0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BASİRETSİZ YÖNETİCİLER, DIŞI SİZİ YAKAR İÇİ BENİ

Kadınların kara çarşaf giydiği dönemlerde, birkaç kadın, bir kahvehanenin önünden geçiyormuş, içlerinden bir tanesi çok endamlı, boylu poslu balık etli; kıvırtarak yürürken, orda oturan gençler bir iç çekip, ufff ne endamlı kadın boyu posuda yerinde “ne mutlu kocasına” deyince, orda oturanlardan bir tanesi, gençlere dönerek, o kadın benim eşim, dışı sizi yakar; içi beni, bakmayın onun endamlı yürüyüşüne, huysuzun teki, suratı da çilli; sivilceli demiş.

Bilindiği gibi Chemnetz ‘de bir kişinin öldürülmesiyle başlayan olaylar, bir iki haftadır Alman basınında büyük yer buldu. Sorun yine yabancıları ve yabancı düşmanlığını gündeme getirdi ve öyle bir yansıtılmaya başlandı ki sanki Chemnitz şehrinin hepsi Neo Nazi, sanki tüm yabancılar potansiyel suçlu, beceriksiz, asalak, her kafadan bir ses.

Her kesim kendi gemisini yürütmeye çalışıyor. Yüz yıllardır ülkeler daha doğrusu egemen güçler ve onlara yaranmaya çalışan kurum ve kuruluşlar, din ve ırk temelli ayrıştırmayı çok iyi kulandılar ve kullanıyorlar. Bu süreç, din temeliyken, ulusal kavramının öne çıkmasıyla kabuk değiştirdi, bazı bölgelere göre değişiklik gösterse dahi sorunlar hep aynı kaldı.

Emek Sermaye; Sömüren, Sömürülen, Hiçbir iktidar, yapılan hataları düzeltmek yerine, toplumların bilinçsizliğinden faydalanıp medyayı da kullanaraktan topluma farklı biçimlerde sundular.

Cehemnitz olayları bana göre toplumların yaşadığı sosyal sıkıntıların bir patlamasıdır, aynen Almanya’da yaşayıp ta Türkiye’de veya Arap ülkelerinde Şeriat isteyen veya Recep Tayyip Erdoğan’a burada yaşayanlar neden bu kadar oy veriyor, oy verenler ise ezilmişliğin dışlanmışlığın etkisiyle, tüm Dünyaya kafa tutuyor,
Bizim haklarımızı Dünyaya karşı savunuyor deyip %65 oy patlaması yaşatan kafa; zihniyet aynı zihniyettir. 

Buna muhalefet de dahildir. Almanya’daki zihniyette farklı değildir, ne kadar parti varsa, hiçbir tanesi sistemin dışına çıkıp, farklı bir şey söylemiyor, Al birini; vur ötekine. 

Mesela birçok yabancı kökenli Alman milletvekili var, ağızların açıda efendilerinin istemediği hiçbir şeyi söyleyemezler.50 yıldır burada yaşayan, bizlere yönelik elle tutulup gözle görülen birçok sorunu çözmeye yönelik somut bir şey yapmamışlardır. Konut sorunu var; İşsizlik sorunu var, Eğitim sorunu var; Sağlık sorunu var Yaşlanan bir nüfus var. Emekli parası yetmeyip şişe toplayan binlerce insan var!

Dört milyon insanı Jobcentere mahkûm etmişler, iş bulmak o insanları eğitmek yerine, aracı kurumlara yönlendirerek, aracıların para kazanmasını sağlanıyor, Toplum üzerinde Psikolojik terör estiriyorlar. Peki burada bulunan birçok yabancı dernek ve çatı; kurum ve kuruluşları var, bunlar ne iş yapar? İyi dikkat edin hepsine biçilmiş bir rol var herkes rolünü oynuyor. İşleri güçleri, dertleri davaları, proje yapıp, iktidarlara şirin görünmek, basına da bir iki demeç verip, etrafa şirin görünmek, kendilerine iş imkânı yaratmak, birkaç güzel söz, bu iş tamam.

O günün şartlarına göre ne pirim yapıyorsa onu konuşup; kendi yaşantılarını garantiye almak, yoksa buradaki toplumu düşündükleri falan yok. Beyler ırkçılığa karşı çıkacaksanız, toplumun temel ihtiyaçları olan, eğitim sorununu çözmek, okullara ırkçılık ve Dünyada farklı ulusların; farklı inançlı insanların yaşadığını ders olarak koymak zorundasınız. 
İnsanları 8.84 cent saat ücretine çalıştırmak yerine, insanca; yetebilecek bir temel ücret verilmelidir, konut sorunu çözülmelidir. Sağlık sorunu acil çözülmeli, Emeklilere insan gibi yaşayacağı bir maaş verilmesi gereklidir.

Devlet kurumlarında çekilen onca sıkıntılar, vatandaşlık dairesinde bir işi halledebilmek için,” dört haftadan önce randevu alamamak gibi” bu sorunlar çözüldüğü zaman, birçok olay kendiliğinden ortadan kalkacaktır. 

Üçyüz milyar bütçe fazlalığı veren devlet bu paranın yüzde yirmisini söylediğimiz sorunlar yatırsa zaten birçok sorun kalmayacak.

Bu önerilerimiz tüm parti ve sivil toplum örgütlerinedir, işte bu yüzden bunların dışı sizi yakar içi beni.

Ali Sönmez