6. SPOR ŞURASI VE GETİRECEKLERİ

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

6. SPOR ŞURASI VE GETİRECEKLERİ

Çin’nin başkenti Pekin’de yapılan 2008 Yaz Olimpiyatları’ndan sonra ülkemiz adına olimpiyata katılan sporcularımız aldıkları sonuçlar herkesçe çok tartışıldı. Bu nedenle spordan sorumlu Devlet Bakanlığımız ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğümüz Türk Sporunun yeniden masaya yatırmak amacıyle 26-28 Kasım 2008 tarihleri arasında Ankara’da ‘’6. Spor Şurası’nı” yaptılar.

Şura’ya spor bilimcileri, spor hukukçuları, spor medyası, spor yöneticileri, spor kulüpleri, spor dernekleri, Genclik ve Spor Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatının farklı birimleri ile Gençlik ve Spor Müdürlüğünün taşra teşkilatı (81 ilin gençlik ve spor il müdürü) ve daha sayamıyacağım iki bine yakın kişi ve kuruluş davet edildi.

Şuranın açılışında sise takılan ve inemeyen ucaklardakı konuklar dışında hemen hemen herkes hazır bulundu. Ne var ki, şuraya yurtdışından katılan konukları sayısı parmakla sayılacak kadar azdı.

Şuraya İsviçre’den 4 ve Almanya’dan da tek ben, katılma fırsatını buldum. İlgililere buradan davet için içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Şuranın sonuc bildirgesinde ülkemizde sporun farklı beş alanında bazı değişikliklerin yapılması ön görüldü. Ne var ki 60’lı yıllarda yapılan ilk şurada da sözü edilen ve ülke sporuna yarar getirecek konular tartışılmıştı.

Bu konular sırası ile şunlar:

Spor teşkilatımızın yeniden yapılanması,
Spor hukuku,
Spor kültürü ve sporla eğitim,
Sporda sağlık ve sosyal güvenlik ,
Engelliler sporu

Şurada bu ana konular davetliler tarafından üç gün boyunca tartışıldı. Yeni yasal düzenlemeler getirilmeye çalışıldı.

Bana göre şuranını çok eksik yönleri vardı. Neden mi? Daha önceki şura da her beş alanda seçilen spor bilimciler ve uzmanlar bir ön çalışma yaparak gelmişlerdi. İlk günkü çalışmalardan sonra gündeme çok değişik konular eklenmesine rağmen hala eksikliklerin olduğu gözden kaçmadı..

Türkiye 6. Spor Şurası’nın biz Avrupa’ da yaşıyan Türkleri yakından ilgilendiren yanı ise bana göre; Yurt dışında vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları ülkelerde ‘’Gençlik ve Spor Temsilcilikleri’nin” kurulmasına dair kanun teklifinin kabul edilmiş olmasıdır.

Şayet yasalaşırsa bu maddeye göre özellikle Almanya’da yaşıyan 3 milyonun üzerinde göçmen Türkler Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüzl ve dolayısıyle tüm federasyonlarımızla spor alanında daha sıkı bir işbirliği içerisine girebilme olanağına kavuşacaklardır. Bu sevindirici kararı tüm göçmen Türk vatandaşlarımızla paylaşmak istedim.

Ülkemizdeki spor politikası aslında öylesine kolay zirveye taşınabilir ki, eğer uygulamalardaki yanlışlıklar yeterli bilgi sahip olmayanlar tarafından yönetilmese…

Kısacası Sporumuzun belirgin bir politikalar alet edilmesi yerine sporu ve sporcuyu politikalarda kullanmak daha yararlı olacaktır.

