94 yaşındaki kadın otomobiliyle sekiz kişiyi yaraladı

İlhan Baba/ Hameln

Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletine bağlı Hameln kentinde 94 yaşındaki kadının, süpermarket otoparkında aracıyla yayaların arasına dalması sonucu 8 kişi yaralandı.

Hameln kentindeki kaza sonrasında yaralanan 8 kişiden 3’ünün durumunun ağır olduğu bildirildi.

Polis, kazaya karışan yaşlı kadının ehliyetine ve aracına el koydu. Kazanın neden meydana geldiği henüz bilinmiyor ancak ilk bulgular olayın kasıtlı olmadığı yönünde. İddiaya göre yaşlı kadın aracını çalıştırırken kontrolünü kaybederek kalabalığın içine daldı.

Almanya’da yaşlı sürücülerin neden olduğu kazalar sık sık kamuoyunda tartışmalara yol açıyor. İstatistiklere göre 65 yaş üstü bireyler daha az kazaya karışsa da bu kazalar çoğunlukla ağır sonuçlarla sonuçlanıyor. Uzmanlara göre bunun nedeni olarak yaşla birlikte azalan görme, duyma, algılama ve tepki verme yetilerini gösteriyor.

Almanya’da yaşanan bu kzanın ardından Almanya’da yaşlı sürücülerin düzenli sağlık kontrolünden geçirilmesi, yaşlılar için sürücülük testi gerekliliği de bir kez daha gündeme taşındı.

Alman Trafik Güvenliği Kurulu (DVR), sürücülük yeteneklerini test etmek isteyenler için çevrim içi bir test sunuyor. Ancak ülkede yasal olarak belli bir yaştan sonra ehliyetin otomatik olarak geri alınmasını gerektiren bir düzenleme bulunmuyor.

Lars Klingbeil: Demokrasimizi koruyalım

İlhan Baba/BERLİN

Almanya’da hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Genel Başkanı Lars Klingbeil, Almanya için Alternatif (AfD) partisine yönelik yasaklamanın, ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Lars Klingbeil, Brandenburg Eyalet Kongresi’nde yaptığı konuşmada, sağ popülist AfD partisine yönelik yasaklama sürecinin ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Klingbeil, “Eğer Anayasayı Koruma Dairesi (Verfassungsschutz), uzun süredir bildiğimiz bir şeyi, Almanya İçin Alternatif Partisi’nin kesin olarak aşırı sağcı bir parti olduğunu doğruluyorsa, o zaman demokrasinin ve anayasanın savunucuları olarak elimizdeki tüm anayasal imkanları değerlendirme yükümlülüğümüz var” şeklinde konuştu.

Klingbeil, anayasanın düşmanlarına karşı demokrasiyi korumanın “tarihi bir görev” olduğunu vurgulayarak, siyasi partilerin bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtti.

Brandenburg Eyaleti Başbakanı ve SPD’li siyasetçi Dietmar Woidke de olası bir yasaklama sürecinin değerlendirilmesini desteklediğini söyledi.  Woidke ancak bunun hem siyasi hem de hukuki açıdan “uzun ve zor bir yol” olacağını ifade etti.

AfD’nin mahkeme kararıyla aşırı sağcı ilan edilmesi durumunda, bu partiye destek veren kamu görevlileriyle nasıl bir yol izleneceğinin de netleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Woidke, “Aynı zamanda aşırı sağcılarla doğrudan mücadele etmek de önemli” dedi.

Federal Anayasayı Koruma Dairesi, AfD’yi “kesin olarak aşırı sağcı” bir yapı olarak sınıflandırmış ve partiyi izlemeye almıştı. SPD kanadı ise bu gelişmenin ardından anayasal araçlarla AfD’ye karşı daha sert önlemler alınması gerektiğini savunuyor.

Lufthansa ve Airbus, SAF ile Sürdürülebilir İş Seyahatlerini Teşvik Etmek İçin İş Birliği Yaptı

Lufthansa Grubu ile Airbus, sürdürülebilir havacılığa katkıda bulunmak amacıyla Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanımını temel alan özel bir iş birliğine imza attı.

