YARIM

ABONE OL
18:11 - 01/10/2020 18:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YARIM 

Tayyip Erdoğan, 5 Haziran 2016 tarihinde Kadın ve Demokrasi Derneği’nde yaptığı konuşmada yine esti gürledi: “çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın aslında kadınlığını inkar ediyor demektir. Anneliği reddeden, evini çevirmekten imtina eden bir kadın iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun eksiktir, yarımdır.” Bu sözler toplumda büyük tepki topladı.

Bir kadının anne olup olmaması, bir erkeğin baba olup olmaması, onların özgür iradesiyle ilgilidir. Bunu eleştirmek ya da müdahale etmek, çağdaşlık değildir, gericiliğin ve yobazlığın göstergesidir. Anne olmayan kadına yarım denmez, tıpkı baba olmayan erkeğe yarım denemeyeceği gibi. Kişisel tercihler, yarım ya da eksik diye nitelendirilemez. Ancak yarım olan bu sözü söyleten beynin durumudur. Çünkü tam düşünen bir beyin aydınlıktır, kültürlüdür, çağdaştır. Bu yüzden tam düşünen bir beyin, ne söyleyeceğini iyi bilir.

Yarım kadın üretime katılmayan, köleleştirilen, eziyet edilen, özgür olmayan kadındır. Kadın tam değilse, erkek de tam değildir. Kadın ve erkeğin tam olmadığı toplumlarda ise ne demokrasiden, ne laiklikten, ne de insan haklarından söz edilemez.

Yarım kadın olmaz ama yarım diploma olur; yarım diplomayla cumhurbaşkanı olanlardan da mutlaka birgün hesap sorulur. Tayyip Erdoğan, yarım diplomayla devletteki en yüksek mevkilere çıkmıştır. Ancak üniversite diplomasına gelmeden önce, 1973 yılında mezun olduğu İstanbul İmam Hatip Lisesi’nin ardından, fark dersleri vererek Eyüp Lisesi’nden mezun olması da ilginçtir.

14 Haziran 1973 tarihinde kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 32. maddesinde ‘İmam Hatip Okulu’ olan okullara, ‘İmam Hatip Lisesi’ adı verildi. Yasayla birlikte, diğer liselerin edebiyat kolu mezunlarının girdikleri bölümlere imam hatip liseleri mezunlarına da girme hakkı tanındı. Yönetmelik gereği imam hatip liseleri mezunları ancak 1976-1977 öğretim yılında liselerin edebiyat kolu mezunlarını kabul eden fakültelere kayıt yaptırabileceklerdi.

Tayyip Erdoğan, 31 Mayıs 1973 tarihinde İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirmiştir. Hemen ardından 6 Ekim 1973 tarihinde fark dersleri vererek, Eyüp Lisesi’nden de diploma almıştır. Halbuki 1739 sayılı yasaya göre düzenlenen yönetmelik gereğince fark dersleri vermek ancak 1976-1977 öğretim yılında başlayacaktı. Kendi biyografisine göre 1973 yılında yüksek öğretime başlamıştır. Ancak, Marmara Üniversitesi‘nin yaptığı açıklamaya göre 5 Temmuz 1974 tarihinde Üniversitelerarası Seçme Sınavı’na girerek yükseköğretime başlamıştır. Bu durum, hem fark dersleri açısından, hem de yükseköğretime giriş açısından çelişki oluşturmaktadır. Eyüp Lisesi’nden alınan diploma da önem kazanmıştır, çünkü erişilememektedir.

Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul İmam Hatip Lisesi karnesi ile yıllığı basında yer bulmuştur. Ancak Eyüp Lisesi’nde verdiği fark dersinin sayısı, bu sınavların ne zaman yapıldığı, bu sınavlardan aldığı not gibi kayıtlar ortada yoktur. Yükseköğrenime giriş sınavı, yüksek öğrenime kayıt tarihi, yüksek öğrenim boyunca derslere devam durumu ile notlarını gösteren transkript belgesinin bulunmaması ve hatta yıllıkta yer almaması da kuşkulara neden olmaktadır. Üstelik üniversiteyi ilgili yasalara göre verilen sürede bitiremediği için, ilişiğinin kesilmesi de gerekmektedir.

