21 Nisan 2022 Perşembe
SOSYAL BELEDİYECİLİK VE HALKÇI YÖNETİM
SEÇİMİN ARDINDAN
ALMANYA’DA IRKÇILIK VE YABANCI DÜŞMANLIĞI ARTIYOR
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
İNSAN DÜŞÜNCELERİNİN EFENDİSİDİR!
PAHALILIK İÇİN HÜKÜMETİ PROTESTO ETMELİYİZ!
NewsCHP Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak atanan Parti Meclisi Üyesi ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan çalışmalara hızlı bir şekilde başladı. Duisburg’daki CHP-NRW Bürosu’nu ziyaret eden Bülent Tezcan, NRW Eyaleti’ndeki partililerle bir araya geldi.
CHP Yurtdışı Örgütlenmeden Sorumlu Koordinatör Yardımcıları Günay Çapan, Nihat Yazıcı ve CHP-NRW Birliği Başkanı İbrahim Vural’ın hazır bulunduğu toplantıda Tezcan, „Hedefimiz Almanya’da ilk seçimlerde CHP’nin birinci parti olmasıdır. Hedefimiz Avrupa’daki vatandaşlarımızdan gelecek destekle Türkiye’de iktidar olmaktır “dedi.
NRW’de CHP örgütlenmesinde aktif olarak çalışan partililerle bir araya gelen Bülent Tezcan, gazetemize yaptığı açıklamada yeniden yapılanmanın alt yapısını tamamladıklarını belirterek şunları söyledi:
„Öncelikle sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını getirdim. Kılıçdaroğlu, size iletmem için şunları söyledi: ‚Gelinen noktada iktidar çok yakındır. Umudunuzu yitirmeyin ve çalışmalara aralıksız devam edin. Geliyor gelmekte olan “dedi.
Bu anlamda bizde aralıksız, yoğun bir şekilde Avrupa’daki siyasi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uzun zamandan beri yeniden yapılanmada sonuç aşamasına geldik. NRW Eyaleti’nde konsolosluklar bazında örgütlenme yapılacaktır. Köln, Düsseldorf, Essen ve Münster merkezli bir yapılanma olacaktır. Eyalet birliği kaldırılacaktır. Bütün Almanya’daki CHP Birlikleri’nin bir çatı örgütü olacaktır. Çok yakında CHP Almanya Federasyonu kurulacaktır. Bütün bu yapısal değişimlerdeki hedefimiz sandıktır. Seçimler yakındır ve bütün yurt dışı örgütlerimize sesleniyorum; seçimlere hazır olun. Çünkü iktidara koşuyoruz.”
Almanya’da yaşayan belgesel ve uzun metrajlı filmlerde yapımcı, yönetmen ve senarist olarak çalışan uluslararası ödüllü sanatçı Gülsel Özkan, „Haydi Almanya’ya gidelim (Auf nach Almanya)“ isimli göçün belgeselini çekti.
1961’in sonlarında Anadolu’dan Almanya’nın dört bir yanına başlayan göçün dünden bugüne hikâyesinin belgeselini çeken Gülsel Özkan, filmin 1 Kasım 2021 tarihinde saat 23:30’da Alman televizyon kanalı ARD’de ve 1 Aralık 2021 tarihinde saat 21:45’te BRD kanalında yayınlanacağını söyledi.
Hamburg Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu yönetmen Gülsel Özkan, „Alman endüstrisi her yıl ülkeye 400 bin yeni kalifiyeli göçmen almak istiyor. Bu durum 60 yıl önce Federal Almanya Cumhuriyeti ile Türkiye arasında işe alınan misafir işçileri hatırlatıyor. Film, Türkiye’den kadın ve erkeklerin gelişini, değişimlerini ve bugün toplumumuzu nasıl geliştirmeye ve şekillendirmeye yardımcı olduklarını anlatıyor“ dedi.
Yönetmen Gülsel Özkan, “Auf nach Almanya” adlı belgeselinde Almanya’daki toplumsal çalkantıların göçmenler üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Tarihsel dönüm noktaları arasında örneğin ekonomik kriz ve Türkiye’den işçi getirme durdurulması ve duvarların yıkılmasının yanı sıra Türkiye’de değişen ekonomik ve siyasi durum yer alıyor.
