NE DEPREM NE DE KİMYASAL SALDIRI UMURDA

ABONE OL
13:47 - 24/10/2023 13:47
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yıllardır onca büyük deprem ve can kaybına rağmen, hiçbir önlem alınmadığını gördük. Daha da büyükleri her an kapıda ama ne doğru dürüst toplanma alanı var ne de var olanlarda gerekli bir alt yapı hazırlığı… Binaların depreme dayanıklı yapılmadığı da, denetimlerinin yapılmadığı da hepimizin malumu!..

Yanı sıra çevremizde sürekli savaşlar da olmakta. Hele de son yıllarda… En son örneklerini de çok üzülerek Rusya – Ukrayna ve İsrail – Filistin savaşlarında görmekteyiz. Halkın korkularını, çaresizliğini, hele de çocukların yaşadığı korku ve gözyaşını, ölümleri dehşetle izlemekteyiz…

Allah korusun, bize öyle bir saldırı olsa ki zaten tüm dünyanın gözü ve hevesi ülkemizde; hele de İsrail’in…

İsrail ki insanlıkla alâkası yok, acımasız ve tüm vahşetiyle saldırmakta… Savaş kurallarını tanımamakta… Ayrımsız her yere, her kesime saldırmakta; ne ibadethane tanıyor, ne okul, ne hastane, ne sivil halk, çoluk çocuk…

İsrail’in, daha doğrusu İsrail’i güden, yüreklendirip destekleyen ağızlarının suyu akarak Türkiye’yi arzulayanların gözü aslında ve sonuçta Türkiye’de ve de adım adım yaklaşmaktalar. Başaramazlar inşallah… İnşallah ve Allah korusun ama çok dikkatli ve hazırlıklı olmak gerek. Malum İsrail sınır tanımıyor, her türlü kimyasal ve radyolojik silahı da kullanıyor…

Çevremizde hiçbir sığınak da yok bildiğim kadarıyla. Onu bırakın yaşadığımız binaların pek çoğunda, zorunlu olmasına rağmen sığınak yok. Binanızın altına sığınak yapmamışsanız, ruhsat alamıyorsunuz ama yine pek çok binada adı sığınak olan işlevsiz bodrumlar nedeniyle ruhsat verilmekte. Bodrumların adı sığınak. Hepsinde ne doğru dürüst kapı, ne de gereken diğer aksam var. Âdet yerini bulsun kabilinden bir köşeye tuvalet ve minik bir lavabo koymuş, adı olmuş sığınak. Kiminde onlar bile yok. Belediyeler, denetlemez mi, denetlese de, o sığınak diye gösterilenin sığınak olduğunu nasıl olup da kabul eder ve ruhsat verir, insan düşünmeden edemiyor doğrusu.

Biyolojik savaş bir yana, kimyasal ve radyolojik silahlarla bir saldırı olsa ne yapacağız, nasıl korunabileceğiz?

Oysa, 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre, sığınağın iç yüksekliği 2.40 mt (2 metre 40 santim) den az olamaz. Serpinti sığınaklarının duvar kalınlığı en az 60 cm beton, 75 cm tuğla veya taş ya da 90 cm sıkıştırılmış topraktan veya eşdeğer diğer malzemeden olmalıdır. Sığınağın girişi demir kapılı ve en az bir adet dik açı dönüşlü olmalıdır.  Kişi başına en az net bir metrekarelik sığınak yeri ayrılır. Sığınaklarda yapılacak wc, duş ve mutfak nişi bu alana dâhil değildir. Yeterli havalandırma bacası bulundurulmalı ve bu bacalar ve kapı, kimyasal saldırılara karşı yeterince filtrelenmiş olmalı. Kişi sayısınca battaniye bulundurulmalı ve bu battaniyeler temiz dolaplarda bulunup sıklıkla temizlik ve havalandırılması yapılmalıdır. Yiyecek dolapları olup yine kişi sayısınca yeterli miktarda konserve yiyecek bulundurulmalı, bunların son kullanma tarihleri kontrol edilerek yenilenmelidir. Haber alma olanağı sağlanmalıdır.

Binaların ve binalarda yaşayanların sayılarına göre şartlar farklılık göstermektedir. Kamu binaları, askeriye, hastaneler, okullar, yurtlar, sığınma evleri, otel, pansiyon vb ve halkın yaşadığı binalar için, ortak koşullar yanı sıra, farklılıklar da olabilmektedir…

Her biri için farklı yasalar mevcut. Hepsini tek tek ele almayacağım. Merak eden herkes, bu bilgilere kolaylıkla ulaşabilir…

            Bildiğim kadarıyla, Ankara’da İkinci Dünya Savaşı’na hazırlık amacıyla Almanlar tarafından yapılan Ankara Kalesi’nin altında Başkomutanlık sığınağı var. Başta Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı olmak üzere savaşı yönetecek tüm devlet kadrosunu barındıracak olan bu sığınak, ulusal seferberlik anında teknolojik altyapısıyla savaş yönetim merkezine dönüşüyor. Savaş halinde devletin zirvesini, nükleer, kimyasal, radyolojik ve biyolojik silahlardan korumak için inşa edilmiş.

