NEREDEN NEREYE

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

NEREDEN NEREYE

AKP’ye taktik belirleyen ekibi gerçekleri tersyüz etmedeki becerisi tartışılamaz.
En karmaşık durumlarda bile kıvrak bir vücut çalımıyla üste çıkmanın bir yolunu buluyorlar.
Bu beceride bu kurmay ekibin şeytani buluşları da ancak AKP gibi bir partinin, RTE gibi bir liderin yapısıyla milimine kadar örtüşüyor.

Havuz medyasını oluşturmalarının asıl amacı birçok olayda ortaya çıkıyor.

Devlet televizyonu olarak bilinen TRT, AKP’nin özellikle de RTE’nin özel reklam kanalı gibi çalışıyor.
Anadolu Ajansı kurtuluş savaşı sırasında ulusal kurtuluş savaşını Anadolu’ya ve dünyaya duyurmak için Atatürk tarafından kurulmuştu.
Bağımsızlık mücadelesinde önemli görevler üstlenen Anadolu Ajansı, Türk Devrimlerini ülkeye ve dünyaya duyurarak Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna önemli hizmetlerde bulundu.

Anadolu Ajansı bugün Atatürk devrimlerine düşman bir görev anlayışıyla AKP’nin özel ajansı olarak karşı devrim kalkışmasının parçası durumuna getirildi.

Halk TV, Ulusal Kanal, FOX TV ve eskiden ortak, şimdilerde RTE tarafından ”Haşhaşi”damgası yiyen cemaat kanalları dışındaki kanalların patronları, genel yayın yönetmenleri, iktidara cüzdanıyla bağlı gazetecileri, sunucuları; artık, bitaraf olup, dürüst gazetecilik örneği olmaya yürekleri yetmediğinden bertaraf olma korkusuyla biat etmeyi yeğlediler.
AKP’lilerin başı RTE’nin, Birleşmiş Milletler toplantısında konuşmaya başlamasıyla salonun boşalması Türkiye’nin artık bu kadroyla hiç bir devletçe ciddiye alınmadığını, değer verilmediğini göstermektedir.

Aynı salonda konuşan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi tamamen dolu salonda ayakta alkışladılar.
Bu utanç tablosunda yine havuz medyası devreye giriyor ve Star Gazetesi ”sahtekârlığın bu kadarına da pes!” dedirtecek medya ahlaksızlığını üstlenerek boş salonu montajla tıklım tıklım dolu gibi göstermeye çalışıyor.
Ama dünya televizyonlarının bu sahtekârlığı görüntülerle ortaya dökmesinin önemi yok.

Çünkü AKP’ye oy verenlerin yandaş medya ve pısmış medya dışında, dünya basınını, Türkiye’deki bir kaç gerçek medyayı izlemediklerini bildiği için varlıklarının yalanlarla sürdüreceklerine inanıyorlar.
Halkı birkaç çuval kömürle, birkaç makarna-pirinç kolileriyle, oda olmazsa hiç bir dinde olmayan hurafelerle, din istismarıyla uyutabilmeyi karakter edinmiş bir iktidarın etik, vicdan, demokrasi ve yurtseverlik takıntısı olur mu?
Soygun, rüşvet ve yolsuzlukları kanıtlanmış, bakanları yolsuzluk ve rüşvetten istifa ettirilmiş bir AKP’nin halen iktidarda kalması ülkem için utanç vericidir.

Rüşvetin, haksız kazancın, vurgunun nasıl kapatılmak istendiği hâkim kararıyla tespit edilmiş o sıfırlama tapeleri nasıl yok sayıldığını sadece zekâ özürlü kişiler göremez.

Yargının kanıtlarıyla meclise gönderdiği yolsuzluk ve rüşvet tezkeresi AKP’li meclis başkanının ve AKP’li komisyon başkanının hukuk, meclis geleneği hiçe sayılarak meclis denetiminden ve soruşturmasından kaçırılmıştır.

Gerçek bir hukuk devletinde hırsızlığı ve yolsuzluğu ortadan kaldırmak için yargıçlar, savcılar, kolluk kuvvetlerinin görevi engellenemez.

Hele tüm soruşturmalara başbakanın uzun boyuna meftun bir yargıç asla verilemez.
Gözü dönmüş İslami terör odaklarının Türkiye’yi barınak olarak kullandığı tüm dünyada biliniyordu.
IŞİD canilerine TIR’larla gönderilen silahların hesabı bu silahları gönderenlerden değil, yakalayanlardan sorulmaktadır.
İŞID, El Nusra gibi İslami terör örgütleri AKP hükümetince desteklenmiş, Türkiye’de eğitilmiş, Suriye’de, Irak’ta katliam yapmaları desteklenmiştir.

Halkın etik değerlere hassasiyeti törpülendikçe, meydan hırsıza, soyguncuya, rüşvetçiye kalıyor.
”Hangisi çalmıyor ki?” diyerek AKP’ye oy verenler bile onların da hırsızlık yaptığını kabul ediyorlar.
Türkiye hiç bu kadar hırsızlığa, soyguna, din istismarına teslim olacak kadar duyarsız olmamıştı.
Türkiye hiç bu kadar seviyesiz, arsız bir yönetimle karşılaşmamıştı.
İktidar, hedefine ulaşmak için gerektiğinde PKK ile El Nusra ile IŞİD ile işbirliği yapmaktadır.
Bakmayın RTE’nin her yere kapaklandığında dış güçler nakaratına.
O dış güçler telefonlarına çıkmadığı için uykuları kaçar, direndiği saplantısından dış güçlerin çatık kaşını görünce anında çark eder.

Sorunlu gençler, diye nitelediği ve bir türlü söyleyemediği sözü New York’ta eline verilen konuşmada
”IŞİD, kanlı bir terör örgütüdür.” Deyiverdi.
İşte tutarlı bir dünya liderinin dışarıdaki perişan hali! Elbette içtenlikli değildi.
Aynı günlerde IŞİD İstanbul’da polisin seyrettiği gıyabi cenaze töreninde Türkiye’ye meydan okudu.
PKK’nın Tüm ülkede asker polis demeden insan öldürmeye devam etmesine de sesi çıkmadı.
”BM yemeğinde Sisi ile yan yana oturacaksın.”Denince, yemeğe de gidemedi.
O da; ”Madem batı’da kıymeti harbiyemiz kalmadı, ben de ortaçağa dönerim.” Dedi ve:

Tesettüre özgürlük diye ilkokullara türban takmayı serbest bıraktı.

Nereden nereye geldik.

Başörtüsüyle, türbanı aynı gören sulu solcular, liboşlar, yetmez ama evet çiler yine dizlerini dövecekler ve aynı çığlığı atacaklar:

Kandırıldık!

Hadi canım sende…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.