AŞIRI FEDAKARLIK NEDİR VE NASIL YENERİZ?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Fedakârlık deyince bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçmek durumu aklımıza geliyor. Fedakârlık çoğu kişilerin, sahip olmadığı insanlarda zor bulunan bir özelliktir.

Genellikle aile ve sevilen kişiler için fedakârlık yapılır.

Bazen de hiç tanımadığımız insanlara da fedakârlık yapılabiliyor.

Aşırı fedakâr olan insanlar, kendi hayatlarındaki ihtiyaçları maddi, manevi, ruhsal ihtiyaçlarını görmezden gelip başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından ön sıraya yerleştirirler ve sürekli başkalarının ihtiyaçlarını giderme uğruna çaba sarf ettiği müddetçe, bir zaman sonra yorulduğunu fark ederler. İşte burada fedakarlıklarını durdurma kararı aldıklarında ise, karşı taraftan yani ilişki kurduğu kişilerden,

Bu Arkadaş olabilir, Eş olabilir, Sevgili olabilir ve Anne baba çocuk olabilir, bu sefer karşı taraftan şöyle tepkiler alırlar. Sen çok değiştin, sana bir haller oldu, sen eskiden böyle değildin gibi.

İşte aşırı fedakâr tutumu olan insanların Aslında, bu durumu önceden fark edip kendisini tanıyıp kendi ihtiyaçlarının neler olduğunu önceden fark edip bunun doğrultusunda ilişkilerini kuvvetlendirebilirler.

Aslında fedakârlık kötü bir şey değildir. Önemli olan bizim ilişkilerimiz de fedakâr tutumları sergilememiz gerekiyor. Bazen biz verici olmamız gerekiyor, bazen de karşı taraftan olacak. Fakat bu durum yani fedakârlık dediğimiz ilişkiye kuvvetlendirecek olan tutumlar, tek bir taraf tarafından gerçekleştiğinde ise, burada sıkıntılar oluşuyor.

Bu yüzden, eğer ilişkilerinizde fazlasıyla yorulduğunuzu düşünüyorsanız, artık yeterli olmadığınızı fark ettiyseniz, lütfen ilişkilerinizde ne kadar fedakarlıklar yaptığınızı vermekle birlikte karşı taraftan ne kadar aldığınızın kar- zarar analizini yapmanız gerekiyor. Bir taraf kar, karşı taraf feda ediyorsa, bu durumda mutlaka sıkıntılar yaşanacaktır.

Şöyle bir gerçek var ki,

Aşırı fedakâr olan kişiler genellikle aşırı empati kurarlar ve empati kurduklarında, karşı tarafın zarar görme ihtimali veya karşı tarafın ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi durumlarla dair aşırı vicdan azabı duyabilirler.

Böyle durumların yaşanmaması için, kişilerin ilk olarak kendisinin kim olduğunu, kendisinin nasıl ihtiyaçlarının olduğunu, hayatta neyi başarmak, neyi yapmak, gerçekleştirmek istediğini, yani hedeflerinin neler olduğunu bilmesi gerekiyor.

Bütün bunlara rağmen kişilerin fedakarlığının çok yapmalarının nedeni, aşırı endişeler yoğun korkular, takıntılı düşünceler ve aşırı vicdan azabından da olabiliyor. Örneğin, biz anneler çocuklarımız doğduğundan beri hiçbir fedakarlığı esirgemeden yapıyoruz.

Hasta olduklarında sabaha kadar onların yemeğini yedirmek için kendi yemeğimizde vazgeçiyoruz.

Onların okul ihtiyaçları için, kendi ihtiyaçlarımızdan vazgeçiyoruz.

Bunlar hayatınızda gayet yaptığımız normal ve sağlıklı fedakarlıklarımızdır. Burada kendimizi asla önemsemeyiz. Her fedakarlığı bir sorun olarak bakmamak gerekiyor.

Ancak kişiler aşırı fedakarsalar kendilerini ve bu durumları engelleyemiyorsalar, psikolojik ve psikiyatri destek almaları gerekiyor. Kendini harcamakla fedakârlık arasında çok büyük farklar vardır.

Dünyada her şeyin bir ölçüsü vardır. Sevginin saygının ölçüsü de fedakarlıktır fedakârlık yapmayana sevgisine inanılmaz. İnsanı insandan ayıran özelliklerden birisi de fedakarlıktır. Fedakârlık insanın içinden çıkmayan bir duygudur. İnsanların yaptıkları fedakarlıklar kişiliklerini gösterir. Uğrunda fedakârlık yapmayacağınız sevgileri yüreğinizde taşıyıp da boşuna yük etmeyelim. Her şeyin azı karar, çoğu zarar. İnsanlara sadece hakkettikleri kadar fedakârlık yapalım. Ne az ne çok her şey haddini aşmasa güzeldir.  Hayat çok kısa birazda kendimizi düşünelim ve kendimizi önemseyelim.