22 Haziran 2025 Pazar
Trafikteki her 1000 otomobilden 15'i elektrikli
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Türkiye’nin toplumda görülen bir geleneği var ki üzerinde iyi düşünmek gerekir.
Devlet dairelerinin, belediyelerin üst makamlarında görevliler vardır.
Yönetici olan bu kişiler aslında kendilerine “belli güçler”, görevler verilmiş kişilerdir.
Bir makama yeni birisi geldiğinde hemen bir “trafik” başlar.
Önde geldiği düşünülen kuruluşlar, dernekler “yeni” görevli kişiye “makamında” bir ziyaret yapma isteğinde bulunurlar, kendilerinde böyle bir hak olduğunu düşünürler…
Şimdi durup bir düşünelim ve soralım:
Nezaket olsun, saygı ve sevgi gösterelim… gibi gerekçeler gösterilerek yurttaşların “resmi görev” yüklenmiş kişileri “makamlarında” ziyaret etmeleri sizce “nasıl” bir davranıştır?
Durduk yerde, hiç bir programa dayanmadan, elde “somut” bir çalışma ilişkisi olmadan, resmi bir başvuruya da dayanmadan bazı derneklerin, kuruluşların ya da bir grup kişinin bir resmi kurumu, bir resmi daireyi örneğin bir belediye başkanını, kaymakamı ziyaret etmesi ve “sohbet” edebilmeleri çok yaygın bir “görenek” bir “uygulama” haline gelmiş.
Bu adetler ne zamandan bu yana böyle yayıldı, yaygınlaştı bilmiyorum.
Bunun hoş ve doğru bir uygulama “olmadığını” düşünüyorum
O daireyi şu an yöneten kişi o kurumu, o makamı temsil etmektedir ve görevi yasaların “kendisine yüklediği” görevleri yapmaktır, sorumluluklar taşımaktadır.
Genelde de zaten “ancak” kendi görevlerine zaman ayırabilmektedirler.
Bu görevli kişileri “sohbet toplantıları”, “nezaket ziyaretleri” ile “zor” durumda bıraktıklarını göremiyorlar mı?
O ziyarette bulunmak isteyenlerin ancak o daireden bir “isteği” olacaksa bunu da “yazılı” olarak yaparlar ve de konu ile “ilgili bir memur”, bir görevli zaten vardır o da size “başvurunuzun gerekenini” yapar.
Türk toplumunda son yıllarda yaygınlaşan bu “ziyaret adeti”ni yararsız ve hatta bir “zaman çalma” olarak yorumluyorum.
Bu tür yaklaşımlardan artık vazgeçilmeli, daha “uygar” ve kültürel düzeyi yüksek uygulamalara, alışkanlıklara yönelmeliyiz.
Çağdaş bir devlet yönetimi ya da yerel yönetimler yani “kamu” halka hizmet götürmek ve devlete düşen görevleri yerine getirmek içindir.
Her bir kuruş, her bir “dakika” kamunun elinden en “iyi değerlendirilmiş” olarak tüketilmelidir.
Her bir yönetici ve her bir görevli bu “bilinç” ile çalışmalıdır.
Daire amirleri ve yöneticiler böylesine yanlış ve haksız uygulamalara “izin vermemelidir”.
Bu anlamda gereksiz ziyaret isteklerini de açıkça yorumlayıp, kabul etmemelidirler.
Çağdaş ve uygar bir toplumun ölçülerini kabul edip uygulamaya sokabilmeliyiz.
Devletin güçlü olabilmesi, sosyal ve ekonomik kalkınmanın da bir ön koşulu bu olabilir.
Bu tür geleneklere bir toplumsal açıdan bakabiliriz bir de görevlendirilmiş kişinin içine gireceği durumunu düşünerek bakmalıyız.
Ayrıca hukuk devletinin en önemli bir ilkesi de yasalar önünde “herkesin eşit” olmasıdır.
Bu anlamda her hangi bir kişinin ya da grubun kendilerine bir ayrıcalık kaynağı bulup, öne çıkmak isteyerek “kamu görevlilerine” böylesine yakınlaşmalar kurmak istemesi pek doğru değildir.
Batı toplumlarında bu tür ziyaretlerin olmadığını ya da çok ender ve sınırlı olduğunu düşünüyorum.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 29.09.2024