ÇOCUĞA, İNSAN OLMAYI YASAKLAMAK

ABONE OL
15:48 - 23/02/2024 15:48
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsanlar üzülünce eğni ya da tini acıyınca ağlar. Ağlama, insanın tinsel irinini akıtmasıdır. Zaman zaman insan ağlamalı, yoksa tinsel irinle dolar içi.

Bazı ağlamalar yardım çağrısıdır. Kişi, ağladığında çevresindekilere, özellikle de sevdiği kişilere, “Gel, bana yadım et. Sorunumu birlikte çözelim. Düştüğüm kötü durumdan kurtulmam için bana destek ol!” der gözyaşlarından oluşturduğu köprüyle. Bu köprü, insanlar arasındaki en sağlam bağlardan biri.

Kimi zaman ağlama, bir karşı çıkış, direnmedir. İnsan ağlayarak boyun eğmediğini söyler karşısındakine. Ağlayarak kendi kişisel alanını savunma ve düşüncesini anlatıp dinletme isteği, özgürlüğünü kullanma amacı gözyaşlarıyla akmaktadır. Bu gözyaşları, birey olarak kabul edilme savaşımının bir belirtisi.

Kişilerin ağlamalarında kimi zaman bir teslimiyetin, çaresizliğin sesi ve gözyaşları vardır. Her gözyaşı damlası, her hıçkırık çekilen acının, içine düşülen çıkmaz durumun simgesi. Kişi gözyaşlarını akıttıkça, hıçkırıklarını çoğalttıkça içindeki yangın sönmeye başlar. Son hıçkırıklar, kesik kesik işitilir. Bunlarla insanın yangın yeri olan yüreği soğumaya başlar ve yavaş yavaş soğuyan yürek ferahlar, sıkıntı ve acı gözyaşlarıyla toprağa akıp hıçkırıkların derin soluklarıyla havaya karışır.

Kimi ağlamalar sevinç ve mutlulukla doludur. Bu ağlamalarda gözyaşları akarken gözbebekleri güler. Hıçkırıkların yerini bir mırıltı, gülüşle karışık bir ses alır. Bu, mutluluğun gözyaşına dönüşmesidir. Her gözyaşı, bir gül goncası. Bu goncalar, ağladıkça açılır ve sonunda güllere dönüşür rengarenk. Güzellikleri, gözyaşlarıyla sulanmalarındandır.

İnsan bazen sıkıntıdan, içinde oluşan boşluktan ağlar. Bu ağlayış, yavandır. Karşısındaki kişiler pek etkilenmez bundan. Bu ağlayışla kişi, sıkıntısını az da olsa azaltıp içindeki boşluğu doldurur.

İnsan, yakınlarını ya da sevdiklerini sonsuzluğa uğurladığında ağlar. Bu; bir kopuşun, yaşamımızda yer eden birini sonsuza dek göremeyecek olmanın sesidir. İçten kopan bu hıçkırıklar, üzüntülü bir uğurlamanın tükenmez dalgaları. Gözyaşları, uçmağa varır ve melek olur.

İnsanoğlu ağlar. Ağlamazsa içini soğutamaz. İnsanın içi soğumayınca içten içe eritir onu yüreğindeki yangın. İnsan taş olsa yangına dayanamaz. Bu yangın insan yüreğini, gönlünü kül eder. Dıştan bakılınca donuk bir cisim gibi dolaşır ortalıkta.

Çocukların bazılarına ağlamak yasaklanır anne ve babalarınca. Ağladıklarında sert bir biçimde uyarılırlar. Hele erkek çocuksa “Erkekler ağlamaz. Kadın gibi ağlama!” diye çıkışılır onlara. İnsanın erkeği, kadını mı olur? İnsan olan ağlar. Hem de yeri geldiğinde feryat ederek salya sümük. Bir tinsel boşalma insana yasaklanır mı hiç?

Çocuklarına ağlamayı yasaklayanlar, onları tinsiz, duygusuz bir kalıba dökmek isterler. Bu da onların yetişkinlikte birçok sorunla karşılaşmasına neden olmakta.

Çocuklar ağladığında bırakalım içlerini döküp yüreklerini soğutsunlar. Hıçkırıklarla, gözyaşlarıyla anlatmaya çalıştıkları dertlerini, sorunlarını anlayalım. Onların dertlerine ortak olup sorunlarının çözmek için gidecekleri yolda birlikte yürüyelim. Gerektiğinde birlikte ağlayalım.

Ağlamak kötü bir şey olsaydı göz pınarlarımızda ve onlardan akan gözyaşlarımız olur muydu hiç? Çocuğa, yetişkine insan olmak yasaklanır mı, böyle bir şey olanaklı mı?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.