Eraslan, “Travma Teorileri ve Tedavi Yöntemleri”ni anlattı

Eraslan, “Travma Teorileri ve Tedavi Yöntemleri”ni anlattı

ABONE OL
16:27 - 16/06/2019 16:27
Eraslan, “Travma Teorileri ve Tedavi Yöntemleri”ni anlattı
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 
Eraslan, “Travma Teorileri ve Tedavi Yöntemleri”ni anlattı

Simurg Berlin’in konuğu olan psikanalist Şahap Eraslan, Kreuzberg Familiengarten’da “Travma Teorileri ve Tedavi Yöntemleri” başlıklı bir konuşma yaptı.

Ayda bir düzenlediği konferanslarla Berlin’in entellektüel atmosferine katkı sunan Simurg Berlin, bu kez psikanalitik açıdan “travma”yı ele aldı. Etkinliğe gösterilen ilginin yoğunluğu dikkat çekti.

Konuk Şahap Eraslan, kendi yaşamından ve mesleki deneyimlerinden yola çıkarak “travma”nın pek çok yönünü ortaya koydu.

Eraslan, dayağın bir travma olduğunu, kimi ilişkilerde oldukça normalmiş gibi görünse de sonraki etkilerinin yıkıcı olduğunu vurgularaken, kültürümüzde bulunan “gerdek gecesi” geleneğinin de hem erkek hem de kadın açısından travmatik bir deneyim olduğunu söyledi.

Psikanalist Eraslan, ayrıca “sünnet”in de travmatik bir yaşantı olduğunu, ancak yapılan eğlence, düğün ve çocuğa kendini özel hissettirme gibi ritüellerin travma etkisini azalttığından sünnetin doğrudan bir travma olmadığını dile getirdi.

Travmanın anlatılmaz bir deneyim olduğunu, travmaya uğrayan bir kişinin adeta bir bebeğe dönüşerek dil yetisini yitirdiğini belirten Şahap Eraslan, travma anında zamanın durduğunu, her şeyin anlamını yitirdiğini ve dolayısıyla travmanın çok acılı bir süreç olduğunu sözlerine ekledi.

Eraslan, travmatik bir yaşantı olarak “işkence” görmüş birinin çok acılı bir yaşantıdan geçmiş olmasına karşın bu kişinin sadece mağdur olmadığını, aynı zamanda bu yaşantıdan ölmeden çıkmış biri olarak (überlebende) güçlü bir yanının olduğunun altını çizerken, bu tür kişilere yardım edilecekse ancak bu güçlü yanın ön plana çıkarılarak bunun olanaklı olduğunu ve ayrıca bu kişilerin acınmaktan nefret ettiğini dile getirdi.

Bunlara ek olarak Şahap Eraslan, travma anının tanıksızlığına değinerek mağdur açısından bunun çok acımasızca bir şey olduğunu ve başından travmatik yaşantı geçmiş birine yapılabilecek en iyi şeyin onun yaşantısını paylaşmak olduğunu söyleyerek, “paylaşmak tanık olmaktır” dedi.

Konuşmasının devamında “göçmen”liğin travmatik yanlarına değinen psikanalist Eraslan, kişinin hiç bilmediği bir kültürün ve dilin içinde yaşamak zorunda kalmasının zorlantılı durumlar meydana getirdiğine vurgu yaptı. Yine burada da Eraslan, bir tür bebeklik durumuna dönen kişinin; dilsiz ve düşünemeyen, sorun çözme yetisini yitirmiş, kendine olan güveni büyük ölçüde sarsılmış ve kendini değersiz hisseden birine dönüştüğüne vurgu yaptı.

Son olarak psikanalist Şahap Eraslan, travmanın ağırlığının sadece çok acılı bir yaşantı olmasından kaynaklanmadığını, bir teslimiyet ve “boyun eğme” durumunun söz konusu olduğunu, bir “çıkmaz” halinde bulunulduğunu, buna karşın kişinin intihar bile edemeyecek bir halde “çaresiz” kalmasının travmayı bir yaşantı olarak ağırlaştırdığının altını çizdi.

ha-ber.com/Onur Doğanay


Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.