19 Mayıs 2025 Pazartesi
Merz hakkında 'kirli iş' sözleri nedeniyle suç duyurusu
Sağlık Çalışanları Futbol Turnuvasında Hem Rekabet Etti Hem Eğlendi
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Yazmıştım… Kısa bir tatil için Antalya’dayız… Şu an Lara’daki bir tesisin deniz kıyısındaki barındayız… Karşımızda masmavi Akdeniz… İnsana sonsuzluk duygusu veriyor… Kıyıları Mısır, Hitit, Fenike, Hellen, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi dünya tarihine yön vermiş medeniyetlere evsahipliği yapmış… Ünlü bir yazar ‘Akdeniz’i tutkuyla sevdim‘ demiş ya bizimki de aynı…
Birara sıkı bir rüzgar çıktı, yüksek dalgalar kıyıya vurmaya başladı… Cankurtaran genç direğe kırmızı flamayı çekti. Yüzmek tehlikeli ve yasak… Denizde kimse kalmadı. Yakındaki bara geçtik… Eşim kitap okuyor… Avusturyalı yazar Robert Seethaler‘in ‘Das Cafe ohne Namen‘ romanını… İçinde çok sayıda küçük portre ve anekdot bulunan bir roman.
Ben de bara yaslanmış İngiliz ve Belçikalı turistlerle sohbete daldım. Kayınbirader çok uzun yıllardır Londra yaşıyor… Londra’yı konuştuk… İngilizlerin en çok Fethiye, Ölüdeniz, Göcek, Dalyan veya Marmaris’te tatil yaptıkları ama artık Antalya’ya yöneldikleri söyleniyor. Sebebini o da bilmiyor, eşiyle hep Antalya’ya geliyormuş…
Orta yaşlı Belçikalı turist Brüksel’de bir şirkette yöneticiymiş. Eşiyle her yıl gelirmiş Antalya’ya… Biraz siyaset de konuştuk… Belçika’da Flamanlar ve Valonlar (ve Almanca konuşan Belçikalılar) yaklaşık 200 yıldır ortak bir devlette birleşmiş olmaları gerçeğini… Brüksel bölgesi anayasa gereği Flamanca ve Fransızca iki dilli.
‘Brüksel’de bölgesel seçimin üzerinden 10 ay geçti. Meclis’teki 14 partiden 89 vekil var. Hala koalisyon kurulamadı/tartışılıyor. Konut sorunu, uyuşturucuya bağlı suçlar, doğru dürüst çalışmayan metro gibi AB metropolünün sorunlarının nasıl çözüleceği henüz bir kez bile müzakere edilmedi. Brüksel bölgesinin borcu yedi yıl önce 5 milyar avro iken, bugün 14 milyar avroya ulaştı.‘ diyor Belçikalı… Dertli mi dertli… Bir dokun bin işit misali…
‘Avrupa’da pek çok insan savaştan, terörden, işsizlikten, yoksulluktan, yabancı olan her şeyden korkuyor. Bu nedenle birçok kişi AB yerine ülkenin kendi çıkarlarına daha fazla odaklanmasını istiyor. Bu durum, aşırı milliyetçi populist partilerin yükselmesine de yansıyor‘ diyorum. Dost canlısı Belçikalı onaylıyor… İngiliz de ‘İt’s so true‘ diyor…
Neyse rüzgar dindi, deniz sakinleşti… Cankurtaran genç, kırmızıyı indirip sarı-kırmızı flamayı çekti. Gence ‘Çektin yine GS flamasını‘ diyorum şaka yollu… FB kongre üyesi olarak ‘Plajlarda siyah-beyaz, sarı-kırmızı flamalar var da niye sarı-lacivert yok‘ diye ekliyorum… Gülüyor… Deniz suyu serin ama tertemiz… Girip çıkıyoruz…
Epey ilerimizde DSİ’ye ait bir kepçe Akdeniz’e ulaşan derenin kumla kapanan ağzını açmak için harıl harıl çalışıyor. Dün gidip kepçeciyle konuşmuştum. O her yıl bu işi yapıyormuş. Dağlar gibi kum tepeleri yığıyor. Doğanın gücü işte… O açıyor, deniz kumları getirip kapıyor, akma dercesine… Kepçe operatörü akıllı adam…
Derenin ağzı tıkanınca denizden balıklar dereye geçip yumurta bırakamıyormuş… ‘Halit abi ben kumu çekerken doğanın ekolojik dengesini sağlıyorum aslında. Balıklar yumurtluyor, çoğalıyor‘ diyordu… Almanya’da çok akrabası varmış… Yıllar önce Almanya’da yaşayıp tatile gelen genç bir kız ile tanışmış. ‘Beni beğenmedi‘ diyor…
Ekliyor… ‚‘Önce üzülmüştüm ama iyi ki beğenmemiş. Evlendim. İki kızım var. Eşim de çalışıyor. Kepçe operatörü oldum. Memnunum, mutluyuz. DSİ’de çalışıyorum. Almanya’ya ithal damat olup belki de mutsuz olacaktım.‘ Cevabım ‘Hayat bu işte… akıp gidiyor. Önemli olan senin ve eşinin mutluluğu‘ oldu. ‘Evlatlarını iyi yetiştir‘ dedim…