Gönen Çıbıkcı

Gönen Çıbıkcı

22 Haziran 2025 Pazar

    ANNELER GÜNÜMÜZ

    ANNELER GÜNÜMÜZ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Anneler günü yine mayısın ikinci pazar günü kutlanılıyor.

    Yaşamsal sorunlar arttığı, ülkemiz için, toplum için çok endişeli olduğumuz bu günlerde “Anneler Günü” nasıl bir anlam taşır?

    Bu günü kutlamalı mıyız, ya da nasıl kutlamalıyız?

    Günümüzdeki zorluklar düşünüldüğünde, “Anneler Günü”nü kutlamak her zamankinden daha anlamlı olabilir.

    Bu özel gün, annelerimizin koşulsuz sevgisini, fedakarlıklarını ve emeklerini hatırlamak ve onlara minnettarlığımızı göstermek için bir fırsattır.

    Ancak, farklı sosyoekonomik koşullardaki insanlar için bu kutlama farklı şekillerde olabilir. Ekonomik zorluklar yaşayan aileler için Anneler Günü, maddi hediyelerden ziyade daha çok sevgi, ilgi ve birlikte geçirilen zamanla anlam kazanabilir.

    “Anneler Günü”nü kutlama biçimleri için değişik örnekler bulabiliriz:

    En değerli armağan içten gelen bir “Anneciğim, seni çok seviyorum” ve sıcak bir kucaklaşma…

    İçtenlikle söylenen bir sevgi sözü ve samimi bir sarılma olabilir.

    Çocukların kendi elleriyle hazırladığı el yapımı küçük bir armağan, bir kart, çizdikleri bir resim ya da topladıkları çiçekler anneleri için çok değerli olabilir.

    Ailece birlikte geçirilen kaliteli zaman, yapılan basit bir yürüyüş, oynanan bir oyun veya anlatılan bir hikaye annenin en büyük mutluluğu olabilir.

    Ev işlerinde yardım: O gün annenin üzerindeki yükü hafifletmek, ona dinlenme fırsatı vermek de en güzel hediyelerden biri neden olmasın… Evde hazırlanan basit bir kek veya sevdiği bir yiyecek annenin yüzünü güldürebilir.

    Daha iyi ekonomik koşullara sahip aileler için “Anneler Günü” kutlamaları daha farklı olabilir. Asıl önemli olanın maddi değer değil, sevgi ve düşüncelilik olduğu unutulmamalıdır.

    Annenin ilgi alanlarına veya ihtiyaçlarına yönelik, anlamlı ve özenle seçilmiş bir armağan alınabilir. Bu bir kitap ya da uzun zamandır istediği bir “eşya” olabilir.

    Güzel, içten bir akşam yemeği: Ailece güzel bir “aş evinde” akşam yemeği yemek ya da evde özel bir sofra hazırlamak çok anlamlı ve değerli, keyifli bir kutlama olabilir.

    Annenin dinlenmesini ve yeni yerler görmesini sağlayacak küçük bir kaçamak, gezi planlanabilir.

    bağış: “Annenin adına” yardım kuruluşlarına yapılan bir bağış, hem anlamlı bir armağan olabilir hem de ihtiyaç sahibi annelere destek sağlayabilir.

    Aile büyükleriyle bir araya gelmek: Eğer olabilirse, büyükanne gibi diğer annelerle, akrabalarla “geniş bir aile kutlaması” düzenlemek güzel bir fikir olabilir.

    Çiçek, buket ile annesine giden çok insan var ve bu da yeni çağların bir göreneği oldu..

    Önemli Olan Nedir?

    Unutmamalıyız ki, “Anneler Günü”nün özü, annelerimize duyduğumuz “sevgiyi, saygıyı ve minneti” açıklayabilmektir.

    Ekonomik durum ne olursa olsun, samimi bir gülümseme, içten bir teşekkür ve sevgi dolu bir kucaklama her anne için en değerli armağan olacaktır.

    Özellikle zor zamanlarda, annelerimize destek olmak, onların yanında olduğumuzu hissettirmek ve onlara “moral” vermek, annemizi önemsediğimizi göstermek çok daha önemlidir.

    Bu Anneler Günü’nde, olanaklarımız ne olursa olsun, annelerimize “onları ne kadar çok sevdiğimizi” ve “takdir ettiğimizi” göstermeliyiz.

    Boş vermeden, aksatmadan bu günün anlamını düşünüp, annemizi ve onunla olan bağımızı, duygularımızı yaşamalıyız, yaşatmalıyız.

    Benim düşünceme göre herkes yine ve yeniden annesiyle duygusal bağ kurmalı, ona çok daha geniş yer vermeli zihninde ve kalbinde…

    Dünyayı var edecek ve de biçimlendirecek olanlar annelerdir hep…

    Hangi yaşta olursanız, olun hep sevgi gösterin, sevin annenizi, her bir an onunla kucaklaşın, bırakın sarılsın, öpsün sizi anneniz…

    Yanlarında olmanız en değerli armağandır, kalpten gelendir, sevgi dolu olandır…

    Eğer, annemiz artık bu dünyada değil ise, onu en içten sevgilerimizle, düşüncelerimizle, anılarımızla anmalı ve bugünü “onunla yaşıyor” olabilmeliyiz…

    Annesine hiç doyamamış, onunla hiç yaşayamamış olanları da düşünüyorum… “Anneler Günü” buruk bir gün olacaktır onlara… Onların içinde ne acılar, ne özlemler, ne göz yaşları gizlidir… Annesizlik çekenlere de yer verin kalbinizde…

    Ben anneme doyamadım, küçük yaşlarda evden ayrıldım, yaşamıma tek olarak yol verdim… Yatılı okul ve çalışma yaşamı, gurbet, ayrılıklar, kısa tatiller…

    Annem aklıma her geldiğinde gözlerime gelir yaşlarım…

    Onunla çok iyi bir dostluğumuz, arkadaşlığımız vardı; birlikte düşünürdük, projeler, işler planlardık… Sevgi içinde idik… Birbirimizi hep anlardık, dinlerdik..

    Onu çok ve derinden özlüyorum, yeri asla doldurulamadı ve doldurulması da olası değil..

    Bu öyle hemen gelip geçen bir duygusallık değil.

     “Ağlarsa anam ağlar…” sözü de gerçekten çok doğru.

    “Bağdat gibi diyar, ana gibi yar olmaz”… sözü de tam bir gerçek.

    Yaşlanıyor muyum, diye de düşünmüyorum.

    Ya da “yaşlanmaya doğru” bir yola girdiğim için belki de “yaşamsal deneyimler ve öğretilerle” birlikte ama ille de “duygularımla” ve “zihinsel gücümle” söylüyorum:

    Annenizi sevin, sarılın, kucaklaşın ağlaşın ama asla “yok saymayın”, hep onunla olun..

    “Annenizi hiç unutmayın”…

    Öğretmen Gönen Çıbıkcı