Aynı zamanda göçmen ailenin bir çocuğu olan yönetmen Gülsel Özkan, heyecanını ve mutluluğunu gazetemizle şu şekilde paylaştı:
„Çok büyük emek ve titizlikle hazıladığımız „ Haydi Almanya’ya gidelim“ filmimizin bitmesi ve akabinde Alman Televizyon Kanalı ARD’nin 1 Kasım’da yayınlayacak olması bizi çok sevindirdi. Bugün Almanya’da yaklaşık üç milyon Türkiye kökenli insan yaşıyor. Türkler, Kürtler, Ermeniler, Sünniler, Aleviler, Hıristiyanlar. Bunların yaklaşık yarısı şu anda Alman vatandaşlığına sahip. Bir çoğu burada doğdu ve büyüdü. Onlar artık sadece işçi ve hizmet sağlayıcı değil, aynı zamanda girişimciler, politikacılar, sanatçılar, bilim adamları. Filmde, “birinci kuşak”ın temsilcileri “dördüncü kuşak”ın temsilcileriyle buluşuyor.
Belgeselde eski FC Bayern oyuncusu Hamit Haltintop, politikacı Dr. Lale Akgün, Prof. Dr. Onur Güntürkün, yazar ve şair Molla Demirel, eğitimli terzi Filiz Taşkın, Kaberetist Özgür Cebe, Redaktör ve Doçent Berin Uyar, Musisyen ve Komponist Mikail Aslan ve Münih lisesi mezunu Kubilay Toptal. Birinci kuşak için asıl güdü tekrar tekrar ertelenen geri dönüş iken, ikinci kuşak genellikle iki kültür arasında bir hayat sürdü. Almanya’da doğmuş olmalarına rağmen kendilerini ne Türkiyeli ne de Alman toplumunun bir parçası hissettiler. Üçüncü kuşak eğitim, gelişme olanakları ve kişisel özgürlük açısından her türlü imkana sahipken, dördüncü kuşağın temsilcileri sürekli olarak “köken” sorulmadan “normaliteye varip, rahat bir “Alman” gibi kabul edilmeyi umuyorlar. “Almancılar”ın eğlenceli ve incelikli bir resmi – “Alman vatandaşları”, “Alman-Türkleri” “Türk-Almanları” olma yolunda. Bir gün sadece “Alman” mı olacaklar?“
Gülsel Özkan, Almanya’da yaşıyor, ancak dünya çapında çalışıyor. 1988’den beri ABD, Türkiye, Yunanistan, Guatemala, Ekvador, Kosta Rika, Çin ve Guatemala’da bağımsız film yapımcısı ve yapımcı olarak dünya çapında filmler yaptı. Bugüne kadar, Alman ve Avrupa pazarları için televizyon ve sinema için 30’dan fazla yapım ve senaryodan sorumlu olmuştur. Filmleri birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı. Filmlerden bazıları, Uluslararası Af Örgütü, Greenpeace, Pro-Asyl, Mülteci Konseyi ve devlet medya merkezleri ve çeşitli uluslararası üniversiteler de dahil olmak üzere siyasi eğitimde kullanılmaktadır. 2011-2013 Gülsel Özkan, Karlsruhe Sanat ve Tasarım Üniversitesi de dahil olmak üzere çeşitli üniversitelerde Stereoskopie 3D belgesellerde ve uzun metrajlı filmlerde hikaye anlatımı dersi verdi. Beyond Film Festivali gibi birçok ulusal festivalde ve Zimbabwe’deki Harare’deki “Afrika Uluslararası Kadın Filmleri Festivali” ve Çin’deki Pekin’deki VR Festivali gibi uluslararası festivallerde jüri üyeliği ve jüri başkanlığı yaptı. Çeşitli ulusal ve AB projelerinde proje yöneticisi ve proje danışmanı olarak görev yaptı. Bir 3D yapımcısı olarak, “Multicultural Society 3D ve Global (is) olation in 3D“, Bad Timing gibi kısa filmler, belgeseller ve sanat enstelasyonları başta olmak üzere birçok projenin hayata geçirilmesine katkıda bulunmuştur. Birkaç senaryo yazdı ve yeni medya formatları ve kavramlarının yanı sıra hibrit formlar için dramaturjik tavsiyeler veriyor. Gülsel Özkan, 2018’den beri Future Design Company GmbH’nin Genel Müdürü ve BEYOND Festivalin Sanat Direktörü olarak görev yapmaktadır.
Almany’da Çuval Dergisi’nin „Yaz Konserleri“ kapsamında Wuppertal Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlediği konserde sahne alan Mikail Aslan, yaklaşık 1 buçuk yıl sonra sevenleriyle buluştu ve hasret giderdi. Cemil Koçgiri ile birlikte Wuppertal’da Türkçe, Zazaca-Kürtçe şarkılar, Türküler okuyan Mikail Aslan, „Sanatımızla herkese hitap ediyoruz, herşey insanla, toplumla güzel“ dedi.
