SOKAĞIN GÜCÜ

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SOKAĞIN GÜCÜ

Yeni Yılın ilk haftasında Almanya’da sokakların gücü gösterildi. İslam ve göçmen karşıtı Pegida örgütü Dresden’de 18 bin yandaşlarını sokağa çıkarmayı başarmıştı. Müslümanların çoğunlukta yaşadığı iller Almanya’nın batısında bulunuyor. Yani İkinci Paylaşım Savaşında yerle bir olan, savaştan sonra küllerinden yeniden yapılan şehirde yaşayan müslüman yok. Bu şehir halkı 25 yıl önce sokağa özgürlük diye sloganlar atarak, kartopu gibi çoğala çoğala sınırı aşıp Prag’a kadar yürüdüler. O zaman Doğu Almanya’yı terkedip, Batı Almanya’ya geçmek isteyen insanlar Batı Almanya elçiliğine sığındılar. Umutları sokağa dökülmeden önce haksızlık, adalet yokluğu, fakirlik altında ezilenlerde biriken duygular, artık tahammül kalmadı diyenlerdir.
Vatansever Avrupalılar Avrupa’nın İslamlaşmasına karşı yürüyen
[Pegida] adı ile bütün Avrupa’yı ayağa kaldırmayı amaç ediyor.
Düşmanın başı büyümeden yok edilmeli diyen, ırkçılığa, nefrete karşı olan, yani bu gruba karşı yürüyen ve sokağa çıkanlar da büyüyor.
Özgürlük sokağa çıkan Berlin Utanç Duvarını yıkmayı, Batı- ile Doğu-Almanya arasındaki telörgü duvarı kaldıran halkın hepsi, top yekün ırkçı ve başka olana karşı olamaz. Küresel Dünya açılımı yapan, halkın çoğunluğunu teşkil edenlere yeni almanlar ve göçmen sivil kuruluşları da destek veriyor. Adında müslüman kelimesi geçmeyen Türk Sivil Kuruluşları da dahil, yaptıkları müşterek basın açıklanmasında halkı sokağa ve sağduyulu davranmaya çağrıda, biz barış içinde yaşamak istiyoruz, diye açıklama yaptılar. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Simone Peter, basına yaptığı açıklamada yalnız Bavyera’da bulunan, ama hükümet kurmada CDU partisi içinde anahtar rolü olan CSU partisini açıklamalarından dolayı suçladı. Göçmenler evlerinde Almanca konuşsun sloganıyla, halkı kutuplara ayırıyor, cahil gençlik demokrasi düşmanlarının arkasına düşüyor.
Irak ve Suriye’de savaş yapan, katliamlarına verdikleri dinî adını, diğer ülkelerin sorumlu öncü vatandaşlar kullanmamalı. İslâm kelimesini terör örgütünün adıyla birlikte ananlar, teröristlerin dilini kullanıyor. Federal Almanya Başbakanı 
Dr. Angela Merkel, Yeni Yıl dilek konuşmasında terör organizesi, diye adlandırdı ve konuşmasında İslâm kavramını kullanmadı.
Türkleri öldüren Nazi organizesinin önüne hıristiyan kavramını koymayan herkes, basın ve medyaya sokakta hitap etmeli, zira şimdiye kadar kör ve sağır gibi davrandılar. Hâlâ islamı terörle birlikte anıyorlar.

Dilin gücü karşıtları sokağa çıkardığı göz önünde bulundurulmalıdır. Toplumda öncü olan düşünürler ve bilhassa politikacılar, hükümet üyeleri söyleyeceği sözü iyice tartmadan konuşmamalı.
Sokaktan gelen çığlığa, çağrıya en fazla dikkat eden, kanun yaparken halkın sesine kulak veren ülkelerin başında Hollanda geliyor. Her vatandaş en az üç sivil kuruluşa üye oluyor. Dernek ve vakıfları çok iyi çalışıyor. Vakıfların verdiği burslarla yüksek tahsilini bitirenler yine aynı vakıfda gönüllü görev alıyor. 
Hiçbir dernek veya vakıf maddi imkânları olmadan iyi işler yapamaz. Büyük bir banka çek fotoğrafı ile televizyon ve basında reklâm amaçlı işverenlerden ziyade, sürekli destekleyenler faydalı oluyor.
Avrupa’daki dernek ve vakıflar da artık küresel düşünüyor. Avrupa vatandaşı aldığı tekstil ve tarım ürünlerinin nasıl yapıldığını bilmek istiyor. İşçiler ne kazanıyor, işverenler onlara nasıl davranıyor, çocuk çalıştırıyorlar mı, diye sormadan alışveriş yapmıyor.
Antalya’da bir lüks otelde çalışanların durumuna bakmadan turist Avrupa’ya dönmüyor. Gördüklerini basın ve medyada paylaşıyor. Kendi vatandaşına haksız muamele yapan ülkeler turizm alanında geriye gidecek.
Sivil Toplum Kuruluşları çalışmalarıyla artık sınırları aşıyor. Bangladesh’de açlığa karşı kurulan vakıf, yedi kişiyle başlıyor. Sosyal medya aracılığı ile ve şehrin en kalabalık alışveriş merkezinde 150 kişiyi toplayarak Ağ Vakfını kuruyor.
Avrupa’da Sivil Toplum Örgütlerinin başardıklarını araştırmaya kalkan bir okur, denize düşmüş gibi oluyor. Fahrî görev yapan vatandaşa devlet kanat gelirse o ülkede ulaşılan başarılar saymakla bitmez.
Demokrasisi gelişmiş ülkede yaşayan gençler, haksızlığa karşı koymak isteyenler sokakları dar görüşlü at gözlük taşıyanlara bırakmayınız. Emniyet her iki görüşe karşı yürüyenleri koruyacaktır. Sokağa çıkma, düşüncelerini belirtme demokrasi şartlarının olmazsa olmaz dediğimiz en önemli bir maddesidir.
Sokağa umut bağlıyanlar, kaos yapanlara fırsat vermeden, polis ile elele çalışacaktır.
Ne mutlu, demokrasisi gelişmiş bir ülkede yaşayanlara, Türklerin Almanya’ya verdiği emek 50 yıldır. Müslümanlara karşı yürüyenlerin çoğunun tarihi bu ülkede ise bunun yarısı, yani 25 yıllıktır.

İlter Gözkaya-Holzhey                                              

Hoşça kalın!

Vakıfların çalışmalarını doktora konusu yapmak isteyen üniversite öğrencilerinin okuması gereken kaynak:
Dergi; Fördern, Vordenken, Geben, Bewirken, Stiften.


İsteme adresi:


Deutsches Stiftungszentrum, www.deutsches-stiftungszentrum.de 



                       

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.