KILIÇDAROĞLU 28 MAYIS SEÇİMİNDEN SONRA HEMEN İSTİFA ETMELİYDİ

3

BEĞENDİM

ABONE OL
Kılıçdaroğlu 28 Mayıs seçiminden sonra hemen istifa etmeliydi.
CHP`nin önünün açılması için Kılıçdaroğlu derhal istifa etmelidir!
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde ve siyasi partilerde etik kuraldır. Seçimi kaybeden Parti Başkanı ertesi günü istifa eder ve yeni bir lidere kapıyı açar. Böylece seçim yenilgisi, parti üyeleri ve oy veren seçmenler arasında, seçim kaybıyla doğan umutsuzluk, hayal kırıklığı ve kırgınlık, yeni bir umudun ve özgüvenin doğması nedeniyle kısa sürede giderilebilir.
Kılıçdaroğlu’nun 14-28 Mayıs seçimlerini kazanarak Cumhurbaşkanı seçilmesi için, yazılarım ve Almanya`daki konferanslarımla büyük uğraş verenlerden biriyim.
Özellikle de Alevi inancı nedeniyle bazı kesimlerden gelen çekincelere karşı, bu inanç sahibi bir Cumhurbaşkanımızın olmasını yürekten diledim ve bunu çevremle de paylaştım. Kılıçdaroğlu’nun bu seçimi kazanmak için büyük bir uğraş verdiğine hepimiz tanık olduk.
Yasalara göre Erdoğan’ın yeniden aday olmaması gerekiyordu. Buna ne yazık ki Millet İttifakı Partileri gereken yasal ve siyasal direnci göstermediler. Bu büyük bir yanılgı ve yanlıştı. Bu seçimlerin demokratik ve eşit koşullara uygun yapılmadığını, Devlet kurumu olan TRT`de seçim kampanyasında Erdoğan’a 48 saat, Kılıçdaroğlu’na 32 dakika süre verilmesi, demokrasiyi yok sayan bir anlayışın ve büyük adaletsizliğin en açık kanıtıdır.
Seçim sonuçları kesinleşerek Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. CHP`nin ve Millet İttifakı partilerinin adayı Kılıçdaroğlu bu secimi kaybetti. Nokta. Bu sonucu başarı gibi gösterme çabaları ve yorumları, özellikle CHP`li seçmenlerin aklıyla alay etmektir ve onları öfkelendirmektedir.
Bu değerlendirme ve yorumlar, Kılıçdaroğlu’nun hala parti başkanlığını bırakmak istemediği biçiminde anlaşılmaktadır. Oysa sayın Kılıçdaroğlu kendisine duyulan sempatiyi ve saygıyı koruyabilmesi için, 29 Mayıs sabahı istifa etmesi gerekiyordu. Çünkü beklenmeyen ve büyük hayal kırıklığına yol açan bu sonuç kendisinin 13’üncü seçim kaybıydı. Aslında demokrasiyle yönetilen ülkelerde ve siyasi partilerde, her parti başkanının ilk seçim kaybından sonra istifa etmesi en ahlaki kuraldır. Ne var ki bu etik kural Türkiye`de ve demokratik kurallarla yönetilmeyen Siyasi Partilerde uygulanmamaktadır. Ancak bu denli sayıda seçim kaybetmiş bir liderin hala, birtakım gerekçelerle istifa etmeyişini anlamak, asla kabul edilemez.
Komşu ülkemiz Yunanistan`da 22 Mayıs 2023 tarihlerde Parlamento seçimleri yapıldı. Seçimi kaybeden Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) Lideri ve Eksi Başbakan Aleksis Çipras hemen istifa etti. Kendisi henüz 49 yaşında bir siyasetçidir.
Kılıçdaroğlu bu Politikasıyla Partisine ve Kendine zarar vermektedir!