1 Haziran 2025 itibarıyla, Airbus Almanya içindeki tüm Lufthansa uçuşlarında Lufthansa Grubu’nun “Sustainable Corporate Value Fare” adlı sürdürülebilir kurumsal tarifesini uygulamaya başladı.

Bu özel tarife, şirketlerin uçuş kaynaklı karbon salımlarının bir kısmını SAF kullanımını destekleyerek dengelemesine olanak tanıyor. Böylece her iki şirket de havacılık sektöründe iklim sorumluluğuna olan bağlılıklarını bir kez daha göstermiş oluyor.

Uzun Süreli Ortaklık, Yeni Bir Sürdürülebilirlik Odağı

Lufthansa Grubu Ticari İşlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dieter Vranckx, iş birliğini şu sözlerle değerlendirdi:

“Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız vizyoner ortağımız Airbus ile birlikte, havacılığın sürdürülebilir dönüşümünü ileriye taşıyoruz. Airbus’ın, SAF bazlı kurumsal tarifemizi seçerek sorumlu seyahat konusunda liderlik göstermesinden dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum. Günümüzde giderek daha fazla şirket, seyahat politikalarında sürdürülebilirliği öncelik haline getiriyor. Biz de bu hedeflere ulaşmaları için gereken çözümleri sunuyoruz.”

Airbus Kurumsal Hizmetler Satın Alma Başkan Yardımcısı Raphaël Duflos ise şunları söyledi:

“2024 başından bu yana Lufthansa Grubu ile yakın iş birliği içinde çalışarak ‘Sustainable Corporate Value Fare’ tarifesini Airbus’ın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Elde ettiğimiz çözüm, Almanya iç hatlarında SAF kullanımını mümkün kılıyor ve iş seyahatlerinde bu yaklaşımın yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor.”

Kurumsal Müşterilere Özel SAF Çözümleri

“Sustainable Corporate Value Fare” Lufthansa Grubu’nun kurumsal müşterilerine iklim etkilerini azaltma konusunda sunduğu çeşitli sürdürülebilirlik çözümlerinden sadece biri. Bu tarife sayesinde uçuşa bağlı CO₂ salımlarının %30’una kadar olan kısmı SAF ile dengelenebiliyor. Şirketler ayrıca toplu SAF anlaşmaları ile daha büyük katkılar da sağlayabiliyor.

Bu iş birliği, Lufthansa Grubu’nun farklı büyüklükteki şirketlerin iklim hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak üzere sunduğu özelleştirilebilir ve ölçeklenebilir sürdürülebilirlik çözümlerini daha da güçlendiriyor – hem yerde hem de seyir irtifasında. Resim: © Lufthansa Group

Berlin Cemevi ‘Yol Engel Tanımaz’ İnisiyatifi 2. Kez Buluştu

Almanya’nın başkenti Berlin`de faaliyet gösteren BAT-Cemevi bünyesinde kurulan “Yol Engel Tanımaz” inisiyatifi, özel gereksinimli Alevi bireyler ve ailelerini 2. kez bir araya getirdi. BAT-Cemevi ana salonunda düzenlenen etkinlikte, gelecekte yapılması planlanan projeler, hizmet alanları ve toplumsal farkındalık üzerine verimli fikir alışverişlerinde bulunuldu.

Toplantı, İnanç Kurulu Başkanı Derviş İsmail Canbaz Dede’nin gülbenk ve deyiş okumasıyla başladı. Ardından, BAT-Cemevi Yönetim Kurulu üyeleri Nazire Karaman ve Haydar Narin selamlama konuşmalarında, özel gereksinimli bireyler için yapılacak çalışmalarda ailelerin, uzmanların ve toplumun görüşlerinin önemine vurgu yaptı.

Katılımcı ailelerin önerileriyle şekillenen toplantıda, engelli bireylerin sosyal yaşama daha güçlü katılımını sağlamak amacıyla projeler geliştirilmesi ve kısa sürede faaliyetlere başlanması kararlaştırıldı. Etkinliğe, yönetim kurulu üyeleri Şermin Sertkaya, Kadınlar Kurulu’ndan Gönül Doğan, Şerifnaz Bilgin, Ece Karanlık ve Yusuf Karacan da katılım sağladı.

