Yüz Belleği

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Didim Akköy kütüphanesi Anadolu Hayat-Emeklilik galerisi, Mavi Didim sponsorluğunda Güven Pamukçu’nun “Yüz Bellegi” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı.

Açılışın en ilginç görüntüsü sergiyi üç neslin bir arada izlemesi idi. Köyün yaşlıları çocuk ve torunları ile fotoğraflarını diğer konuklarla birlikte izlediler.
Her fotoğrafın sahibi aynı zamanda kendi hayat hikayesini anlatıyordu, o yüzlerdeki sevinç ifadeleri, işte o benim neler yaşadım diyen o yüzler bir yaşamın haritası idi.
Mümkün olduğu kadar sergileri kaçırmam, sayısız resim sergisi gördüm, ama böylesine güzel, canlısını ilk defa gördüm.
Gerek serginin esas, doğal kahramanları gerek katılımcılar oldukları gibi görünüyorlardı. Davranışlarında hiçbir yapmacık, doğal olmıyan, o büyük şehirlerde tanıdığımız açılış kokteylerine benzemiyordu. Katılmak zorunda olmak gibi bir sorunları yoktu.
yuzbellegi.jpg
Fotoğraflardaki yüzler aman bir dakika dur saçımı tarayım dememişler, günlük yaşamlarını ayna gibi gösteriyorlar.
Herhangi bir sanat kaygısı taşımadan çekilen fotoğraflar zamanla yüzleşmeyi, zamana hakim olmadan, zamanı dönüştürmeden yaşamanın “hiç” liğine bir örnektir, diyordu Güven Pamukçu bu güzel açılışta.
Sergide kendi fotoğraflarını gören yaşlıların mutluluğu görülmeye değerdi … , diyor Mavi Didim Gazetesi sahibi Ergun Korkmaz.
 
Akköy Kütüphanesi
 
Sergide köyün altmış ile yüz yaşları arasında olan bütün yüzler vardı. Köyün halkını – hemen hemen hepsi – harpler sonrası Balkan ülkelerinden gelen göçmenler teşkil ediyor.
Bir köy kütüphanesinde yapılması çok anlamlı idi. Bir öğrenci bana Güven Pamukçu’yu göstererek anlatıyor:” Bu Bey var ya bizim eve geldi, bana bir kitap hediye etti, annem ve babamla konuştu. Sonra kütüphaneye geldim ve şimdi bilgisayar ve onun yardımı ile ev ödevlerimi burada yapıyorum.”
Sevgili okurlarım, köy enstitülerini hatırlamakta fayda var.
Haydi gel köyümüze geri gidelim! Güven Pamukçu kaybettiğimiz bir olguyu kurtarmaya çalışıyor. Köyü şehre götürmektense ışığı, kültürü köye getiriyor. Bir etkinlikte köy kütüphaneleri kurar, diye bir cümle geçiyor. Evet Akköy’den başka iki köyde daha kütüphane kurmuş. Bafa Gölünde Kapıkırı ve Söke’de Yuvaca köylerinde. Kitap insan doğa seven,zengin, kütüphane kuran bu insan bir cümle ile anlatılamaz.
 
Akköy kültür, edebiyat dergisi yayın yönetmeni Bilsen Başaran’ı dinleyelim: “Güven Pamukçu sadece ışıktan örme bir adam değil aynı zamanda sabırdan, hoşgörüden ve derince bir insan olma üstünlüğünden oluşmuş bir adamdır, adam gibi adamdır.”
Ben bu adam gibi adamı bir konser koşturma ve telaşında tanıdım. Konser ve arkadasında bir panel vardı. Program çok güzel hazırlanmıştı, hiçbir güzelliği kaçırmak istemiyordum, kendisine lütfen mikrofonu çok açtırmayın, normal konuşmaları dinleyelim, kulaklarımız zonklamasın, diyorum.
Biraz sonra fotoğrafçılar, medya ve basın önümüzde duruyor, konuşmacıları göremiyoruz, diyorum.
O bana bakıyor, bu kadında nereden çıktı, istekleri var, benim halkım herşeye katlanır, sabreder, bu ülkede herkes bağırır, ezan bağırarak okunur, seyyar satıcılar bağırır, korna çalar karpu u u u uz, diye gücü yettiği kadar bağırır. Bangır bangır düğünler yaparız, hele futbolda maçı kazanırsak, nasıl gürültülü sevincimizi gösteririz, tabancalar konuşur der gibi bana baksada mükemmel organize ediyor. Ve ilk defa bir insan “burası Türkiye” demiyor.
Zira bazıları bu sözü hürriyeti işine geldiği gibi anladığı için kullanıyor.
 
Akköy Kültür-Sanat Edebiyat Dergisi
 
Güven Pamukçu yine Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Bir köy edebiyat dergisi çıkarıyor. Bu dergi iki ayda bir çıkıyor. Her sayı bir konuyu derinliğine işliyor. Dergiyi okurken okuyucu yalnız öğrenmiyor, aynı zamanda düşünmeyi, tartışmayı da egzersiz yapıyor.
Dergi dokuz senedir çıkıyor, bu son sayısı kırkdokuzuncu, günlerdir onunla yatıp, onunla kalkıyorum, konu:  Dilsel Yaratı Özgürlüğü ve Toplumsal Bellekten Küresel Belleğe.
Yayın yönetmeni Bilsen Başaran, Işık kardeşi Güven Pamukçu’yu nasıl desteklediklerini etraflı anlatıyor. Büyük bir çaba ve özveri ile hazırlanmış.
Dergi yine Ağustos ayında edebiyat günleri düzenliyor. Böyle bir günde 1963 yılında Bolu kız öğretmen okulundan sınıf arkadaşım Zehra Ünüvar’ı ses ve mimiklerinden tekrar tanıyor, hatırlıyorum. O da bir edebiyat öğretmeni olarak destekliyenler arasında, bu sayıda “Sanat Dünya’yı Yüceltir” diyor.
Böyle güzel bir örneği bu sanal gazete aracılığı ile Berlin’den açılan pencereden bütün dünya okuyup, örnek alacağı için çok mutluyum. Dünya’nın en ücra köşelerinde de kitaplığa, okumaya ihtiyaç var.
Başarılarının devamını candan diliyorum, başta Güven Pamukçu olmak üzere, bütün destekliyenler ne kadar gurur duysalar azdır.
Hoşça kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey 
Emekli Öğretmen
 
Küçük bir not:
Berlin Hür Üniversitesi’nde görevli sevgili Profesörümüz Dr. Ufuk Yaltıraklı’nın bana verdiği ev ödevini bu Akköy ışıklarına, aydınlarına iletiyorum
(bakınız www.ha-ber.com Felsefe Sohbetleri köşe yazım …).
Milet merkez olmak üzere dünya filozoflarının buluştuğu mekân “Didim” olacaktır. Arzum Ufuk Bey’in de davetiye almasıdır.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.