Prof. Dr. Cemal Yıldız: En iyinin daha iyisi olmak zorundasınız

Prof. Dr. Cemal Yıldız: En iyinin daha iyisi olmak zorundasınız

ABONE OL
21:43 - 23/02/2020 21:43
Prof. Dr. Cemal Yıldız: En iyinin daha iyisi olmak zorundasınız
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Prof. Dr. Cemal Yıldız Almanya’da yaşayan Türk halkının sorumluluğunun büyük olduğuna dikkat çekti.

Çocuklarımızın eğitimi için daha çok çaba sarf etmemiz gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cemal Yıldız Türk Eğitim Derneği’nde (TED) vatandaşlarımızla buluştu. Yanında Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)tarafından basılan kitaplardan da getiren Müşavir Yıldız, bu kitapları Hikmet Kütüphanesi’ne bağışladı. Çok sayıda vatandaşın iştirak ettiği toplantı katılımcıların sorularıyla sona erdi.

Dernek başkanı Rüştü Kam yaptığı açılış konuşmasında dernek hakkında kısaca bilgilendirme yaptı: “Türk Eğitim Derneği, 2.000 yılında kuruldu.  Kurulduğu günden beri hız kesmeden yoluna devam ediyor. Kütüphanesiyle, MOCCA Dergisiyle, okul derslerine yardımcı kurslarıyla (Nachhilfe) ve Kur’an-ı Kerim eğitimi çalışmalarıyla, gezi programlarıyla, yatılı eğitim seminerleriyle halka hizmet etmektedir.

TED’in amacı neslimizin geleceğinin inşasıdır. Yaptığımız çalışmalar günübirlik hedeflerden ziyade geleceğe ışık tutan ilerleyici çalışmalardır. Yakın çevremizdeki arkadaşlardan veya vatandaşlardan bizim çalışmalarımızla ilgili eleştiriler olabiliyor ve bu eleştiriler bizleri kamçılıyor. Bizim geçmişte yapmış olduğumuz çalışmalar gelecekte yapacağımız çalışmaların izleri ve habercisidir. O izleri görenler anlayacaklar ve diyecekler ki “buradan birileri geçmiş ama iyi işler yaparak geçmiş.”

Kütüphane kurulurken bazı eleştiriler aldık” Ne için kuruyorsunuz ne yapacaksınız kütüphaneyi, kitapları kim okuyacak?” diye, biz farklı düşündük ve dedik ki;” Bugün iki kişi okur yarın 4 kişi olur zamanla okur sayısı çoğalabilir, idealimiz için de bu yeterli bir durumdur. Şu anda elimizde 8.000 cilt kitap vardır.  Biz kütüphaneyi 2008 ‘de kurduk. Çok zorluklar çektik, Kitap toplamak çok meşakkatli bir iştir. Bunun için biz gerek Almanya’daki kurumlardan gerekse Türkiye’deki kurumlardan kitap talebinde bulunduk ama maalesef istediğimiz desteği alamadık. Sadece biraz Kültür Bakanlığı ve biraz da sayın müşavirimizin gayretleriyle kitap edindik.

Bu kitaplar çoğunlukla bağış yoluyla geldi, para ile aldıklarımız da mevcut, buna örnek olarak belirtmek gerekirse Diyanet Vakfı’ndan ‘İslam Ansiklopedisi’ni istedik. Hediye edin veya en azından bizlere indirimli verin dedik. Talebimize olumlu yanıt alamadık ve kendi aramızda para toplayarak ansiklopediyi kütüphanemize kazandırdık.

 Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cemal Yıldız ise yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Kitaplarımızın tamamı MEB’in kitaplarıdır. Bu kitapları Almanya’nın tek Türk kütüphanesi olan Hikmet Kütüphanesi’ne bağışlıyorum. Bu kitaplar daha çok edebiyat ve sanat ağırlıklı kitaplardır.

Eğitim siyasallaştırılmamalıdır. Bizler siyasetten bağımsız bir eğitim hizmeti sunmak istiyoruz, bunu Alman siyasetçilerinden de talep ediyoruz. Eğitimin siyasete karıştırılması bizi rahatsız ediyor. İnsan eğitimle kimlik kazanır. İnsan saf, temiz, günahsız olarak yaratılmıştır. Avram Noam Chomsky ”insan doğuştan gelen bir dil öğrenme yetisiyle doğar” der. İnsanoğlu eğitilebilir bir varlıktır. Kur’an özellikle insanların eğitimli olmalarını ister. Bu konuda sayısız ayetler vardır.

Diller arasında teknik konularda farklılıklar vardır. Ancak bu farklılıklar dil öğrenimini imkânsız kılmaz, zorlaştırmaz. Kendi dilini iyi bilen insan diğer dilleri daha kolay kavrayabilir.

