İSAR VE MİRAÇ MUCİZE MİDİR?

ABONE OL
01:29 - 09/02/2024 01:29
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-Peygamberin, “kâlemlerin cızırtılarını duyacak kadar yüksek bir yere” çıktığını ifade eden rivayetler; Allah’ın katını, sanki bir karargâh, bir nevi istasyon, bir yönetim yeri gibi tasavvur eden, Allah’ı cisimleştirmeye ve insana benzetmeye yatkın bir aklın ürünüdür. Kur’ân İslam’ında böyle bir Allah tasavvuruna yer yoktur-

Miraç gecesi geldi. Yine kürsülerden o bildik hikaye anlatılmaya devam edilecektir. Mucizelerden bahsedilecektir.

İsra ve Miraç mucizesi uydurma bir hikayeden ibarettir. Eğer İsra ve Miraç mucize olsaydı, müşriklerle peygamber arasında karşılıklı bir meydan okumadan sonra vuku bulması ve bu mucizeyi herkesin görmesi gerekirdi. Oysa bu olayı Peygamberimizden başka gören yoktur. Sadece Peygamber’in görüp, Peygamber’in tecrübe ettiği bir mucizeye mucize denebilir mi? Bu nedenle İsra ve Miraç bilinen klasik mucize tanımlarına uymaz. Mesela İsra gecesi nazil olan, “Bizim sana mucizeler göndermemize engel olan şey, önceki milletlerin, onları yalanlamış olmalarıdır” [İsra, 17/59] ayetini ele alalım. Ayet apaçık, peygamberimize önceki peygamberlere verilen hissi mucizelerin Peygamberimize verilmediğini, hatta niçin verilmediğini de söylemektedir.

Peygamberimiz hakkında rivayet edilen Kur’ân dışındaki diğer hissi mucizelere gelince, bunlar bize ahad tarik ile gelmiştir. Ahad rivayetler/tek bir kimsenin naklettiği hadislerdir, itikatta –sübutu zannî olduğundan- hüccet olmaz. Ayrıca bu rivayetler daha çok siyer, şemail, delail’ün-nübüvve ve hasâis’ün-nebî türünden ikinci, üçüncü derece, sıhhati şüpheli kitaplarda yer alır. Kaldı ki bu zayıf rivayetlerin yanında, “Bana verilen şey, sadece Allah’ın bana indirdiği vahyidir.” [Buhari, Fedail’l-Kur’ân, Müslim, İman, 239] gibi, onun Kur’ân’dan başka hiçbir mucizesinin olmadığını ifade eden sahih hadisler de vardır.

Peygamberin göğe çıkmasını, urûç etmesini, miraç mucizesini getirmesini isteyenler Mekkeli müşriklerdir. “Senin altından bir evin olmalı ya da gözlerimizin önünde göğe yükselmelisin, fakat göğe çıkma durumunda (dahi) bize ordan, okuyacağımız bir kitap indirmedikçe sana inanacak değiliz”. [İsra, 17/93]

Anlaşılan, müşriklerin iman etmek için şart koştukları “Miraç Mucizesini” hadisçiler bulup, getirmişler. Oysa Peygamberimiz müşriklerin mucize taleplerini sürekli geri çevirmiştir. Peygamberimizin Kur’ân’dan başka mucizesi yoktur. Bu nedenle Peygamber’e dönük tüm mucize hikâyeleri birer uydurmadır.

Hiçbir cisim ışık hızından hızlı gidemez. Işık hızına erişen bir cisim sonsuz sıcaklığa erişir ve atom altı parçacıklarına ayrışır. Hadi diyelim ki, Peygamber ışık hızına erişti, Kâinatın öbür ucuna gitti ve geldi. Bu bile on milyarlarca yıl eder. Bu aklen ve tıbben imkânsız hale neden başvuruyoruz ki? Peygamberden mucize isteyip duran, onu bu konuda sıkıştırıp duran müşriklere mucize takdim etmek için mi? Böyle harikulade bir şey olsaydı, Allah bunu kitabında neden sarahaten zikretmesin! Peygamberimiz fizik kanunlarına tabi değil mi? Uhud’ta düşmanın attığı mızrak onun yanağını yarmadı mı? Allah’ın koyduğu sünnetullah asla değişmez. Ve bu kurallara uymak peygamberler dâhil, herkesin görevi değil mi?
Allah ile Elçisinin, birbirine dirsek teması olacak şekilde bir araya gelmesi apaçık tecessüme /Allah’ı cisimleştirmeye varacağından, zahirî manalarıyla kabul edilemez. Zira, Allah’a mekân/ yer izafe edilemez. Kur’ân’da Allah’ın insana şah damarından daha yakın olduğu beyanı vardır. Kâinatın öbür tarafında ikamet eden bir Allah inancı kadar İslam’a aykırı bir inanç olamaz!

“O, nerede olursanız olun sizinle beraberdir…” [Hadid/ 4]

“Biz insana şah damarından daha yakınız.” (Kaf/ 16)

“Kullarım Ben’i senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. [Bakara/186]
Sonra niye peygamber kâinatın öbür ucuna gidiyor ki? Allah her yerde hazır ve nazır değil mi? Bu düşünce Allah’a mekân ve yer izafe etmek demektir. Bu ise onu cisimleştirir. Haliyle bu İslam inancına baştan sona aykırıdır. Allah’ın göklerde olmasının bir tür yükseklik anlamına gelmesi de o günün kozmoloji anlayışına, Batlamyus kozmoğrafyasına uygun bir anlayıştır.

Bize İsra Mucizesi mi Lazım? Yoksa İsra gecesi verilen on iki emir mi?

