1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Askeri harekâtlar, siyasi faaliyetlerin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüşü, orduların harekâtından daha seri hedeflere ulaşmayı temin edebilir. “

“Derhal şu veya bu sebepler için ulusu harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: Milleti harbe götürünce vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir. “

„Yukarıya tırnak içinde, koyu ve italik olarak aldığım bu sözleri kim söylemiştir? “diye sorsam hemen alırım yanıtını.

Savaşı ve savaşmayı ondan daha iyi bilen ne asker çıktı bugüne değin ne de siyasetçi.

Ama; Sovyetlerin dağıtılmasından sonra, kuzeyinden güneyinde ABD’nin salına salına boy gösterdiği tek kutuplu dünyamızda savaş, küçüklü büyüklü çeşitli boyutlarda yaşamında insanın ve insanlığın.

Ortadoğu Cehennemi bu savaşın en acımasız, en vahşi, en kanlı bölgesi ne yazık ki!

Bölgede, şu günlerde İsrail ve Hamas arasında yaşanan savaş; savaşın her iki tarafın için bunun bugüne değin en acımasızı, en vahşisi, en kanlısı…

Artık acımasızca işlenen cinayetler, kendilerine ait olmayan toprakların işgâli, insanları yurtlarından yuvalarından etme, ırkçılığın ve hoşgörüsüz inanç düşmanlığının sonucu olarak kendilerinden olmayanı, kendileri gibi inanmayanları yok etme sıradanlaştı bu bölgede.

Müslümanın Yahudi’ye, Yahudi’nin Müslümana su damlası kadar hoşgörüsü yok.

İnsan olanın canını yakan, yüreğini sızlatansa bu hoşgörüsüzlüğün onaylanması.

İnsanı en yüce değer sayan kişi ve kurumlar bu savaşın insana ve onun insanca yaşama hakkına büyük bir saldırı olduğunu anlatmaya çabalasalar ve savaşın sonlandırılması için taraflara çağrıda bulunsalar da tüm hızıyla sürdürülüyor savaş.

Çabalayan ve çağrıda bulunan bu kurumlardan biri, belki de en önemlisi War Resisters’ International (Savaşa Direnenlerin Uluslararası Ağı).

1921’de kurulmuş bu ağ.

40 kadar ülkede 90’dan fazla üyesi var.

Türkiye’den Vicdani Ret Derneği de üyesi bu kurumun.

Her tür savaşa ve silaha karşı, dünya barışından yana olan bu kurum aşağıya aldığım açıklamayı yapmış dünya kamuoyuna:

„Tam ölçekli savaş İsrail ve Filistin’e geri dönerken, biz; kuruluş bildirgemize dönüyoruz.

Savaş insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

Bu nedenle savaşın hiçbir türünü desteklememeye ve savaşın tüm nedenlerinin ortadan kaldırılması için çaba göstermeye kararlıyız.

Savaş bazen bombalar ve mermilerle yapılır.

Bazen de insanların temel gereksinimlerini karşılamalarını ve gelişmelerini sağlayan kaynaklara erişimleri kısıtlanarak ya da engellenerek yapılır.

Biz; savaş karşıtları olarak manşetlere yansıyan ve dünyayı sarsan ani, kasıtlı ve örgütlü şiddeti bugün ve her zaman reddediyor ve bilinçle kınıyoruz.

Ama; bununla yetinmeyip, 7 Ekim Cumartesi gününden bu yana İsrail ve Filistin’de meydana gelen şiddetin köklerinin onlarca yıllık, asimetrik ve ezici bir çatışmaya dayandığını da kabul ediyoruz.

Ayrıca; birçoğumuzun dikkatinin şok edici ve anlık şiddete çekildiğini, normal, sürekli, ancak; hiç de daha az zarar verici olmayan şiddet ve zulüm sırasında genellikle harekete geçmediğimizi ya da savaş karşıtı duruşumuzu tam olarak göstermediğimizi de görebiliyoruz.

Bu durum; İsrail ve Filistin için geçerli olduğu kadar Dağlık Karabağ, Rojava, Batı Papua ve diğer pek çok yer için de geçerlidir.

Şiddet tırmandığında bir tarafı seçmemiz gerektiğini biliriz; işin gerçeği bunu yapmamızı bekleyen ve isteyen pek çok ses olacaktır.

Ancak; başkalarını ezilmesi ya da öldürülmesi gereken düşmanlar olarak görmemize neden olan, ikilik içeren dünya görüşünü de reddediyoruz.

Duyduğumuz istemler ne denli güçlü olurlarsa olsunlar, şiddetin bizden istediği yanlış seçimi reddeden kişilerin ve kurumların olduğunu ve her zaman olacaklarını biliyoruz.

Bunun yerine, güvenliği silahlar ve bombalarla değil, şiddete başvurmadan sağlamayı seçenlerin yanında yer alıyoruz.

Yani; güvenmeyi ve iş birliğini seçenlerin, çok büyük baskı altında olsalar bile öldürmeyi reddedenleri destekleyenlerin ve hatta daha adil ve barışçıl bir dünya hayal etmeye cesaret edenlerin yanında yer alıyoruz.

Bugün; tüm enerjimizi, bir kez daha, bu barışçıl sesleri duymaya ve yükseltmeye adıyoruz.

Biz; farklı ülke ve bölgelerden gelen insanlardan oluşan Savaşa Direnenlerin Uluslararası Ağı Yürütme Kurulu olarak, her ne biçimde olursa olsun, tüm taraflardan gelen şiddet ve yıkımı kınıyor; vicdani retçilerle ve çatışmaların çözümünde barışçıl, şiddet içermeyen yaklaşımlara inanan herkesle dayanışma içinde olduğumuzu açıklıyoruz.“

İnsanı en yüce değer sayan, insanın yaşama hakkından yana olan dünyanın tüm insanlarını, tüm silahlarından ve savaşlarından bir barış dünyası için ayağa kalkmaya çağırmaktır bu kamuoyu açıklaması.

Bir çağrıdır barıştan, insandan ve insanın insanca yaşama hakkından yana olanlara…

Ben varım…

Siz de var mısınız?