Gönen Çıbıkcı

Gönen Çıbıkcı

22 Haziran 2025 Pazar

    AKIL VE RUH SAĞLIĞI NE DURUMDA?

    AKIL VE RUH SAĞLIĞI NE DURUMDA?
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Bir insan “nasıl ve hangi koşullarda” yaşamak ister?

    Birçok “şey” istiyor gibi gözüksek bile aslında sağlıklı ve huzurlu olarak hiç kimseye “muhtaç” olmadan yaşamak isteriz. (Genel eğilim)

    Evet, temel kural bu olmasına rağmen gittikçe huzursuz, sağlıksız ve endişe içinde olsuğumuzda her geçen gün çok daha karamsar ve çaresiz duruma düşeriz.

    Toprağını, ülkesini bırakıp (sözde) kalkınmış ülkelere gidenler, gitmek isteyenler artıyor.

    Bireylerin iç huzuru kalmadı ve sağlık durumları kötüye gidiyorsa bu durumda genel olarak “toplum” da kötüye gidiyordur. Toplum kötüye gidiyorsa tek tek bireylerin de sağlığı kötüye gider, sağlığı kötüye giden birey ne özgür bir iradeye sahip olabilir ne de kötü koşulları değiştirebilir

    Neden, böyle bir tablo ortaya çıkıyor? Bunu oluşturan etkenler, nedenler nelerdir? Hangi güçlerin işine gelir?

    Bu “olumsuz gidiş” durumu için “akıl sağlığı nedir, ruh sağlığı ve beden sağlığı” karşılaştırması yapalım istedim, araştırdım, karşılaştırdım:

    “Akıl sağlığı” ve “ruh sağlığı” terimleri genellikle birbirinin yerine kullanılsa da, farklı anlamlar taşıyabilir.

    Genel olarak, her ikisi de bir bireyin “duygusal, psikolojik ve sosyal iyilik halini” ifade eder.

    Akıl sağlığı sorunları, “düşünce ve algıda” bozulmalar, “konsantrasyon güçlüğü”, “karar vermede zorluklar” gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

    Akıl sağlığı, bireyin bilişsel süreçlerini, yani “düşünme, algılama, karar verme, problem çözme ve hafıza” gibi zihinsel işlevlerini kapsayan bir kavramdır.

    Akıl sağlığı yerinde olan bir kişi, gerçekliği “doğru algılar”, “mantıklı” düşünebilir ve “günlük yaşamın zorluklarıyla” başa çıkmak için “zihinsel yeteneklerini” etkili bir şekilde kullanabilir.

    Bazı yaklaşımlarda akıl sağlığı daha çok “beyin fonksiyonlarıyla” ilişkilendirilir.

    Ruh sağlığı ise akıl sağlığına ek olarak bireyin “duygusal denge, kişisel ilişkiler, stresle başa çıkma becerisi” ve genel olarak “yaşamdan keyif alma kapasitesini” de içeren daha geniş bir kavramdır.

    Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve başkalarıyla “uyum içinde olmasını”, “toplumla etkileşimini ve üretkenliğini” de içerir.

    Ruh sağlığıdaki sorunlar, “sürekli üzüntü, anksiyete, yalnızlık, öfke patlamaları, günlük aktiviteleri yapmada zorluk çekme”… gibi duygusal ve davranışsal belirtilerle ortaya çıkabilir.

    .  Akıl sağlığı ve ruh sağlığının karşılaştırılması yapabiliriz.

    1-Odak noktası: Akıl Sağlığında bilişsel işlevler (düşünme, algılama, hafıza, problem çözme) vardır.

    Ruh Sağlığında “duygusal denge, ilişkiler, stresle başa çıkma, genel iyilik hali, yaşamdan keyif alma” olguları incelenmeli…

    2-Kapsam: olarak akıl sağlığında genellikle daha dar bir tanımla “zihinsel süreçleri” vurgular. Bazı kaynaklar, “ruh” kelimesinin soyutluğundan dolayı “akıl sağlığı” veya “zihin sağlığı” terimini daha uygun bulur.

    Ruh Sağlığı daha geniş bir perspektifle bireyin bütünsel iyi olma halini kapsar. Duygusal, sosyal ve psikolojik yönleri içerir.

    3- İlgili bozukluklar ise akıl sağlığında “izofreni, paranoid bozukluk” gibi daha “ağır seyirli, bilişsel fonksiyonları etkileyen” durumlar görülür. (bazı durumlarda).

    Ruh Sağlığında depresyon, anksiyete bozuklukları, fobi, panik bozukluğu, bipolar bozukluk gibi duygusal ve davranışsal bozukluklar…..

    Ancak genel olarak ruh sağlığı terimi, akıl sağlığı bozukluklarını da kapsayabilir.

    4- Belirtiler olarak akıl sağlığında “düşünce bozuklukları, konsantrasyon güçlüğü, gerçeklikten kopukluk, hafıza sorunları” görülür.

    Sürekli üzüntü, kaygı, öfke, sosyal geri çekilme, uyku ve iştah sorunları.

