0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

YANGIN VAR

28 Kasım 2016 tarihinde Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılara ait olduğu bilinen kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 11 öğrenci, 1 çocuk ve 1 eğitmen yaşamını yitirdi. Yaşanan facianın ardından yapılan açıklamaların hepsi gerçeklerden uzaktır. Binanın çatısı ve iç duvarlarının ahşap olması, yerlerin halıyla kaplanmış olması, yangın merdivenlerinin kapısının kilitli olması gibi nedenler, gerçekleri görmemizi engellemektedir. Üstelik Adana’ya yüz kilometre uzakta olan Aladağ ilçesinde hastane olmaması da düşündürücüdür; o zaman ne için burayı ilçe yaptınız diye sormazlar mı?
 
Büyük Atatürk 6 Mart 1922 tarihinde TBMM’de şunları söylemiştir: “Felaket başa gelmeden önce, onu önleme ve ona karşı önlem alma çarelerini düşünmek gerekir. Geldikten sonra üzülmenin yararı yoktur.” Şimdi ülkemizi yönetenler hep felaketlerden sonra önlem almaya çalışıyorlar. Oysa birikimli yöneticiler, devleti akılla yönetenler, önlemleri önceden alırlar.
 
Yanan yurdun önünde kızını arayan bir baba: “burası Süleymancıların yurdu. Devlet yurdunu yıktılar, çocuklarımızı buraya yerleştirdiler” diyerek isyanını dile getirmişti. Bir başka baba ise “köyümüzde okul yoktu ve Aladağ’da başladı okula. Burası tek yurttu. Eleştirme şansımız da, başka seçeneğimiz de yoktu, mecburduk. Ücretsiz kalıyordu” diye feryat etti.
 
Benzer şekilde 1 Ağustos 2008 tarihinde Konya’nın Taşkent İlçesi’nde ruhsatsız üç katlı Kız Kuran Kursu binasında gaz sıkışmasından kaynaklanan patlamada 17 öğrenci ile 1 eğitmen ölmüş ve 29 kişi de yaralanmıştı. Konuyla ilgili dava 8 yıldır devam etmektedir. Konya’daki faciaların yaşandığı yurdun da, Süleymancılar tarikatına yakın olduğu bilinen Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği’ne ait olduğu belirlenmiştir.
 
Ülkemizde ilkokul öğrencileri için yurt açma izni verilmemektedir ancak Aladağ’daki yurt ile ülkemizin dört bir yanına yayılan ‘tarikat’ ve ‘cemaat’ yurtları, Milli Eğitim Bakanlığı onayıyla öğrencilere ev sahipliği yapmaktadır. Denetimden uzak, varlığı bile yasa dışı olan bu yurtlarda binlerce öğrenci kalmak zorunda bırakılmaktadır. 
 
Siyasi iktidarın bir eğitim reformu olarak gördüğü “Taşımalı Sistem” rezaletiyle milyonlarca insanın çocukları ailelerinin kucaklarından alınıp, yollara dökülmüştür. Dar gelirli, fakir ailelerin çocuklarını devlet koruyamamaktadır. Taşımalı sistem ve tarikat yurtları, siyasi iktidarın okul yapamadığı, okulu çocuğa götüremediği ve okullaşmayı sağlayamadığı için kendi yetmezliklerini örttüğü sistemin adıdır. Fethullahçıların, Süleymancıların, İsmailağacıların, nurcuların, ensarcıların ve daha onlarca din kisvesi altında kurulmuş olan aşağılık, baskıcı, tacizci, tecavüzcü vakıf ve derneklerin kucağına bilerek itilmiştir bu çocuklar.
 
Olay sadece tarikat ve cemaat yurtlarının kapatılması da değildir. Demokrasilerde tarikat ve cemaat olmaz, olmamalıdır. Koşulsuz itaat kültürünün olduğu bir gruplaşma olan tüm tarikat ve cemaatler kapatılmadan bu tür yapay felaketleri önlemek olanaksızdır. Eğitimin devlet eliyle ve ücretsiz olması sağlanırsa, bu tür felaketlerin de biteceği görülecektir.
 
Eğitimde sık sık yapılan sistem değişiklikleri hakkında ve verilen eğitimin kalitesi konusunda hiç bir sorgulama yapmayanların akıllarına ilk gelen, sabah namazının ardından “yayın yasağı” için mahkemeye koşmak olmuştur. Bu da, olaylardan hiç ders almadıklarını ve kaderciliğe devam ettiklerini göstermektedir. Yangının olduğu gün 6 milyon lira harcanarak büyük israfla yapılan Adana müftülüğü açılırken, devlet yurdunu yapmayarak, tarikat yurdunda çıkan yangında çocukların yanarak ölmesinin sorumlusu olan siyasi iktidar, yine yayın yasağına sığınmıştır.
 
Küçük kızları tecavüzcüsüyle evlendirmek için uğraşana kadar, güvenlikleri için uğraşılsaydı bu kız çocuklarımız o yurtta yanarak ölmezdi. Çocuklarımızın geleceğini karartarak, yaşamlarını yangınla söndürenler, bunların hesabını vereceklerdir. Evet ülkemizde yangın var, yangın sadece Adana Aladağ’da değil; Türkiye’mizin her yerindedir ve ülkemiz her şekilde yanmaktadır. Bu yangını söndürecek muhalefet partisi aranıyor, bu yangını söndürecek vatansever muhalefet partisi yöneticileri aranıyor. Bu yangını söndürecek örgütlü toplum aranıyor…

Suay Karaman