Müslümanlar Peygamberlerini Burak ile Refref ile uzayda seyahat ettirirken İsra gecesi Peygamberimize verilen 12 emirle pek alakadar olmazlar. Hatta Müslümanların birçoğu bu 12 emirden haberi bile yoktur. Hâlbuki hangi Yahudi veledine sorulsa Musa’ya verilen 10 emri bilir. Bu 12 emrin 11. si; “Bilmediğin şeyin ardından gitme, kesin bilgi sahibi olmadığın şey hakkında konuşma”. şeklindedir. Maalesef amaç ile araç yer değiştirmiş, Peygamberin getirdiği evrensel prensipler göz ardı edilmiştir.

Bu evrensel prensipler (on iki emir -İsra/22-37-) şunlardır;

1-Allah’a ortak koşmayınız, yalnızca O’na ibadet ediniz.
2-Ana-babaya iyilik ediniz.
3-Yakına, yoksula ve yolda kalmışa hakkını veriniz, herkese iyilik yapınız!
4-İsraf etmeyiniz! Büsbütün de saçıp-savurmayınız!(Ne cimri, ne de müsrif ol, İkisinin arasında orta bir yol tut, iktisatlı ol)!
5-Çocuklarınızı açlık korkusuyla öldürmeyin, Sizin de, onların da rızkını biz veriyoruz.
6-Zinaya yaklaşmayın! O apaçık bir hayâsızlıktır. O ne çirkin bir yoldur.
7-Haksız yere kimseyi öldürmeyiniz.
8-Yetimin malına -artırmak gayesi dışında- yemek için asla yaklaşmayınız.
9- Verdiğiniz sözü yerine getiriniz.
10-Ölçü ve tartıyı tam yapınız.
11-Bilmediğiniz şeyin ardınca gitmeyiniz, taklitçi olmayınız, aklınızı kiraya vermeyiniz!
12-Yeryüzünde mağrur ve kibirli dolaşmayınız. Mütevâzi olunuz!

Miraç’ta Peygamberimiz Allah’ı gördü mü?

Dünyada iken hiçbir insan baş gözüyle Allah’ı göremez. Bu hususta ihtilaf yoktur. Peygamber’in Sidretül Münteha’da Allah’ın cemalini keyfiyetsiz, kemiyetsiz, mâniasız ve perdesiz bir şekilde gördüğü iddia edilmektedir. Bu rivayetler külliyen yalandır. Hz. Aişe Annemiz” Kim Muhammed Allah’ı gördü derse yalan söylemiş olur. Ben bunu Resulullaha sordum demiştir.”[Buhari, Tevhid, 4] Oysa mevlithanlarımız;”Aşikâre gördü Rabbü’l-izzeti, ahirette öyle görür ümmeti” diyebilmektedirler. Yine; Peygamberimizin, Bakara suresinin son iki ayetini doğrudan Allah’tan aldığı iddiası Kur’ân’a tamamıyla aykırıdır. Zira; [Şura/51] ayeti; bir beşerin hiçbir şekilde doğrudan Allah ile konuşamayacağı konusunda oldukça nettir; ”Allah bir insanla ancak vahiy ile veya bir perde arkasından veyahut bir elçi / Cebrail göndererek… konuşur”. Bu ayet peygamberlerin bile Allah’la yüz yüze, doğrudan konuşmasının mümkün olmadığını ilan eder.

Allah’ın ahirette görülmesi meselesi tartışmalı iken, Miracın mahiyeti meçhul iken, ne zaman olduğuna dair onlarca rivayet var iken, hatta olup-olmadığı tam bilinmez iken, Peygamber ile Allah’ı diz dize bir mesafede sohbet ettirmek, mevlithanların “Hakk’ı gören göz hakkı için” diye attıkları naralara inanmak, Peygamberimizin Allah’ı baş gözüyle gördüğünü söylemek edep sınırlarını oldukça zorlamaktır. Mirac hadislerinin İslam itikadı açısından en tehlikeli kısmı, Peygamber’le Allah’ın buluşturulması, bir beşeri, Allah’ın makamına girdirilmesi, Allah’a zaman ve mekân isnad edilmesidir. Peygamberimizin Sidretü’l-Münteha’da Cenabı Hakk’ın cemalini kemiyetsiz, keyfiyetsiz, hailsiz ve perdesiz bir şekilde müşahede ettiğini ileri sürenler, Kur’ân’daki Allah tasavvurunu anlamaktan uzak, mistik hezeyanlar içinde olan kimselerdir.

Oysa Cenabı Hak, asansör gibi bir vasıta ile yanına çıkılabilecek, son bir perdeden sonra makamına girilip bizzat, baş başa görüşülebilecek bir varlık değildir. Bu, ancak paganların tanrısı olabilir ama Kur’ân’ın Allah’ı kesinlikle olamaz. Allah’ın eşi, benzeri, dengi yoktur. Hiçbir şey, hiç bir kimse O’nun misli ve benzeri değildir. [Şura/ 11] O, gözleri idrak eder ama gözler O’nu idrak edemez! [En’am/ 103]

Peygamberin, “kâlemlerin cızırtılarını duyacak kadar yüksek bir yere” çıktığını ifade eden rivayetler; Allah’ın katını, sanki bir karargâh, bir nevi istasyon, bir yönetim yeri gibi tasavvur eden, Allah’ı cisimleştirmeye ve insana benzetmeye yatkın bir aklın ürünüdür. Kur’ân İslam’ında böyle bir Allah tasavvuruna yer yoktur.

Rüştü KAM

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.