0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

RUHUN ELÇİSİ
 
Rüya ruhun en önemli elçisidir. İç dünyanın aynası olarak düşünce, korku ve yaşanılan birikimlerin uyku esnasında resim olarak yansımasıdır.
 
Doğru tabiri ancak iç huzuruyla mümkündür, sessizliği yalnız kalmayı öğrenme ve meditasyonla sağlanabilir.
 
Bilhassa internet, facebook çağında iletişim yoğunluğu ve bilgi kirliliğinde huzura önem vermek gerekir. Doğum günlerinde herkes birbirine önce mutluluk dilemekte. Halbuki iç huzurunu bulamayan, sağlıksız insan mutluluğu yakalayamaz.
Antik çağda rüya tabirini meslek edinen papaz ve rüya tabirci şamanlar vardı. Ruhun Tanrı ile iletişimi kabul edilirdi.
Sigmund Freud 1900 yıllarında rüya tabiri kitabını yazdı. Ruh hastalarının tedavisinde kullandı. Daha çok çocukluktan getirilen izleri ve gizli kalmış cinsel istekleri açıkladı. Daha sonra C.G. Jung geliştirdi, bilgileri genişletti yaşamdan deneyimler ve gerçek olmayan arzuların resimle izah edilmesi bilgisine dayandı.
 
Bugün psikoloji, nevroloji, psikiyatride bilim insanları rüya fenomeni bir bütün olarak ele alıp izah ediyor. Rüya ruhun elçisi, yaşanan, denenen ve gerçekleşmesi arzu edilen olayların yansımasıdır, duygu sağlığı açısından hijyen görevi vardır.
 
Sinir hastalarında iç dünyasıyla iletişim kopukluğa uğramıştır. Bu nedenle tedavilerde şahsın değerlerini, hayati hedeflerini tespit etmesinde rüya tabiri önemlidir. İç huzuruna kavuşan, dışardan gelen aile, okul, toplumun beklentilerine cevap verebilir, sorumluluk üstlenebilir.
Doğru yanlış, haklı haksızın birbirine karıştığı bir toplumda ruh sağlığı bulaşıcı bir hastalık gibi bulaşır. Ruh hastaları depresyon ve uyuşturucu müptelası olanlar kendilerine, dolayısıyla yakın aile fertlerine zararı olur. Ama toplumun kimyası bozulmuşsa şiddet ve kötülüğe meyilli olanlara bozuk düzenle fırsat verilmiş olur.
 
Yaşanan travma, şiddet izlerinin genlere etki ettiği son psikolojik bilimsel araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Bunun anlamı bugün bu kargaşada doğacak çocuklara aktarılacağıdır.
Dünya toplumlarında düşünürler, gazeteciler, Türkiye’de askerler yaşadıklarını, düşüncelerini yazıyorlar. Hızla çeviriler yapılıyor.
 
Buna karşılık bilhassa politikacılar halkların korkularını kötüye kullanarak, ırkçılık ve ayırımcılık yaparak seçimlerde kazanmayı ön plânda tutuyorlar.
Akil insanlar okuyup, tartışıp toplumlarda kargaşa ortamında denge sağlamalıdır.
 
                            
Savaş ve hukuksuz yapılan işlem ve olaylar, insanlara doğduğu yerin evi olmasına engel oluyor. Yeryüzü şu anda insanlık içine deprem saldı, durulması için zaman alacak.
Çamurun içine düşen insanla, çamurdan o insanı çıkarmaya uğraşan ruh hali çok farklıdır.
 
Türkiye’de politikacılar birbirlerine sürekli negatif cevaplar vererek halka korku veriyor, ruh sağlığını bozuyor.
Avrupa’da kurulan Türkiye’deki partileri destekleyen kuruluşlara, derneklere çok önemli sorumluluk yükleniyor. Başka partide politik düşüncede olanı öteki yapmadan, düşman gibi davranılmamalıdır. Bu davranış, Avrupa’da yurtdışı Türkler yaşadığı ülkelerde barışa kötü etki etmeyecek, hem de dışardan Türkiye’ye salim kafayla, gönülle yardım edebilecektir.
 
Ruh hastası olmadan rüyalara sahip çıkmak, ruh hastalığı belirtisi gösterenlere terapi imkânları sağlamak şart olmuştur. Birey terapileri, grup terapileriyle takviye edilir. Hastanın tekrar dış dünyaya uyumu sağlanır.
Fakat hasta olmadan önlemler almak daha akıllıca bir eylemdir. Sessizlik, yalnızlık, meditasyonla huzur bulduktan sonra toplum içine karışmak, panel ve toplantılara katılmak gerekir. Yalnız televizyon karşısında negatif haber ve yorumlarla vakit geçiren, gerçekten hasta olabilir.
 
Hayal kurmayı ihmal etmemeli, yani gerçekte olmadığı halde insanın kafasında tasarlayıp canlandırdığı umuda yer vermeli. Bununla enerji birikimi yapılır.
 
Gelecek genç nesil, fantezi empati, vicdan sahibi ve bulucu duygularla dünyaya yeni değer ölçüsü getirsin, düzene soksun. Bunu yaparken yaşlı insanların deneyim ve birikimlerin olumlu olanlarını bu hamura katsın. Gençlerin hayaliyle, yaşlıların rüyalarıyla birleştirerek insanlığa güzel barış içinde yaşanan bir gelecek vaat edilsin.
 
Daha aydınlık, güneşli güzel göreceğiz, çocuklar.
 
Ruh sağlığıyla kalın!
 
İlter Gözkaya-Holzhey               
 
Bu konuda okuduğum dergi:
Träumen, Himmel und Erde, Nov.2016, 12. Jahrgang, Nr. 9