadan ikiye böldün karpuz böler gibi.
    “Cumhur başkana hakaret” diye bir suç yarattın. İşine gelmeyen herkesi bununla suçluyor ve yargıçların hiç zaman yitirmeden durumdan görev çıkarıyorlar ve suçladığın kimse atıyorlar kodese. Sorgu da yok, sual de. Savcı iddianamesini yazmak zorunda bile saymıyor kendisini.
    Yargıçlarını da savcılarını da bir tarikatın ya da cemaatin müritleri arasından seçiyorsun. Bu dün de öyleydi, bugün de böyle.
    Son yargıç ve savcı atamalarında görev verdiklerinin tümünü, partili olanın tarafsız olamayacağını hiç dikkate almadan, partinin çeşitli katmanlarında görev yapan avukatlardan özenle seçtin.
    Bu yargıçlardan ve savcılardan hak ve hukuka saygılı, adaletli yargılama beklenebilir mi?
    Kuruyu da yakarlar bunlar, kurunun yanında yaşı da.
    Gizli ve yalancı tanıklık sıradanlaştı senin yönetiminde yargı sisteminde.
    Haber yapan gazetecilerin başlarının üstünde Demokles’in kılıcı oldular senin yargıç ve savcıların.
    Savcılar; iddialarını kes, yapıştır uygulamasıyla tek tip yapar duruma geldiler.
    Önce tutukla, sorgusuz-sualsiz yatır senelerce, sonra uydurma savlarla yargılarsın anlayışı egemen sistemde.
    Yaptığın, yaptırdığın işler için yasalar, yasa değeri taşıyan kararlar alıyor, aldırıyorsun. Yaptığın, yaptırdıkların işleri bu yasa ve yasa değerindeki kararlara uygun olarak yapıyor ya da yaptırıyorsun da onlar yasalara ve kararlara uygun olsalar da hukuku asla uygun olmuyorlar.
    Yargının sana uymayan kararlarını tanımamakla kalmıyor, yüksek yargının sana uymayan kararlarını tanımamakta da hiçbir sakınca görmüyorsun.

    Bağımsız yargıdan söz etme olanağı yok artık. 
    “Yargı bağımsızdır.” diyene kargalar bile güler.
    İşte; tam da bu nedenle biz, “HAK – HUKUK – ADALET” diye haykırıyoruz.

    Hasan Arslan