              Adeta bir yer altı şehri. 3 gün boyunca 300 kişiye yetecek su ve hava barındırma kapasitesinde. Sığınağın, yaklaşık 1125 metrekarelik kapalı alanında, 13 oda, 5 salon, 1 yatakhane, 1 yemekhane, 2 tuvalet bölümü bulunuyor. Kısa süreli 3 bin 600, uzun süreli bin 200 kişinin kalabileceği sığınakta, havalandırma, ısıtma, elektrik, jeneratör ve su tesisatı birimleri yer alıyor. Sığınağın içi gıda maddeleri dışında her ihtimale karşı hazır hale getiriliyor. Sığınakta, elektronik alt yapının, havalandırma, su, arıtma, ısıtma sistemlerinin her an hazır olmasını sağlamakla yükümlü 15 personel çalışıyor.

              Nükleer, kimyasal, radyolojik ve biyolojik saldırı söz konusu olduğunda özel yalıtımlı kapılar kapatılarak dış dünyayla ilişki tamamen kesiliyor. Havalandırmada radyoaktif tozlar ile kimyasal gazların içeriye girişini önlemek için özel filtre sistemi kullanılıyor. Havalandırma ve su sistemi çalışmasa bile içerideki hava ve su dışarıyla hiçbir bağlantısı olmadan 300 kişiye 3 gün boyunca yetiyor. Sığınağın haberleşme alt yapısı dünyanın her yeriyle kesintisiz iletişim sağlayabiliyor.

Bahçesinde iki helikopter pisti bulunan sığınağın güvenliğine de çok önem veriliyor. Çevresi jiletli tel örgülerle çevrili sığınak, 24 saat boyunca kameralarla kontrol altında tutuluyor.

          Resmi belgelere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri ve hükümetin, savaş döneminde emniyetli şekilde çalışmasını sağlamak üzere yapılan ve 1963 yılına kadar her zaman hazır halde tutulan bu sığınak, hiçbir zaman aktif kullanılmamış. Ancak Savaş tehlikesi ortadan kalktı görüşüyle Ankara Valiliğine, sonrasında da İçişleri Bakanlığı ile imzalanan protokol çerçevesinde Altındağ Belediyesine tahsis edilmiş lakin doğal yapısı korunarak, müzeye dönüştürülecek bu sığınağın restorasyon çalışmaları yapılmakta ve 2024 yılına yetiştirilmeye çalışılmakta.…

         Muhakkak ki devletin zirvesi için yerini bilmiyorum ama yeni ve daha donanımlı bir sığınak yapılmıştır. Silahlı Kuvvetlere ait olanlar da vardır mutlaka.

O denli donanımlı olmasa da kamu binalarında da vardır belki, varsa da ne kadar var bilemiyorum ama halkın, yani bizlerin ikâmet ettiği iller ve oturduğu binalarda hangisi var? Lütfen oturduğunuz binaların sığınak addedilen bölümlerine bir zahmet inip de bakınız, hangi özelliklere haiz, bir saldırıda, o alanlar savunmanıza ne denli yanıt verebilecek? Tuvalet yok, lavabo, mutfak yok. Yiyecek ve battaniye dolapları yok, Camları, kapıları derme çatma ve açık, baca, filtre yok. Çoğunda kediler cirit atıyor ve pire kaynıyor!.. Şimdi ihtiyaç durumunda oraya inseniz ne işinize yarayacak?!

Sığınağın amacı bellidir, adı üzerinde ihtiyaç halinde sığınılacak yer. Dolayısı ile buraya iyi veya kötü hiçbir eşya konulamaz ama neredeyse tüm sığınak denen yerler, eski eşya deposu durumunda…

Yeterli önlemlerle onca canı yaşatabilmek varken, bile bile ölüme terk etmeye nasıl olur da insan olanın vicdanı izin verir?

…….

Gelelim diğer acı yanına…

Savaşı başlatanlar ya da diğer taraf, sadece toprak mı kazanıyor savaş sonlarında ya da başkaca kazanımlar; amaçları her neyse?..

Ya kaybettikleri…

Ya insanlığa hatta dünyaya kaybettirdikleri?..

Hele de o evlatsız bıraktığınız ana babalar, ana babasız bıraktığınız evlatlar…

Hangi dinden olursanız olun, öldükten sonra yaşanacak ikinci bir dünya olduğuna inanıyorsunuz; hesap sorulacağına da… Peki o ana babalar, o çocuklar hesap sorduğunda ne yanıt vereceksiniz?

O çocukları öldürmeseydiniz, belki bazısı dünya için iyi bir şeyler yapacaktı. Örneğin bilim adamı olup dünyanın çok önemli bir sorununa çözüm bulacaktı, belki dünyanın yaşanılır bir yer olabilmesi için önemli bir buluşu olacaktı, belki iyi bir devlet başkanı olup dünya barışını sağlayacaktı!..

Muhtemeldir ki yarın o çocukların sağ kalabilenleri ve yakınları da, senin torunlarına aynısını yapacak!..

…….

Değer mi onca can ve mal kaybına?!

Dünyanın tüm toprakları senin olsa, dünya lideri olsan ne olacak? Bir gün ölecek ve her edinimini dünyada bırakıp gideceksin. Diyeceksin ki soydaşlarıma kalacak edinimlerim ama bu yaşadığımız dünyanın da bir ömrü var ve bir gün yaşadığımız bu gezegenin de sonu gelecek ve o da ölecek…

Değer mi bir ölümlü için bunca vahşete?

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.