Türkiye yurtdışındaki ilk öğretmenini 1969 yılında Gelsenkirchen’de görevlendirmiştir.

O günden bugüne öğretmen sayısı hızla artırıldı. Bugün Almanya’nın bütün eyaletlerinde Türkçe dersleri ihtiyaç halinde sunulmaktadır. Halihazırda bütün Almanya’da MEB tarafından görevlendirilmiş 507 Türkçe öğretmenimiz mevcuttur. Berlin’de 31 öğretmenimiz mevcuttur. Bunlar Türkiye’de en az 5 sene okullarda tecrübe kazandıktan sonra yurt dışına gönderiliyorlar. Çocuklarımızın başarı düzeyi, öğrencilerin ve velilerin ilgi ve alakalarıyla ilgilidir. Eğitim bir sacayağı gibidir. Bu konuda veli, eğitimci ve kurumların iş birliği gerekir. Almanya’da 800.000 civarında Türk kökenli çocuk var. Biz sadece %20 sine ulaşabiliyoruz. Bu oran bazı eyaletlerde %10’ a kadar düşebiliyor. Almanya genelinde 507 eğitimci ile ulaşabildiğimiz öğrenci sayısı 29.000 civarındadır. Berlin’deki öğrenci sayımız 3773 tür. Bu rakamlar önemlidir ancak ideal olan rakamlar değildir. “diyen Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti eğitim konusuna büyük önem veriyor. Olağanüstü çaba harcamamıza rağmen maalesef velilerimizi duyarlı hale getiremiyoruz. Velilerin bu durumunu iyi analiz eden Alman yetkililer de Türkçe dersleri konusunda engel üzerine engel çıkarıyorlar. Daha önceleri resmi okullarda verilen Türkçe derslerine bazı ilçelerde fizik mekân tahsis edilmez oldu. Gelecek yıldan itibaren Türkiye’den gelen öğretmenlerin ders vermesine son verilmek isteniyor. Dersler Eğitim Senatosu tarafından verilmek isteniyor. Bunun için Frei Üniversitesi ’inde Türkçe dersleri verecek öğretmenler yetiştirmek istiyorlar.

Bir süre önce, Tempelhof – Schöneberg ilçesinden de bir yazı geldi. Gelecek yıldan itibaren Türkçe öğretmeni istemediklerini belirtiyorlar. Bununla ilgili itirazlarımız yapıldı. O bölgede 273 öğrencimiz var. 231 de Veli var. Biz bu yazıdan sonra bütün velilere yazılı olarak davet gönderdik. Davete icabet eden veli sayısı bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Maalesef toplantıya sadece 6 veli geldi.

Bu konuda bütün STK’ lerden, veli temsilcilerinin desteklerini bekliyoruz. Velilerin örgütlenmesi gerekiyor, bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Bu konu ile ilgili siyasilerle de görüşmeler yapacağız. Ancak velilerin bizlere öncülük etmesi gerekiyor ki bizde bu süreci takip edebilelim.

Almanya’da 800.000 okul çağında Türk çocuğu var. Gymnasium’ a gitme oranı %14 ile 15 arasında.  Almanlar arasında bu oran %49. Bu demektir ki bizim çocuklarımız iyi bir eğitim alamıyor.

Başarısızlığın nedenlerinin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Fiziki şartlar, Aile şartları, sosyo-ekonomik problemler vs. Hepsi gözden geçirilmelidir.

Almanya genelinde eğitim en büyük problemlerimiz arasındadır. 2018’den beri Mitte ilçesinde ders verilemiyor. Neukölln ilçesinde de gelecek yıldan itibaren ders verilemeyecek.

Sonuç olarak Almanya eğitimi siyasallaştırdı. “Erdoğan’ın öğretmenlerini istemiyoruz!” diyorlar, bunu açıkça söylüyorlar. Türkçeye değer verilmesi gerekiyor ve bunun için burada yaşayan insanların daha duyarlı olması, eğitim çalışmalarına destek olması gerekiyor.

Uyum Bakanlığı’nın yayınladığı rakamlardan şunu görüyoruz, öğrencilerin %40 ‘ı üniversitelerini yarıda bırakıyorlar.

Eğitimde bireylerin başarılı olmasını engelleyen 3 faktör vardır: İşsizlik, düşük gelir düzeyi ve sosyal hayata katılmama. Görünen o ki, bu 3 faktör Türklerin geleceğini olumsuz etkileyecektir.

Almanya’da eleyici bir eğitim sistemi var ve bununla gurur duyuyorlar bunda da başarılılar.

Almanya elitleri seçiyor, seçmesini de iyi biliyor. Türkler bu sistem içinde en iyiden daha iyi olmak zorundadırlar. “

ha-ber.com/ Zülfikar Kam/Berlin
Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.