Tiyatrom ve Multikulti…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Geçtiğimiz bir yıl içinde ve özellikle de Türkiye’deki Marco olayı ile başlayan süreçte, Almanya’da yaşayan 2.7 milyonluk Türk toplumunun yaşadıklarına, bir göçmenin gözü ile bakacak olursanız, kayda değer boyutta ve olumlu olan hangi gelişmeyi görüyorsunuz..? 

Yazarsanız; hem ben, hem de bu siteyi okuyanları bilgilendirmiş olursunuz ve size minnettar kalırız…
Bütün gelişmeler bir tek hedefi işaret ediyor… Türkçe ve Dil Kültürü… O kadar ki; İslamiyet ve Din Kültürü’ nün bile önüne geçmiş bir hedef… Din eğitimi verecek olanların, Almanca olarak ve Alman İlahiyat Fakülteleri’nden mezun olmaları gibi bir çözümle bu iş halledilecek… 
Öyle ya… Çocuklarımız, ana okullarında, ilk, orta ve yüksek okullarda öğrenimlerini Almanca yapacaklarına göre, din bilgisinid e Almanca almaları gerekmez mi..? Doğrudur, yanlıştır tartışılır… Ama tartışılmayacak kadar kesin olan bir şey varsa, o da, dili zamana yayılmış bir biçimde de olsa, yok etmeden, toplumları Asimile edemezsiniz…
Sakın ola ki, şu Asimilasyon lafına tepki gösterip Integrasyon demeye kalkışmayın… Çünkü; daha geçenlerde bir Alman TV kanalındaki açık oturumda, İçişleri Bakanı’nın, Türk kökenli bir milletvekilinin ve Türk kökenli saygın bir entellektüelin gözlerinin içine baka, baka “İntegrasyon denilen şey aslında asimilasyonun zamana yayılmış şeklidir” diyebiliyor.

Gelelim Tiyatrom konusuna… Uzun süredir bu kültür yuvasının kapatılması gündemde… Gerekçe ise hep aynı…

” Para yok ”… Her yıl aynı oyun oynanıyor ve Tiyatrom’un gırtlağındaki ilmik biraz daha daralıyor… 
Nedeni çok açık… Bu kültür yuvası, her yaştan Türk insanına sunduğu kültürel etkinliklerini, hizmetlerini, bir tek enstrümanı kullanarak yapabiliyor… Düzgün ve Duru bir TÜRKÇE…
Bunu kurumsal olarak yaptığınız sürece, asimilasyonun önündeki en önemli engel olursunuz ve asimilasyonu, gizli ya da açık olarak, gündemlerinde tutanların hedef tahtası haline gelirsiniz…
Uydular aracılığı ile evlerimize gelen Türk TV kanallarındaki, birkaç tanesi hariç, yapılan Türkçe katliamını, sanırım çoğunuz biliyorsunuz… Buna rağmen engellenmeye çalışılmadı mı…? 
Çanak antenler Görüntü Kirliliği yaratıyormuş… Her tarafın temizliği tamam da, bir tek görüntü kirliliğimiz eksik kalmış gibi… Anayasa Mahkemesi ” Haber Alma Özgürlüğü ” dedi de biraz rahatladık…
Şimdi de Multikulti hedefte… Gerekçe yine aynı…” Para yok ”…Haaa… Bu arada ” Zaten kısa bir yayın ” diyenlere bir ricada bulunmak isterim… Çin’deki kokunç deprem felaketinden sonra, resmi yetkililerin en çok korktukları gelişme acaba ne..? Sakın çevredeki barajlarda çatlak olabileceği ve bu çatlakların büyüyerek barajları yıkabileceği korkusu olmasın..? Gerek Tiyatrom ve gerekse  Multikulti yayınları bizim Türkçe Barajlarımızdır… O barajların duvarlarındaki en küçük bir delik veya çatlağa müsaade ederseniz, duyarsız kalırsanız, o delik veya çatlak giderek büyür ve baraj yıkılır… Sizi de, bizi de, gelecek kuşakları da, su alır götürür…
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.