2024 Mart sonunda Türkiye`de Yerel Secimler yapılacaktır. Bu nedenle CHP`de olası erken bir tarihte Parti Kurultayı yapılmalı, genç, dinamik, partiye ve seçmene umut ve yeniden güven vadeden bir liderin ve yeni kadroların göreve gelmeleri ertelenemez bir görevdir. Böylece CHP çok önemli olan bu seçimlere tüm gücü, kadroları ve üyeleriyle yönelmelidir. Bunun en erken sürede yapılmaması durumunda, CHP`nin elinde bulunan büyük belediyelerin ve diğerlerinin de kaybedilebileceğini, görmek için kâhin olunması gerekmiyor.
Konuştuğum ve iletişimde olduğum birçok CHP`li, Kılıçdaroğlu istifa etmez ve parti başkanı kalırsa, Yerel seçimlerde oy kullanmayacaklarını açıklıyorlar.
İsmail Saymaz yeni bir araştırma sonuçlarını yayınladı (Sözcü, 10.7.2023). Buna göre CHP`li seçmenin yüzde 78,5’i partide değişim istiyor. Yüzde 72,5`i ise Kılıçdaroğlu’nun CHP Başkanlığını bırakmasını istiyor. Yüzde 64,5`i ise Ekrem İmamoğlu Genel Başkan seçilirse, CHP`ye olumlu yansıyacağını söylüyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu partide değişim çağrısına, “Sadece Kemal Bey gitsin`in bir anlamı yok. Yüzde 48`i, 51 yapabiliyorsak bu değişimdir.
Kılıçdaroğlu kurultayda aday olur ama yerel secim sonrasında yeni bir değerlendirme yapar.” diyor. (Cumhuriyet, 10.7.2023).
Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu, Kuşoğlu kafasındaki yardımcıları tarafından aday olmaya önerilmekte ve sürekli olarak yanıltılmaktadır. Çünkü onlar layik olmadıkları bu göreve yeniden gelemeyeceklerini çok iyi bilmektedirler. Onlar için önemli olan seçimlerin CHP tarafından kazanılması değil, hakketmedikleri bu görevlerde kalabilmeleridir. Kuşoğlu’nun yukardaki bu açıklaması bunun çok açık kanıtıdır.
İmamoğlu Değişimden ne anladığını açıklamalıdır!
Partide değişim önerisini özenle vurgulayan İmamoğlu’nun, bu kavramın ve programın içeriğini daha fazla gecikmeden açıklaması gerekmektedir. Öncelikle CHP`li seçmen kanımca değişimden, CHP`nin temel ilkelerini ve kuruluş felsefesini günümüz koşullarıyla ve de Sosyal Demokrasi ilkeleriyle bütünleştiren yeni bir program beklemektedir. Öncelikle de CHP`de gerçek anlamda demokratik işlerlik ve yeniden yapılanmanın gerçekleşmesini istemektedir.
Bu nedenle CHP tüzüğünde köklü yapısal değişiklikler yapılarak, demokratik işlerlikle bağdaşmayan Genel Başkan yetkileri, CHP kurultayına ve Merkez Yönetim Kuruluna verilmelidir. Genel Başkan yardımcıları, Genel Sekreter ve Sayman başkan tarafından değil, CHP kurultayı tarafından seçilmelidirler. Merkez yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına parti meclisi karar vermelidir. CHP Milletvekili ve Belediye başkan adayları, CHP ye aidat ödeyen ilgili il ve bölge üyeleri tarafından önseçimle aday olabilmelidirler. Kurultay delegeleri düzenli aidat ödeyen ilgili il ve ilçedeki partili üyeler tarafından özgürce seçilebilmelidirler.
Demokrasiyle yönetilen ülke siyasi partilerinde Parti İçi demokrasi işlerliği böyledir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP, Parti içi demokratik işlerliğe de öncülük yapmalıdır! Siyasi Partilerde demokratik kuralların olması ve uygulanması, Genel Başkanların görevlerini özgüvenle ve şeffaflıkla yapabilmelerini de böylece sağlamış olacaktır.