Dünyada Türkiye gibi böylesine bir genç nüfusa sahip çok az ülke olmasına rağmen bu potansiyeli tam anlamıyla kullanamıyoruz. Şayet zaman kaybetmeden Türkiye genelinde yetenek ve zeka taramasını gerçekleştirebilirsek boşta gezen iş bulamayan üniversitelerimizin beden eğitimi ve spor bölümlerinden mezun olanlar da bu amaca yönelik eğitebilsek, ülkemizin 2020 yılı olimpiyatlarına kadar her dalda yeteri kadar dünya çapında sporcu yetiştirebileceğimize inanıyorum.

Herhangi bir suçlu aramıyorum ama Türkiye’nin Avrupa’da yaşayan spor dalında çalışmalar yapan bilim adamlarının bilgi ve deneyimlerinden fazla yararlaılmadığını da burada hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu gün Avrupa’da yaşayan Türk insanının dolaysıyle gençlerimiz burada her türlü olanağa sahipler, tek eksiklikleri Türkiye bağlantılarının bu güne kadar yeteri düzeyde sağlanmamış olmasıdır. Bu alanda uzun yıllar çalışmalar yapan bir çok arkadaşımızdan yararlanma yolları araştırılmalıdır.

Sonuç olarak şura’ya katılanların çoğu genel anlamda kendi çalışma alanlarını bir tarafa bırakarak başka alanlarda ahkam kestiklerine tanık oldum.

-Spor bilimcilerinin araştırmaları bırakıp,federasyonve yönetim işleriyle uğraştıklarını,

-Yöneticilerin ise kendi işleri yerine bilimsel çalışmalar yapmaya kalkışmalarını,

-Federasyon başkanlarının her ne olursa olsun sadece ve sadece seçim kazanma savaşımında bulunduklarını,

-Sayın bazı Valilerimizin spora yakınlıkları sevindiricidir. Sporla yakından ilgilendiklerini hep birlikte izledik. Onların ülkemizdeki bir çok spor bilim adamından daha eğitimli olduklarına şahit oldum. Bu Türk sporu adına olumlu bir gelişmedir.

-Şurada yerel yönetimlerden hiç kimse yoktu diyebilirim! Söz konusu futbol olunca da hepsinin birer profesyenel takımlarının olduğunu ve bu kulüplerin bünyesinde bulunan furbolculara bu ülkenin paralarını savurganlıkla kullandıklarını da biliyoruz,

-Spor kulüplemizin ve federasyon başkanlarının sadece bir kaçı şuraya katıldı ve görüş belirtmeden geri döndüler. Hele Kulüpler Birliği ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım’ın şuraya hiç bir katkısını olmaması çok düşünürücüydü!

-Spor kulüplerinin standart hale geirilmesi bir yana gerek kulüplerdeki branşların yetersizliği ve gerekse lisanlı sporcu sayılarının azlığı çok düşük bir düzeydedir,

-Ülke düzeyinde faaliyet gösteren kulüp ve sporcu sayısının ülke nüfusuna göre çok alt düzeyde olduğunu gözlemledim. Almanya örneğiyle karşılaştırınca ülkemizde sporun adeta olmadığı gibi bir kaygıya kapıldım,

Özellikle temel eğitim veren ilköğretim okullarında beden eğitimi ders saatlerinin artırılması ve bu derslerin sınıf öğretmenleri yerine daha iyi eğitilmiş beden eğitimi öğretmenleri tarafından verilmesi ve üzerinde hassasiyetle durulması gereğini bir kez daha anımsatmak isterim.

Hani, ‘’Ağaç yaşken eğilirdi!..” Kim bilir? Belki bir kaç yıl sonra bu sorunlarımızı çözmüş olacağız. Aksi taktirde daha çok ‘’şura’lar” yaparız gibi geliyor bana…

Son söz olarak ta saygı değer Bakanımızın, Sayın Başeskioğlu’nun spora olan ilgileri, yakınlığı ve bu uğurda gösterdikleri çabaları beni şuranın mutlu eden olaydı. Ama onlar işleri yürüten insanların yetersizliklerini nereden bilsinler…

En içten saygılarımla.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.