    5- Etkileşim de akıl sağlığında “ruh sağlığının” önemli bir bileşenidir. Bilişsel işlevlerdeki bozulmalar ruhsal durumu etkileyebilir.

    Akıl sağlığını da içeren daha kapsayıcı bir şemsiye terim olarak görülebilir. Ruhsal iyi oluş, akıl sağlığını olumlu etkiler.

    BİREYİN GENEL “MENTAL” SAĞLIĞINI NELER İFADE EDER?

    Mental sözcüğü, özellikle tıp alanında kullanılan bir terimdir. “Zihin ve akıl” ile ilgili faaliyetler mental sözcüğü ile ifade edilmektedir. (İng.)

    Bir bireyin “genel mental sağlığı”, sadece zihinsel bir hastalığın olmaması değil, aynı zamanda kişinin “yaşamla başa çıkma”, “potansiyelini gerçekleştirme” ve “topluma katkıda bulunma yeteneğini” de içeren kapsamlı bir iyi oluş halidir.

    Bu, “duygusal, psikolojik ve sosyal refahın” bir birleşimidir.

    Bir bireyin “genel mental sağlığının” iyi olduğunu gösteren birçok faktör vardır. Bunlar şunları içerir:

    -Duygusal Denge ve Yönetim: Kişinin duygularını sağlıklı bir şekilde tanımlayabilmesi, ifade edebilmesi ve yönetebilmesi. Aşırıya kaçan veya sürekli değişen ruh hallerinin olmaması, üzüntü, kaygı gibi olumsuz duyguların sağlıklı bir şekilde deneyimlenip üstesinden gelinebilmesi.

    -Stresle Başa Çıkma Becerisi: Günlük yaşamın normal stresleriyle etkili bir şekilde başa çıkabilme, zorluklar karşısında dirençli olabilme (rezilyans) ve geri toparlanabilme yeteneği.

    -Olumlu İlişkiler Kurma ve Sürdürme: Aile, arkadaşlar ve toplumla sağlıklı, destekleyici ve anlamlı ilişkiler kurabilme ve bu ilişkileri sürdürebilme. Empati kurabilme ve başkalarıyla etkili iletişim kurabilme.

    -Üretkenlik ve Amaca Yönelme: Çalışmada, öğrenmede veya diğer günlük aktivitelerde üretken olabilme, yeteneklerini kullanabilme ve hayatta bir amaç veya anlam duygusuna sahip olma.

    -Kendine Yeterlilik ve Özsaygı: Kendini değerli hissetme, kendi yeteneklerinin farkında olma ve kendine güven duyma. Olumlu bir benlik algısına sahip olma.

    -Esneklik ve Uyum Sağlama: Değişikliklere ve yeni durumlara uyum sağlayabilme, farklı bakış açılarını değerlendirebilme ve düşünce ve davranışlarda esnek olabilme.

    -Anlamlı Etkinliklere Katılım: Kişinin “keyif” aldığı, ona başarı hissi veren veya hayatına anlam katan Etkinliklere katılımı ne durumdadır?

    -Fiziksel Sağlığa Önem Verme: Yeterli uyku, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi fiziksel sağlığı destekleyici alışkanlıklara sahip olmak; çünkü zihin ve beden sağlığı birbiriyle yakından ilişkilidir.

    -Yardım İsteme Yeteneği: Gereksinim duyulduğunda destek arayabilme, profesyonel yardım alma konusunda açık ve istekli olmak… (Hukuk devleti, sosyal devlet… gerekli)

    .    Mental sağlık, birçok “biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörün” karmaşık etkileşimiyle şekillenir: Bunların bazısını ya da tümünü etkileyebilen yabancı (dış) etkenler olabilir. İnsanlar bu nedenle uyanık ve bilinçli olöalıdır.

    -Biyolojik etkenler: Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, kronik fiziksel hastalıklar, uyku düzeni, beslenme ve madde kullanımı (alkol/uyuşturucu).

    -Psikolojik etkenler: Kişinin düşünce kalıpları, başa çıkma stratejileri, çocukluk deneyimleri (travma, istismar), kendini algılama biçimi ve geçmiş deneyimlerden öğrenme yeteneği.

    -Sosyal ve Çevresel etkenler: Sosyal destek sistemleri (aile, arkadaşlar), ekonomik durum (gelir, işsizlik), eğitim, barınma koşulları, ayrımcılık, şiddet ve toplumsal olaylar.

    .   Bu etkenlerin birleşimi, bir bireyin “mental sağlık durumunu” belirler ve kişinin yaşamla nasıl başa çıktığını (başa çıkamadığını) kendini nasıl hissettiğini ve başkalarıyla nasıl etkileşim kurduğunu doğrudan etkiler. Mental sağlık sürekli bir değişim halindedir ve yaşam olayları karşısında dalgalanabilir, toplum etkiler.

    . İnsanın “akıl ve ruh sağlığını etkileyenler” onu yönetebilir ve kullanabilirler.