Çocukluk yıllarından beri bağlama çalan, anadilinde ilk bestelerini Malatya’da okuduğu dönemlerde yapan ve yıllarca hayalini kurduğu anadilindeki ilk solo albümünü (Agereyis) 1998 yılında Almanya’da çıkaran Mikail Aslan, salonu dolduran sevenlerine muhteşem bir müzik ziyafeti sundu.
2000 yılında Michael Weil ve Dieter Schmalzried ile beraber „Mikail Aslan Ensemble’i“ kuran ve aynı zamanda 2005 yılında otantik müziğini Senfoni Orkestrası ile buluşturma fikrini hayata geçiren Aslan, sanatı ve şarkılarıyla ayakta alkışlandı. Salonda Zazaca-Kürtçe bilmeyen Alevi, Sünni,Türk, Kürt toplumunu kaynaştıran Mikail Aslan, „Pandemi bizi ayırmıştı. Yaklaşık 1 buçuk yıldan beri sanatımızı icra edemedik. Sanatseverlerle bir araya ne yazık ki gelemedik. Uzun aradan sonra müziğimizi, sanatımızı sevenlerimizle birlikte yaşamamız son derece güzel bir duygu. Pandeminin sis bulutu yavaş yavaş açılıyor. Buna hasret kalmıştık“ ifadesini kullandı.
Anadilinde Kırmanciki müzik yapan, farklı dillerin kökenine inerek araştıran Mikail Aslan gazetemize şunları söyledi:
„Hayatın en güzel tadlarından biri müziktir. Bu hayatın tadı ancak insanla güzel olur. İnsan ise toplumla var olur ve toplumla güzel olur. Burada cemal cemale bu lezzeti paylaşmak son derece sevinç verici bir duygu. 30 yıllık sanat üretimimiz bir motivasyon ve bir estetikle oluştu. Sanatımızın bir duruşu ve tavrı ortaya çıktı. Bu tavırla dilimizi bilen veya bilmeyen insanları sevgiyle kucakladık. Ondan ötürü her konserde olduğu gibi bu salonda kapalısından açığına, gencinden yaşlısına, farklı millet veya kültürden insanları şarkılarımızla buluşturuyoruz. Çünkü sanatımıza kattığımız özel bir lezzetten dolayı herkese hitap ediyoruz. Gençlerin gelmesi ayrı bir mutluluk bizim için. 30 yıldan beri halkımız sanatımıza destek verdi ve onlarla birlikte büyüdük. Bizde onların güvenine layık olmak için çalışıyoruz.“
Çuval Dergisi yayın sorumlusu Devrim Dokdere ise, „Yaz Konserleri“ çerçevesinde Essen ve Wuppertal’dan sonra Eylül ayında Hamburg, Hannover, Heilborn, Rotterdam, Duisburg ve Brüksel’de Mikail Aslan ve Cemil Koçgiri ile konserlerimize devam edeceğiz. Büyük kültürel ve sanatsal organizelerle sanatseverlere hizmet vereceğiz“ şeklinde bilgi verdi.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Kuzey Ren Vestfalya Bölge Temsilciliği, Sivas’ta 2 Temmuz 1993 yılında 33 aydın ve sanatçının Madımak Oteli’nde yakılarak katledilmesinin 28’nci yılında Köln’den „“Çekin Tuğlayı Sorumlular Hesap Versin“ sloganıyla haykırdılar.
Köln’deki Dom Kilisesi önünde Ana Nejla Akbaba, Dedeler Cemalettin Eken ve Ahmet Karabulut birlikte gülbenk okuyup delil uyandırdılar. Daha sonra katliamda hayatını kaybeden 33 aydın ve santçı için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Anmaya katılanlar üzerinde Sivas katliamıyla ilgili sloganların yazılı olduğu dövizleri, Cemevleri’nin pankartlarını ve katliamda hayatını kaybeden 33 canın fotoğraflarını taşıdı.
Anmada SPD Federal Parlamento Milletvekili Elvan Korkmaz Emre, Yeşiller NRW Parlamentosu Milletvekili Berivan Aymaz, SPD NRW Parlamentosu Milletvekili Volkan Baran, Berlin Sol Parti Milletvekili Andrej Konstantin Hunko, SPD Milletvekili Susana dos Santos Herrmann ve AABF-NRW Başkanı Soner Solmaz birer konuşma yaptılar.
Konuşmacılar, Sivas Katlam davasında yaşanan adaletsizliklere, katillerin korunmasına, Alevilerin maruz kaldıkları baskı ve katliamlara ile Pir Sultan Abdal gibi zalimlerin karşısındaki dik duruşlarına vurgu yapıldı.
AABF-NRW Başkanı Soner Solmaz, „Madımak Oteli’nde kıblesi insan olan 33 Can yakılarak katledildi. Biz AABF olarak genel kurulumuzda Dersim 1938 kırmından dolayı, 4 Mayıs’ı kara gün ilan ettik.
