İzmir’de Jeotermal Endişesi

İzmir’de Jeotermal Endişesi

ABONE OL
14:38 - 08/11/2019 14:38
İzmir’de Jeotermal Endişesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, şehrin 16 farklı ilçesinde yer alan 35 jeotermal kaynak arama ve işletme sahası için ihale düzenleyecek. İhaleye çıkılacak alanların büyüklüğü, İzmir’in toplam yüzölçümünün yüzde 8’ini oluşturuyor. Jeotermal aranacak 33 saha için toplam 4 milyon 902 bin 500 TL, işletme hakları devredilerek ruhsatlandırılacak mevcut 2 jeotermal sahası için ise 1 milyon 800 bin TL muhammen bedel belirlendi.

İhale kararı İzmir’de çevre mücadelesi veren kurumlar tarafından endişeyle karşılandı. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) valiliğin bu kararına karşı, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Düşünce Topluluğu, Tüm Köy Sen ve uzmanların katılımıyla bir toplantı düzenledi.

‘Ege bölgesinin en verimli toprakları mahvediliyor’

Toplantının ardından VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan EGEÇEP Dönem Eş Sözcüsü Alime Yalçın Mitap ihalelerin yapılmaması için çaba harcayacaklarını söyledi. Mitap, “İhaleye çıkılacağını öğrendiğimizden beri bu ihalenin ne amaçla yapılacağını araştırıyoruz. Çünkü jeolog ve jeofizikçi arkadaşlarımızın söylediklerine göre yüksek ısıya sahip bir kaynak bulmaları imkansız. Düşük sıcaklıkta bir jeotermal kaynak bulunabileceği söyleniyor. Böyle olunca da burada bir bit yeniği olduğu kuşkusuna kapıldık. Bu ihaleler yapıldıktan sonra bu alanlarla ilgili acaba başka art niyetler mi vardır, bu rantı yüksek alanlara dönük başka plan ve projeler mi vardır diye açıkçası bunları sorguluyoruz” diye konuştu.

Verimli topraklara sahip Ege bölgesinde zaten ciddi çevre sorunları olduğunu hatırlatan Mitap, “Jeotermal işletmeler usulüne uygun çalıştırılsa belki bu kadar çok zarar vermezdi. Ama ne yazık ki bir talan şeklinde, doğayı mahveden bir şekilde yapılıyor. Bütün ürünlerimiz, üzümler, incirler hepsi mahvolmuş durumda. İnsanlar kanserojen etkilere maruz kalıyor. Bütün Ege bölgesinin en verimli toprakları mahvediliyor. O yüzden artık biz bunlara tümüyle karşıyız” diye konuştu.

‘Devlet gerekli ve yeterli düzenlemeleri yapmıyor’

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın da yenilenebilir bir enerji kaynağı olmasına rağmen jeotermalin de çevreye zarar veren etkileri olduğunu söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Yalçın, “Jeotermal aslında su değil. Yeraltında çeşitli minerallerin, madenlerin karışmış olduğu bir sıvı. Dolayısıyla bunu yeryüzüne çıkardıktan sonra doğaya veremezsiniz. Bu sıvıyı aldığınız yere enjekte etmeniz gerekir” dedi. Ancak Yalçın bu enjeksiyon işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol eden bir mekanizma olmadığını vurguladı.

“Türkiye’de jeotermal enerji kullanımıyla ilgili en önemli sorun ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu gerekli değildir’ yönünde kararlar verilerek bu sahaların işletmeye açılmasıdır” görüşünü dile getiren Yalçın “ÇED gerekli değildir kararı verdiğinizde, firma çevreye verilecek zararları gidermek için bir taahhüt altına girmiyor. Kimse de kontrol etmiyor. Devlet gerekli ve yeterli düzenlemeleri yapmıyor. Sorumluluk almıyor. Sadece potansiyeli olan bölgeleri ihaleye çıkarıyor. Ondan sonra vatandaşla şirketleri baş başa bırakıyor. Oysa bu işletmelerin hangi koşullarda çalışacağına dair taahhütname alması gerekir. Bu şirketleri sık sık denetlemesi gerekir. Eğer taahhütlere uymadığını fark ederse ruhsatlarını iptal edip şirketleri kapatması gerekir” diye konuştu.

Aydın’da halk jeotermal santrallerine tepki göstermeye devam ederken İzmir de ihale süreci nedeniyle şimdi benzer kaygıları paylaşıyor.

Yalçın, 14 Kasım’da İzmir’de yapılacak jeotermal ihaleleriyle ilgili olarak da “Bu ihaleler, mevcut denetimsizlik içinde yapılırsa İzmir’i, başta Aydın olmak üzere yakın çevremizde gördüğümüz tehlikeler bekliyor. Yani bu kaynağın nereden çıkarıldığı, bu kaynağın oradan çıkarken yeraltı sularına karışıp karışmadığı, yeraltı sularıyla tarım arazilerine zarar verip vermediği, çevreye yaydığı karbondioksit, sülfür dioksit gibi gazların ne tür kontrollerden geçirildiği kontrol edilmediği sürece, yakın çevremizde gördüğümüz her türlü sorun İzmir’de de karşımıza çıkacak” ifadelerini kullandı.

‘Mahalli idarelerin yetkisi gaspediliyor’

İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Üyesi Enis Dinçeroğlu da Çeşme ilçesinde ihaleye çıkartılan alan hakkında mahkeme kararı olduğuna dikkat çekti. Dinçeroğlu, “Kazanılmış bir dava var. Bu tip bir yatırımın orada uygun olmadığına dair bir mahkeme kararı var. Buna rağmen aynı yer tekrar ihaleye çıkartılıyor” dedi.

Jeotermalin Karaburun’a özgü hurma zeytinine ve Çeşme’ye bağlı Ovacık köyünde yetişen endemik kavuna da zarar vereceğini söyleyen Dinçeroğlu, yeraltı jeotermal sularının valilik tarafından değil yerel yönetimler tarafından ihaleye çıkartılması gerektiğini de savundu ve “Bu, mahalli idarelerin elindeki yetkiyi alıp merkezi idarenin kullanmasıdır. Bana göre bir yetki gaspıdır” diye konuştu.

 

Amerika’nın Sesi tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak haber sitelerinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.