ENGELLİDEN MEKTUP

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sevgili sağ kol, rüyamda görsem bir gün sana mektup yazacağıma inanamazdım. Yazmak bir ayrıcalık, artık sanal dünyada herkes elektronik posta gönderiyor.

Meme kanseri teşhisinden sonra ameliyat geçiren sol yanımda üç lenf boğum da alınmıştı. Böylece lenf dolaşımı yeni yollar bulmak zorunda. Işın tedavisi esnasında asistanlar kaba davranışıyla beni oldukça hırpaladılar. Böylece tam altı aydır senin yardımına ihtiyacım var. Hareket anında ağrım olduğu için hep sen düzeltiyorsun. Sol yanım giyimde düşük oluyor. Düğme, fermuar kapatma sana düştü. Gece yatakta sol yanımda yorganı bile senin desteğin olmadan örtemiyorum.
Elime aldığım şeyi tutarken sen olmasan hemen düşürüyorum. Anlayacağın kötü bir zamanda sana çok muhtacım, canım sağ kol.
Yeni yılda ağrısız olmayı, eski günlerime geri dönmeyi, daha fazla görev alarak sevgili dostum, sana teşekkür edebilmek en büyük arzumdur. Kıymetli sağ kol, her şey gönlünce olsun, sol koldan selâm ve sevgiler!
Bu mektupla Bana Uğramaz, Neler gördüm, yazılarımda sol göğsünde kanser teşhis edildikten sonra, seyrini yazdığım can arkadaşım Zümrüt Hanım’ın hayatında dönüm noktasını yazmaya devam ediyorum.
Bu satırları yazarken, tek kolu ile çalışan okul müdürü yardımcısı bir iş arkadaşımı düşünüyorum. Savaşta sağ kolunu kaybetmişti. İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra tez yoldan öğretim üyesi yetiştirilen biriydi. Kendisine öğreticiliği yakıştıramadığımdan olsa gerek, nasıl yaşardı, çalışırdı hiç dikkatli bakmamıştım. Hem engellilere nasıl davranacağımı bilmediğimden, hem de Türk öğrencilerine kaba davrandığından hiç ilgilenmemiştim. Yıllar sonra her ikimizde emekli olarak karşılaştık. Eşim katarak göz ameliyatı olmuştu. Herbert Bey eşimle aynı odada kalınca kaderin cilvesi bu ya, kahvaltıda ekmeğini hazırladım, ceketini giyerken yardım ettim. Kısacası kimin ne zaman engelli olacağı hiç belli olmaz.
Ani bir kazada her hangi bir organımız yaralanabilir.
Yılın her günü belirli, özel günlere ayrılmış. Çok güzel, fakat tek bir güne bağlı kalmaması, biz köşe yazarların görevi olmalıdır. Belirli günler bütün yıl boyunca önemli kalmalı. Engelliler gününde çok anlamlı bir davetiye aldım.
Basında haberini okuduğumuz İnteraktiv, derneğinin birinci yaş günü. Berlin’de tahminime göre üç yüz dernek vardır. Bir dernek daha hiç gerek yoktur, diye düşünürdüm. Yanılmıştım, bu dernek çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Elli yıl geç kalmış bir organize. Şu anda başkanı olan Sevgi Bozdağ’ın ilgili Belediye dairesine açtığı bir telefonla başlıyor öykü.
Bu dernek başaracaktır, çünkü hem yönetimde hem de üyeler alman Türk, kadın erkek, genç orta yaşlı dengeli bir oluşum. Karar mercileri ile iletişim çok uyumlu.
Göçmenlerin haklarına ulaşmaları için köprü görevini üstlenen organizelerle mümkün. Her zaman sanıldığı gibi dil sorunu değil, alman dairelere güvensizlik var. Nasıl karşılanacaklarını bilmiyorlar. Bir dernek engellilerin kanunî haklarına kavuşmalarında aracı oluyor. Toplumu uyarmak, çevremize bakıp yardıma muhtaç insanlara dikkatimizi çekmek istiyorlar.
Anlayış gösterip, onlara acımak yerine kendiişlerini kendileri yapmalarına yardımcı olmak. Balık tutmayı öğretmek, balık hediye etmek değil.
Yaş günü çok şahane kutlandı. Program akıcı ve oldukça renkliydi. Karlı bir havada konuklar maceralı bir yolculuktan sonra gelmişlerdi. Buna rağmen katılım çoktu. Toplantı dilinin Almanca olması çok isabetliydi.
Büfe fevkalâde hazırlanmıştı, bir an evvel yola çıkmak için tadına bakamadım, o nefis hazırlanmış Türk mutfağının.
Ulaşmak istedikleri amaçlar saymakla bitmiyor.
Sosyal ve sağlık sisteminden eşit şartlarda herkesin faydalanmasını sağlamak. Toplumda daha aktif rol almalarını sağlamak ve kendilerine güven duymayı öğretmek.
Aynı kaderi paylaşan aileleri bir araya getirip, deneyimde birbirlerini desteklemek. Berlin sınırlarını aşarak diğer dernek ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.
Bu çalışmaları, Türkiye’ye kadar uzantısını ihmâl etmemek.
Meslekî ve sosyal rehabilasyon imkânları vermek.
Ne zaman Berlin’de otobüse binsem, hayranlıkla otobüs şoförlerini izliyorum. Tekerlekli sandalye ile binen yolculara sabırla, nazik bir şekilde kapı açmaları, davranışları görülmeye değer. Yolcularda da bir sabırsızlık görmüyorum. Haklı olarak köşe yazarlarından Perihan Reyhan Alkan’ın yazılarında Türkiye’de gösterilen sabırsız, kaba davranışlara öfkelenmesi aklıma geliyor. Aslında yalnız işverenlere değil herkese vize kolaylığı getirilmeli. Engelli dünyasında Türkiye’ye Almanya’dan götürülecek çok öğreti var. Bu nedenle derneğin T.C. Başkonsolosu ile birlikte çalışması kaçınılmaz.
Eşit haklara sahip olmak, aynı birbirimizin kopyası olmak anlamına gelmez. Çeşitli olmamızı görmeyi öğretecek derneğe, başkanları Sevgi Bozdağ ve yönetim kurulunda bulunan arkadaşlarına bol şanslar diliyorum.
Katılımcılardan bir okurum, sosyal engellileri hatırlatmamı rica etti. Hürriyetleri kısıtlanan genellikte kızlarımız. Abileri, babaları, ailenin erkekleri tarafından konan bariyerleri aşmayı bu dernek görev programına alabilir mi, yoksa ayrı bir dernek mi gerektirir, diye soruyor.
En büyük, aşılması güç engel beyinde geri kalan çağa uymayan düşüncedir.
Yeni Yılda bütün güçlükleri aşmanız en içten gelen arzumdur, sevgili okurlarım.
Hoşça Kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Dernek hakkında daha fazla bilgi için:
www.interaktiv-berlin.de

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.