Ali Gültekin

Ali Gültekin

20 Haziran 2025 Cuma

    KÜRESEL KORKU YAYIYORLAR!

    KÜRESEL KORKU YAYIYORLAR!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Eskiden devletler, gelişmelere göre kendi hükümet şemalarını hazırladı. Kurulan hükümetler; ekonomik, siyasi, sosyal alanlarda devletin kurguları üzerinden yönetimlerini sürdürürlerdi.

     Bugüne kadar gözle görülür, elle tutulur olmamış hükümetlerin, devletlerin bağlı olduğu  “derin devlet”  yapısı konuşulur.

    Kontra örgütler, katliamlar, çatışmalar, faili meçhul infazlar, cinayetler… kötülüklerin  adresi ‘derin devlet’ gösterirlerdi. Uyuşturucu , fuhuş, kumar, adliye, sağlık, eğitim, ihale… çetelerin arkasında  ‘derin devlet’ olduğu söylenir.

    Bugün  ülkelerin derin devletleri yüzeye çekilerek  küresel derinlik bir katman daha aşağı indi. Milli sermaye küresel sermayenin kontrolünden yoksul ülkelerde ekonomik ve siyasi güç oldu.

    YOKSUL HALKLARIN MÜCADELESİ

    • İşbirlikçi derin devletlerin yapıları içinde yoksul halklar hiç birinde yönetici olarak yer almadılar. Bu nedenle ülkeler sürekli kapitalistlerin arka bahçeleri oldular.
    • Devletlerin var olduklarından bugüne kendi çıkardıkları yasalar ve oluşturdukları güvenlik sistemiyle; bağımsızlık, özgürlük, demokrasi mücadelelerini baskı altına alındılar.
    • Devletler çıkmaza girdiklerinde; yoksul halkların; inanç, ulus, milliyet duyguları üzerinden ayrışmalarını ve çatışmalarını körükleyerek çözüm aradılar.
    • Bugün küresel sermaye yeni pazar alanları için yoksul ülkeler üzerinden it dalaşlarını daha kanlı, daha çetin sürdürüyorlar.

    AYNI VAADLER!

     İşbirlikçi sermaye yoksul ülkelerin zenginliklerini kendi sermayelerine katarken, ülkelerde daha çok yoksullaşma yayıyor. Ülkelerin iktidarları yoksul halklara yönelik hak ve özgürlükler vaat ediyorlar.

    • Hak verilecek
    • Ücretler iyileştirilecek
    • Sosyal devlet oluyoruz
    • Ekonomi düzelecek
    • Ülke refaha çıkacak
    • Ülke kalkınacak
    • Demokrasi gelecek…

    Bu söylemler yoksul ülkelerde yaşayanların çocukluğundan yaşlılığına kulakları aşındırır. Yetmiş yaşlarına, doksan yaşlarına gelirsiniz, kulaklarınız duymaz, hala vaatleri işitme cihazlarına  üfürürler.

    KÜRESEL GÜÇ YEREL KORKU!

    • Öğrencileri, kendilerinin oluşturduğu müfredatta bağlı kalmayı dayatırlar. Karşı çıkmadan okuldan uzaklaştırıp, hapse atılmak korkusu salarlar.
    • İşçileri, işveren, veya işveren lobilerinin verdiği ücrete tabi olmaya zorlayarak, aksi halde işten atılma korkusuyla çalıştırırlar.
    • İşsizlere şükür etme telkininde bulunurlar.
    • İnancı, Allah sevgisiyle değil Allah korkusuyla öğretmeyi sürdürdüler.

    Küresel güçler ; miadı dolmuş savaş zsanayisini eritmek, yenilemek ve askerlerine hareket kabiliyeti kazandırmak için savaş sürdürüyorlar. Küresel  güçler ekonomik ve siyasi güç olma yarışındalar.

     ABD, AB, Rusya, Çin, İsrail…, yoksul ülkeler   Ö ö üzerinde kuzgunlar gibi uçuşuyorlar.

    Yoksul ülkelerde ulus, milliyet, inanç, feodal yapı üzerinden halkları ayrıştırıp çatıştırıyorlar.

    Ekonomik, siyasi olarak emperyalizme bağımlılığı olan yoksul ülke devletleri ve hükümetlerin  kendi manevra kabiliyetlerini kaybettiler.  Ülkeler işbirlikçi küresel sermayenin gölgesi olmaya devam ediyorlar.  “Aç kalın, susuz kalın, yoksul kalın… vatansız kalmayın.”  Kendi ülke halklarını savaş ve  işgalle  korkutuyorlar.  Savaş, işgal propagandası yapıyorlar.  Kendilerinin  parsel parsel sattıkları vatanları yoksul halklara savunma  sorumluluğu yüklüyorlar.

    Biliyorlar ki, yoksul halkların  ekonomik güçleri kudretleri yok. Biliyorlar ki, yoksul halklar saf temiz ve vatanseverdirler.

    Yoksul ülkeler işgal edildiğinde, kimi işbirlikçiler işgalcilerin bilgisi dahilinde ülkeyi terk ederler. Bazıları ihtiyaç dahilinde korunmaya alınarak, işbirlikçilerin  yönetim kademelerinde görev alırlar. Küresel korku yayarak yoksul halkların işgalcilere biat etmeleri istenir.

    Haliyle, yerli işbirlikçiler kendi  sermayelerini güçlendirirler. Vatanı, toprağı, bayrağı, halkları önemsemezler.

    Küresel güçlerin işgalinden kurtarmak, ekonomik ve siyasi bağımsızlık, yoksul halkların birlikte mücadelesiyle kazanılır.

    Hadi hayırlısı…