2 Temmuz 1993‘de Aleviler için kara bir gündür. Bu gün kara kılan 33 canımızı Madımak Oteli’nde diri diri yakarak katledilmeleridir!. Madımak Utanç Müzesi olana kadar Sivas’a gideceğiz. Son aylarda mafya liderinin ifşalarıyla derin devletin hukuksuz, kanunsuz işleri ortaya dökülüyor. Burada Alevilere de yapılanlar ifşa ediliyor. Köln’den Alevi hareketi olarak sesleniyoruz; ‘Çekin Tuğlayı Sorumlular Hesap Versin’ diyoruz“
Ateşte semah dönenlerin aşkına gençler semah döndü. Ali Asker Arduç’un deyişler söylediği anma, delilin sır edilmesiyle birlikte sonlandırıldı.
Almanya’nın Duisburg kentindeki Averdunk Center’de pandemiden ötürü kapalı olan Güzellik ve Kozmetik Akademisi (Beauty Akademy), yeniden açıldı. Doçent ve öğrencilerle Akademi’nin açılışında bir konuşma yapan Beauty Akademi’nin yöneticisi Güler Parmak Caner, “Meslek altın bileziktir. Bu bilinçle öğrenci yetiştiriyor ve hayata kazandırıyoruz. Günümüzün ve geleceğin en güzel mesleği olan güzellik ve kozmetik mesleğiyle meslek edindirmeye devam ediyoruz” dedi.
Avrupa’da ilk kez devlet destekli olarak hizmet veren ve yüzlerce öğrenciye meslek eğitimi veren Beauty Akademi’nin yöneticisi Güler Parmak Caner, “Korana’dan ötürü akademimiz yaklaşık 8 aydan beri kapalı kaldı. Sağlık bakanlığının pandemi önlemleri çerçevesinde bugün yeniden akademimizi açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Umut ediyoruz ki, hayatımızı adeta felç eden, hayatı durduran, insanların yaşamına mal olan pandemi sona erer. Son bir buçuk yılda her alanda büyüyen kriz en çok kadınları ve çocukları olumsuz etkiledi. Bende bir anne olarak işsiz kadınlara meslek kazandırmak onlara destek vermek için “Meslek Edindirme” kampanyası başlatmıştım. Ancak, pandemiden ötürü akademimiz kapanınca hayata geçiremedik. Genç kadınların, işsizlerin yararlanmasını arzu ettiğim “Meslek Edindirme” kampanyasını devam ettirme kararı aldık” şeklinde bilgi verdi.
Akademinin açılış toplantısında Proje Yöneticisi Dieter Hicke, Doçentler Yusuf Caner, Vural Parmak, Fatma Taşçı, Manh Dung Nguyen, Lai Huynh ve Gülden Arı ile birlikte yeni dönem çalışma planlarını ve meslek edindirme kampanyası hakkında bilgi veren güzellik uzmanı ve eğitmeni Güler Parmak Caner, işsiz kadınları ücretsiz eğitim verdiklerini belirterek şunları söyledi:
“Duisburg ve çevresinde büyük bir işsizlik sorunu var. Ve bu sorun kadınları daha çok mağdur ediyor. Pandeminin yayılmasından sonra işsizlik arttı. Ruhr havzasındaki işsizlik oranı çok yükseldi. ‘Neler yapabiliriz’ diye düşündük ve meslek edindirmek için bir kampanya başlatmaya karar verdik. Özellikle işsiz olanlar hemen alabilir, onlara meslek kazandırabiliriz. Beauty Akademimizde eğitim alan kadınların büyük bir kısmı iş bulmuş ya da kendi iş yerlerini açmıştır. Bir kadın olarak bundan gurur duyuyorum. Kadın işsizlere bu zorlu süreçte meslek kazandırarak destek verebilirim. İşsiz olan kadınlar İş Dairesi (Jop Center) ile yaptığımız kooperasyonla hiçbir ücret ödemeden akademimizde mesleğe başlayabilirler.
Güzellik uzmanlığı, kalıcı makyaj uzmanlığı, pediküristlik, kozmetik ürün satıcılığı, makyaj uzmanlığı, epilasyon uzmanlığı, medikal ayak bakımı, protez tırnak, protez kirpik, plansma-pen, iğnesiz dolgu(hyaluron), visagist, hair & make up artist, micro anicro dermabrasion, micro nedling gibi alanlarda kurslarımız bulunmaktadır. Bugüne kadar bizden sertifika alan öğrencilerimizin çoğu kendi işlerini kurdular, ya da işyeri buldular. Bu alanda da kendilerine yardımcı oluyoruz. Kampanyamızdan yararlanmak için hemen başvurun”.
