CUMHURİYETİ KURAN KADIN “RABİA”

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CUMHURİYETİ KURAN KADIN “RABİA”

Cihan harbinde erkek gitti cepheye ve kör bir kurşun geldi alnına, sonrası malum. Peki kadın ne yaptı kocası ölünce hiç düşündünüz mü?

Şimdi bir köy düşünün ki ortalıkta yaşlı veya sakat olanları saymazsak erkek yok. Bir de din adamları kılığında dolaşıp askerden kaçan adamlar var, onları da erkekten saymamak lazım zaten. Evde ekmek yok, yemek lazım çocuklara. Ahırda varsa iki öküz zaten biri gitmiştir orduya. Tarlayı sürmek lazım ekmeden önce. Sürse tohum lazım kimden bulacaksa bilinmez. Hadi tarlayı sürüp ektin diyelim, mahsulün yetişmesine kadar nasıl dayanılacak. Yağ desen biraz, bulgur desen kalmadı. Patatesin kökü yetişmeden, yeşil yerlerinden içli ekmek yapacaksın, olmadı ormandan meşe palamudu toplayıp pişireceksin yemek olarak. Pilavı bile suyu bol yapacaksın ki, bulursan ekmeği suyuna banasın da yanına ayrıca yemek istemesin çocuklar.

Yokluk, hastalık, askerden kaçanların geçerken köyleri soyması. Açlık, yoksulluk yılları sizin anlayacağınız.

Ayağında çarık var ise, açlıktan bir şey bulamayınca ateşte ısıtıp yediklerini dinledim canlı şahitlerinden. Sonra at arabasındaki deri koşumları ısıtıp yemişler. “Hep urgandandı atların koşumları, deri olanları biz yedikten sonra. İşe lazım oldukları için onlara dokunmadık “dedi gözleri yaşlı.

“İki oğlum vardı biri henüz sütte öteki ilk mektepte. Küçük büyüsün diye bakardım gözünün içine. Açlıktan sütüm az gelirdi. Büyüsünde ekmek bari yesin “diyordu sözlerine devam ederken. Çocuğu küçük diye kıyamamış fakat kendini ölümün kucağına atarken bir saniye bile düşünmemiş kadınlarımız var bu topraklarda. Bir örnek vereyim sizlere.

Şerife Bacı, Kurtuluş Savaşı’nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu’da bulunan cephaneleri Ankara’ya götürürken, küçük çocuğunu da kor kağnının üzerine. Anlatılan odur ki, cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarmış, bebeğine de sarılıp onun donmaması için uğraş vermiştir. Aralık 1921’de donarak öldü vatanı için.

Tarlada öküz yerine kendini kara sabana koşan, geri hizmette cephane taşıyan kadınlarımız vardı bizim. Hem baba oldu çocuklarına hem de anne kadar çok çalıştı ki nerdeyse fırsat bulamadı ölmeye. Terinin son damlasına kadar sahip çıktı şehidin bıraktığı emanetlere. Her yük başına kaldı ve Cumhuriyeti teslim edecek nesilleri ayakta tuttu. Sonra mı?

Savaş yıllarında çileler içinde açlık ve yoklukla terbiye olmuş, vatanı ve çocukları için canını vermiş kadınlarımız, şimdi meydanlarda Rabia işareti yapanları görselerdi ne derlerdi acaba. Vatanı, Milleti ve evladı için savaşan, düşman işgalinde esir olarak yaşamaktansa ölmeyi tercih eden kadınlarımızın anısı dururken, aç kalmamak için bir yaşlı adamın yanında köle olarak yaşamayı seçen Rabia.!

Ender Özerdem

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.