Bu anlamlı buluşma, engelleri aşan bir toplumsal dayanışma örneği olarak dikkat çekti.

Haber ve Fotoğraflar: BAT-Cemevi Basın Ofisi / Ulaş Yunus Tosun

Essen-Kray’da Faşizme ve Polis Şiddetine Karşı Güçlü Tepki: “Şimdi Onun Sesiyiz!”

Almanya’nın Essen-Kray kentinde 20 Haziran’da düzenlenen gösteride, geçtiğimiz hafta polis şiddetine maruz kalan Avukat Roland Meister’e destek verildi. Gösteri, faşist yürüyüşlere ve artan polis şiddetine karşı güçlü mesajlarla gerçekleşti.

Eylemde Kürt Özgürlük Hareketi, ADHK, AUF Gelsenkirchen, MLPD, Kadın Derneği Courage, Essen steht AUF, Enternasyonalist İttifak ve Gençlik Örgütü REBELL gibi çok sayıda demokratik kurum dayanışma çağrıları yaptı. Coşkulu ve kararlı bir atmosferde geçen mitinge, mahalle sakinleri de yoğun katılım gösterdi.

“Polis bir avukata bunu yapıyorsa, bize neler yapar?”

Gösteride en çok yankı uyandıran söz, göçmen bir kadının “Polis bir avukata bunu yapıyorsa, bize neler yapar?” sorusu oldu. Katılımcılar, Almanya’daki faşist yapılanmaların ve sağcı grupların görmezden gelinmesinin tehlikesine dikkat çekti. Bir konuşmacı, “Hitler faşizmini unutmadık, tarihten ders almalıyız” derken, bir diğeri “Essen polisindeki sağcı ağlar dağıtılmalı, sorumlular istifa etmeli” çağrısı yaptı.

11 Temmuz’da Yeni Protesto Çağrısı

Konuşmalarda, 11 Temmuz’da yapılması planlanan yeni bir faşist yürüyüşe karşı güçlü bir protesto eylemi için yeniden sokaklara çıkma çağrısı yapıldı. Katılımcılar, “Korkuya karşı örgütlü mücadele” vurgusu yaptı.

Yerel Medyaya Tepki: Göçmenler Hedefte

NRZ/WAZ gibi yerel basın organlarında çıkan, göçmenleri suçlayan haberler de tepkilere neden oldu. “Sol görüşlü sorun çıkaranlar” ifadesiyle asıl sorunun üzerinin örtüldüğü ve ırkçı tehditlerin görmezden gelindiği belirtildi.

Roland Meister ve Eşi Yaşadıklarını Anlattı

Avukat Roland Meister, Kray mahallesinde yıllardır barış içinde yaşadığını, ancak sadece sosyalist bir toplumda gerçek barışın mümkün olduğunu belirtti. Eşi Yazgülü Kahraman-Meister, hiçbir uyarı olmadan gerçekleşen polis saldırısını detaylı şekilde anlattı: “Eşim yere yatırıldı, boğazına dizle baskı yapıldı, kelepçelendi ve ambulans çağrılmadı.”

“30 Yıl Bizim Sesimizdi – Şimdi Biz Onun Sesiyiz”

Roland Meister’in birçok müvekkili de gösteride yer aldı. Katılımcılardan biri, “30 yıl boyunca o bizim sesimizdi – şimdi biz onun sesiyiz” diyerek dayanışmanın sembolü haline gelen mesajı paylaştı.

Ne Olmuştu?

13 Haziran 2025’te Essen-Kray’da düzenlenen faşist yürüyüşe karşı protesto yapılmış, ancak tanınmış antifaşist avukat Roland Meister, polis tarafından ağır şekilde darp edilmişti. Gözaltına alınırken sert şekilde yere fırlatılan Meister, başına ve dizlerine aldığı darbelerle ciddi şekilde yaralanmış, nefessiz bırakılmış ve kelepçelenmişti. Olay sonrası beyin sarsıntısı, açık yaralar ve ezilmeler tespit edildi.

Ayrıca daha önce de evine ve posta kutusuna faşist içerikli tehditler ve yabancı düşmanı ilanlar bırakılmıştı.

Zeki Rüzgar/ Essen-Kray