İNSAN ŞÖYLE DİYEBİLMELİ…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

.  İnsan Şöyle Diyebilmeli:

– Ben ülkemi seviyorum.

– Ben yurdumu seviyorum.

– Ben bizim insanlarımızı seviyorum.

– Ben insan olanları seviyorum.

.    Evet, sevmek gerekir…

Tek başına da olsak, yapa yalnız da dursak yaşamda yine de sevmek gerekir.

Yurdumuzu ve insanlarını sevmek gerekir.

Arı, duru bir öz sevgi yeter sevmemiz için.

Öyle çok ağdalı sözlere, süslü laf oyunlarına hiç de gerek yok.

Yeter ki içimizden sevebilelim onları.

Onların hiç haberi olmasa da…

Bir yurdumuz, bir ülkemiz var diye de olsa yine de sevmeliyiz.

İnsanlarını öyle çok, çok da beğenmesek bile, onlar bizi hiç tanımasa da, yine de o insanları, azıyla, çoğuyla, yine de sevmek gerekmez mi…

Önce insanı sev ki senin insanlarını da sevebilesin değil mi?

İnsanı sevebilmek…

İnsanın da ayrımını yapmadan, hemen temelden sevebilmek…

Kadın, erkek… diye de sakın hiç bir ayırım gözetmeden…

İnsanı severken ne onun rengine ne de öyle pek kökenine bakmadan, ayırmadan onları öyle hemen…

Yok, inancı şöyleymiş, yok böyleymiş… diye de bakmadan…

İnsan tümüyle bir tek soy olsun, bir tek canlı türü olsun hepimiz için, bu yeterli olsun…

İnsanı sevmeyi bilelim ki kendi insanımızı da öylesine sevebilelim yürekten.

Ama olmaz ki böyle, diyorsanız da birazcık haklı olabilirsin belki de…

O zaman ille de ayıracaksak insanları kendine göre, bir seçim yapmam gerek diyor isek, şunları koymalıyız önümüze ve de ona göre seçip, ayırabilmeliyiz:

-İnsan olan dürüst olmalı…

-İnsan olan adil olmalı…

-İnsan olan vicdan sahibi olmalı…

-İnsan olan alçak gönüllü olmalı…

-İnsan olan yardım sever olmalı…

-İnsan olan gösterişten uzak durmalı…

-İnsan olan lafını, sözünü tartarak kullanmalı…

-İnsan olan başkalarını küçük görmemeli…

-İnsan olan “haramdan, rüşvetten” uzak durmalı…

-İnsan olan işini “tam hakkıyla” yapmalı…

-İnsan olan “adam kayırmamalı”…

-İnsan olan “acıma duygusuna” sahip olmalı…

-İnsan olan “insan gibi” davranmayı bilebilmeli..

Hem de “ben insanların böylesini beğenirim” diyor isek, toplumda onların çoğalmasını istemeliyiz kendimizce…

Onların insanca yaşayabilmesini istemeliyiz.

“İnsanca yaşamak” istiyor isek, “insanca düşünmesini” bilmemiz gerektiğini öğretmeliyiz birilerine, onlar istemese bile…

İnsanın “sevilmesi gerekir” diye düşünüyor isek, yine de sevmeliyiz.

İnsanın bir başka insana zarar vermemesi gerektiğini bağıra, bağıra söylemek ise hiç gerekmez, çünkü “insan olan” bunu bilir zaten.

“İnsan olmak amma da zormuş” diyorsan da tam da asıl olan yere gelmişsin, demektir.

Sadece bir insan türünden bir varlık olmak yetmemeli.

Kendimizi, aklımızı, bilgimizi, yüreğimizi önemseyip, gayret ve özen göstermeliyiz ki ilkeli, iyi ahlaklı bir insan olabilelim.

Yani, işte bu, “tam” bir insan olabilmeyi isteyebilmek…

Gerçekler önümüze serilmeye başladıkça, düşünüp de ileriye doğru, aydınlığa yaklaştıkça kavramaya başlayacağız “asıl sevgi”lerin neler olduğunu…

Sevgilerimiz, mutluluklarımız, yaşama sevincimiz ve de öz güvenimiz sardıkça benliğimizi insan olmanın da tadına ereceğiz.

Belki de kendimizce içimizden bağıracağız:

 “”Yaşamak güzel şey be kardeşim!””

Öğretmen Gönen Çıbıkcı