2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Parti içi merkezi yönetimin zayıflamasından sonra CHP kadrolarında eyalet sistemini sizde göreceksiniz.

İstanbul eyaletinde İmamoğlu ve arkadaşları başa geçip merkeze uyarıda bulunacaklar;

“ İç işlerimize karışma, aday belirleme sürecinde etkili olmaya çalışma fakat dış işlerde parti çizgisine yakın duralım “.

Yakın durmayıda şöyle anlıyorum;

Ortanın sağında bir CHP çizgisinde İstanbul Eyaleti oluşturulacak.

Söylemlerinde devrimcilik veya en azından emeğe saygı gibi laflar olmayan, hareketlerde “Cuma namazı “ çıkışında fotoğraflar paylaşan bir ekip. Ekrem İmamoğlu tamda ortanın sağında bir lider olacak yapıda.

Ankara deseniz ayrı bir eyalet sistemine geçecek Mansur Yavaş  ile.

CHP genel merkezi adaylara karışırsa , Yavaş istifayı bile düşünebilir. Etti mi size iki eyalet.

Gerisini siz düşünün.

Şimdi Ankara ve İstanbul belediye başkanları gözünüzün önüne gelsin ve CHP ile ortak bir düşünceleri olabilirmi diye kendinize sorun.

İki büyük ilde seçimi kazanan CHP, ikisinde de kendi çizgilerinden saparak oy almıştır.

İki belediye başkanı da, CHP ile ilgisi olmayan insanlardır.

İşçi, köylü veya emeğin değeri diyerek seçim kazanılmadı. Emeklinin hakları gasp edildi diye yola çıkılmadı.

Sol görüşün temeline patlayıcı koyup parçalarını sağa fırlatarak oy toplamaya çalışan bir parti!

Netice;

İki miting yapsa sesi kısılıp üçüncüye çıkamayacak bir insandan CHP genel başkanı yapmak, merkezi otoritesini kaybetmesine yol açtı.

İyi partinin CHP iç işlerine karışıp, Kılıçdaroğlu nu yıpratarak İmamoğlu ve Yavaş üzerinden rüzgar estirmesi etkisini gösterdi.

Sağdan esen rüzgarlarla yelkenlerinin şiştiğini gören CHP yol almaya başlasa da, gemide dümen elinde olmazsa rüzgarın işe yaramadığını gördü.

Genel başkan seçimlerinde cemaat oy sayımında tecrübesini gösterip, yeni yönetime destek olmuşmudur araştırmak lazım !

Neticede ortanın sağında, eyalet sistemine geçilmiş nurtopu gibi bir CHP bebeği cami kapısına terkedilmiştir.

Şimdi Suriye`de Beşar Esad ile iletişime geçip boş arazi var mı diye soracağım. Devlete bağlı kalacağımıza söz versek, hatta bizi sınıra yerleştirse. Her iki devlette terörden kurtulsa iyi olmaz mı?

Ufak bir petrol kuyusu, kaçakçılıkta belki bir “ekmek kapısı” yeterli olacaktır.

Üç kuruş emekli maaşı ile devrim yapacak değiliz ya, mecburen ülkeden gideceğiz…