Şimdi Tayyip Erdoğan’a ait 1981 yılında alınan geçici mezuniyet belgesi ortalıkta dolaşıyor ama mühürsüz, fotoğrafsız ve dekan imzası sahte olarak. Mühürsüz hiçbir devlet evrakı olmadığı gibi kesinlikle mezuniyet belgesi de olamaz. Tayyip Erdoğan ile aynı yılda ve dönemde geçici mezuniyet belgesi alanların evraklarında mühür ve fotoğraf vardır ama aynı dekanın imzaları farklıdır. Ayrıca geçici mezuniyet belgesindeki isim, sıfat ve unvanlar, o tarihte görevde olan kişilerin isim, sıfat ve unvanlarıyla uyuşmamaktadır. 

Tayyip Erdoğan, 1991 yılında geçici mezuniyet belgesini teslim etmiş ve diplomasını üniversiteden almıştır. Yani diploma rektörlükte değil, kendisindedir. Bu kendisindeki diploma yitirilmiş olmalı ki, 2011 yılında suret (duplicate) diploma almıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu suret diplomanın kullanılması gerekirken, 1991 yılında aldığı diplomanın 1995 yılındaki noterden onaylı örneği üzerinden, 2014 yılında noterden bir kez daha onaylı örnek çıkartılmış ve bu onaylı örnek Yüksek Seçim Kurulu’na verilmiştir.

1981 yılı Şubat ayında Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu’nu bitirmesine karşın, 1982 yılında kurulan Marmara Üniversitesi ve 1983 yılında kurulan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi diploma sureti verilmiştir. Diploma tartışmaları yoğunlaşınca Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi Rektörüne; “çıkartın arşivden şu diplomayı da, görsünler” demiş ve özerk olması gereken üniversitede rektör kısa sürede, uzun açıklama yaparak olayı savunmuş ancak inandırıcı olamamıştır. Daha sonra Yüksek Seçim Kurulu tarafından paylaşılan diplomada da, büyük çelişkiler olduğu ortaya çıkmıştır.

Hayat hikayesini anlatan Tayyip Erdoğan, askerliğini 1979 yılında yaptığını söylüyor ama askerlik kayıtları 1982 yılını göstermektedir. Milli Savunma Bakanlığı’ndan askerlik belgelerine bakılarak, ne zaman askerlik yaptığı ve diploması araştırılabilir. Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatip Lisesi’nden bir sürü arkadaşı olduğu halde, hiç üniversite arkadaşı yoktur. Aynı şekilde hiç asker arkadaşı da yoktur. 

Yarım diplomayla devletimizin yönetilemediği bellidir. Aylardır ülkemizde terör hiç gündemden düşmemekte, hemen hemen hergün insanlarımız öldürülmekte ve yaralanmaktadır. Ekonomik sorunlar çalışanları da, emeklileri de, dar gelirlileri de vurmakta, yaşam koşulları her geçen gün zorlaşmaktadır. Hukuk dışı tutum ve davranışlar almış başını yürümüş, ülkemiz dünyada yalnızlığa itilmiş konumdadır. Siyasi iktidarın Atatürk ilke ve devrimleriyle uğraşmaktan başka işi olmadığı için ülkemiz, tarihindeki en büyük kaosu yaşamaktadır. Ülkemizin gündemini sahte mi, gerçek mi olduğu günlerdir ortaya çıkarılamayan diploma işgal etmektedir. Laikliğe karşı eylemlerin odağı olan bir siyasi parti yönetiminde, gerçek olan hiçbir şey bulunamaz. Yarım diplomayla devleti yönetmeye kalkanlar, yakında yolun sonuna geleceklerini düşünmelidirler. 

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.