22 Haziran 2025 Pazar
Berlin'de on binlerce kişi "Gazze için birlikte" yürüyüşüne katıldı
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
. Tarih boyunca bazı toplumlarda her zaman söylenir:
– “Yalan söylüyorlar, halkı kandırıyorlar!”
– “Olayları çarpıtıyorlar!”
. Çok eski yıllarda bir yerlerde uygulanmış ve ilk anda çok da başarıya ulaşmış yöntemler ile “halk” denilen kitleler bu yöntemlerle mutlu gibi olmuş, onlara inanmışlardır.
. Onlar bu yöntemler sonucunda olup bitenlerden haberdar bile olmamışlar.
. Ama o “acı dönem”ler, baskıcı, totaliter devlet bitti.
. İkinci dünya savaşında 60 milyon insan yitirildi, diye yazıyor tarih kitapları…
. Yerine barışçıl, çağdaş ve demokratik hukuk yöntemlerinin geçerli olduğu, sosyal adaletin ve ekonominin yükseldiği, ileri teknolojilere, akıllı yatırımlara geçilen dönemler geldi.
. Bugün ise yine de bu “eski yöntemler” bir yerlerde uygulanıyor olabilir.
. İnsanlık tarihinde kavgalar, savaşlar, sömürenler, sömürülenler, egemen güçler, global tuzaklar, gizli örgütler, satanlar, satılanlar ve de kahramanlar, yenilmeyenler, hak ve adalet için dik duranlar, doğrudan ayrılmayanlar, bilime insanların çıkarlarına hizmet edenler de oldu, olacaktır da…
. Tam da bu nedenlerden dolayıdır ki eli kalem tutan, ağzı laf yapan, sağ duyulu ve de yurdunu seven birileri varsa hiç de umutsuzluğa kapılmadan ve de yılmadan, ona buna da pek bakmadan sabırla “aydınlatma, bilgilendirme ve bilinçlendirme” çabaları göstermelidir.
. Barışçıl, demokratik ve saygıya dayanan bir temel üzerinden kendilerince emek harcayabilmeli, çalışabilmelidirler.
. Hiç bir “tane”, hiç bir “tohum” azımsanmamalıdır.
. Çalışan, çaba gösteren, emek harcayan, bilinçli kişilere de ne tepeden bakılmalı, ne de küçümsenmelidir.
. Evet, Türkiye için düşünecek olur isek “resmi kayıtlı 150 siyasi parti bu işleri yapsın, biz neyiz ki, ne işe yararız kiii” diye düşünenler ve öylesine de şen, şakrak, çok da mutlu yaşayanlar da vardır.
. Başka ülkeler, halklar çok başka davranabilirler, çünkü onların örnek alabilecekleri yaşanmış ve kanıtlanmış bir önderleri ve onun başarılı uygulamaları ve mücadeleleri ile ortaya konmuş, kanıtlanmış bir tarih, bir “kuruluş felsefesi” yok!
. Tüm bunlara rağmen, tam da bu nedenlerden dolayı bir durup “Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl bir kişilik idi, nasıl bir ruh ve zihin taşıyordu”, nasıl yaşıyordu, nasıl çalışıyordu…. diye düşünüp, “Ondan” kendimize örneklemeler çıkarabilmeliyiz.
. Ancak böylelikle çok daha umutlu, huzurlu, vicdanlı, bilinçli olarak yolumuza devam edebiliriz.
. Her şeyden önce kendimize, kendi milletimize ve de Türk devletine olan inancımızı sağlam tutmalıyız.
. Her zaman olduğu gibi bu devleti parçalamak ve ele geçirmek isteyen güç odakları ve onların yerli iş birlikçileri olacaktır.
. Bu güç odaklarına ve onların kullandığı kişi ve kurumlara karşı ulusal birliğimizi ve bilincimizi korumak zorundayız.
. Umut dolu olabilmek için kendi tarihsel başarılarımıza, bu devletin kuruluş ilkelerine ve Atatürk devrimlerine çok iyi bakmamız, onları anlamamız ve bu yolda kendimiz geliştirmemiz gerekecektir.
. Önümüze sürülen yapay gündemlere kapılmadan, zihin yönetimi tuzaklarına düşmeden gerçek birer yurt sever olarak öz bilincimizi ve irademizi güçlü tutmalıyız.
. Tek, tek “bildiklerimiz, elde ettiklerimiz, deneyimlerimiz, öğrendiklerimiz, bilgi ve bilinç düzeyimiz, yaşam kalitemiz”… yeterli olmayabilir.
. Bunlardan çıkarabileceklerimizi diğer insanlara aktarabilmeli, onlara sunabilmeliyiz.
. Boş ve saçma konularla ilgilenmeden zamanımızı ve gücümüzü en yararlı olabilecek biçimde kullanmalıyız.
. Bilinçli ve ilkeli davranıp, doğru ve eleştirel düşünceler, fikirler üretip, çevremize bunları sunabilmeliyiz.
. Bunun da en uygun, en kalıcı ve en akıllı yolu da yazmaktır ve yazılanları okuyuculara sunmaktır.
. Birilerinin bir yerlerde bunları, bu tür yazıları okuyup, yararlanacağına inanıyorum.
. Bu tür çalışmalar ayni zamanda bir sorumluluk ve yükümlülük olarak da görülmelidir.
. Güçlü ve özlü geçmişi ile bu devletin, bu ülkenin bugün “içine düştüğü zor durumlardan” kurtulması için her bir yurt severin daha dik ve uyanık durması ve çalışkan olması gerekecektir.
. “Çağdaş uygarlık yolunda” ilerleyen, demokratik, parlamenter, kuvvetler ayrımına dayanan bir “hukuk devletini” yeniden kurmak ve işlerlilik kazandırmak aslında hepimizin bugünkü “ana hedefi” olmalıdır.
Gönen ÇIBIKCI