    .  MENTAL SAĞLIK YERİNE BAŞKA TANIMLAMAYI KULLANABİLİRİZ:

    – Zihin Sağlığı: Bu terim, özellikle bilişsel süreçlere ve düşünsel fonksiyonlara vurgu yapmak istediğimizde kullanılabilir. “Mental” kelimesi Latince “mens” (zihin) kökenli olduğu için, “zihin sağlığı” anlam olarak oldukça yakın ve Türkçe’de daha yaygın bir ifadedir.

    -Psikolojik Sağlık: Mental sağlığın yerine “psikolojik” kelimesi, ruh bilimiyle ilgili olduğu için, bireyin duygusal durumu, düşünce biçimleri, davranışları ve kişiliği gibi unsurları içeren daha geniş bir perspektifi kapsar.

    -Ruhsal İyilik Hali: Bu ifadeler, sadece hastalık veya bozukluk olmamasını değil, aynı zamanda kişinin genel olarak kendini iyi, dengeli ve yaşama uyum sağlamış hissetmesini vurgular. “İyi oluş” veya “iyilik hali” terimleri, pozitif psikoloji alanında sıkça kullanılır ve bireyin potansiyelini gerçekleştirmesine odaklanır.

    -Kafanın Yerinde Olması / Akıl Sağlığının Yerinde Olması (Daha Gündelik Kullanım): Bu ifadeler, resmi olmayan, gündelik dilde mental sağlığın iyi durumda olduğunu belirtmek için kullanılır.

    -Bilişsel ve Duygusal Sağlık: Bu terim, mental sağlığın iki ana bileşenini (bilişsel işlevler ve duygusal durum) açıkça belirtmek istediğimizde kullanılabilir.

    ..Hangi terimin tercih edileceği, bağlama ve verilmek istenen mesaja bağlıdır. En yaygın ve kapsayıcı alternatifler zihin sağlığı ve psikolojik sağlık olarak öne çıkar. Bunu yitirdiğimizde hiç bir şeyin anlamı kalmaz.

    –  Sonuç olarak, günümüzde akıl sağlığı ve ruh sağlığı terimleri çoğu zaman eş anlamlı olarak kullanılmaktadır ve her ikisi de bireyin genel mental sağlığını ifade eder.

    Bu bilgiler ile “daha iyi” bir inceleme yapabiliriz, düşünüp, kavrayabiliriz… Önemli olan, kişinin hem bilişsel hem de duygusal olarak iyi hissetmesi, günlük yaşamda işlevsel olabilmesi ve yaşam kalitesinin yüksek olmasıdır.

    Genel bir kısa araştırma ile görebiliyoruz ki en önemli varlığımız “aklımız ve ruhsal yapımız, zihin”… çok boyutlu ve kapsamlı etkilenen varlıklardır.

    Neden, insan son yıllarda çok daha fazla ve hızla etkilenmekte ve sağlığını, mutluluğunu, huzurunu “bozulmuş” olarak bulmaktadır? Hangi güçler, etkenler bunu bize yapmaktadır? Neden böyle bir etkileme, programlama, saldırı.. olabilmektedir?

    . Tüm dünyada neden açlık, yoksulluk, çaresizlik, adaletsizlik sorunu var? Gerçekten dünyanın genel toplam geliri ve varlığı tüm insanlara çok daha iyi bir yaşam sağlamadan yoksun mudur? Açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe, tutsaklığa, düşünemezliğe (aptallığa), yeteneklerini kullanamazlığa… düşürülmüş, zorlanmış, bu yöne itilmiş bir insanlık “kimlerin” işine gelir?

    . Özgürleşmiş, bağımsızlığa erişmiş, sağlıklı, üretken, anaşitik düşünebilen, özgür iradeye sahip, temel yurttaşlık bilgilerini özümsemiş, çağcıl be bilimsel bakış açısına erişmiş “insanlık” neden istenilmez ve bunun için de “her yol, her tuzak, her etken” kullanılır?

    . Evrensel ve kütlesel, toplumsal bir duruma gelmekte olan bu “olumsuzluklarda” suç bizim “kendimizde” mi aranmalıdır? Ya da “kendimizi nasıl koruyabiliriz”, “nasıl korunmalıyız”, “tuzaklara düşmemek için” nasıl bir davranış ve düşünüş biçimi geliştirmeliyiz?

    . Bundan sonra işte bu temel sorulara odaklanmak gerekir; bunları anlamadan, araştırmadan bulmadan yapacağımız her türlü (sözde) mücadele, çaba, emek … sonuç olarak hiç bir durumu değiştiremez.

    . Evet, işin aslı ve özü budur. Analitik ve akılcı düşünüp, araştırmak ve bunlarla birlikte akıl, ruh ve beden sağlığımıza dikkat etmek ve korumak gerekir. “Algı yönetimleri” ile yaptıkları ele geçirme ve yönetme tuzaklarına karşı durmalıyız.

    Öğretmen Gönen Çıbıkcı

    … (Uzun yazıları okuyor ve anlamlandırıyor iseniz, “doğru” yoldasınız.)