Ali Gültekin

Ali Gültekin

20 Haziran 2025 Cuma

    EMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ!

    EMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Emek ve özgürlük yolunun ışıkları Sevda Karaca ve İskender Bayhan.

    Türkiye siyaset sahnesinde, makam mevki ve sermaye gücüyle, genel başkan atamasıyla milletvekili olmayan, halkın gerçek sorunlarını her koşulda gündeme taşıyan, yalnızca seçim dönemlerinde değil, her gün sahada olan bir duruş, Emek Partisi’nin politik çizgisinde somutlaşıyor. Bu çizgiyi en güçlü şekilde Meclis’e taşıyanlar: Sevda Karaca ve İskender Bayhan. Onlar yalnızca birer milletvekili değil; emeğin, adaletin ve özgürlüğün kararlı savunucuları.

    Emekten Yana Bir Siyaset Anlayışı

    Sevda Karaca, öğrenci gençlik ve kadın mücadelesinin içinde yıllardır aktif bir isim. Kadın emeğini görünür kılmak, güvencesiz ve kayıt dışı çalışan kadın işçilerin sesi olmak onun siyasi pratiğinin merkezinde yer alıyor. Kadınların, yalnızca evde değil, sokakta, fabrikada, tarlada, her alanda maruz kaldığı eşitsizliklere karşı, feminist bir perspektifle ancak sınıf eksenini kaybetmeden bir direniş sergiliyor. Meclis kürsüsünde, kadınların yaşadığı hak gasplarını cesurca dillendirmesi, onun halkla kurduğu bağın ne kadar sahici olduğunu gösteriyor.

    İskender Bayhan ise uzun yıllar işçi hareketinin içinde yoğrulmuş bir emekçi temsilcisi. Fabrika direnişlerinden grevlere, sendikal mücadelelerden iş cinayetlerine karşı yürütülen toplumsal hareketlere kadar birçok alanda işçilerle omuz omuza mücadele etti. Onun için siyaset, koltuk değil; sokakta, iş yerinde, direniş çadırında inşa edilen bir şey. Parlamentodaki varlığını ise bu mücadelenin sesi olmak için bir araç olarak kullanıyor.

    Birleşik Mücadele

    EMEK Partisi’nin ve bu iki milletvekilinin siyaset anlayışı; din, mezhep, ulus ya da kimlik temelli ayrışmaları reddediyor. Tersine, halkın ortak sorunlarına karşı ortak bir çözüm hattı örmeyi hedefliyorlar. Onlar için köylünün, işçinin, öğrencinin, kadının ya da gençlerin yaşadığı sorunların kaynağı sistemsel eşitsizliklerdir; çözüm ise bu ezilen kesimlerin birlikte hareket etmesindedir.

    Sevda Karaca’nın kadın ve gençlik mücadelelerine verdiği destek, İskender Bayhan’ın işçi sınıfı içindeki örgütlenme çabaları; yalnızca temsiliyetin ötesinde, gerçek bir dayanışma pratiğine dönüşüyor. Çevre katliamlarına karşı, doğa direnişlerinde yer alan bu iki isim, ekolojik yıkımın da sınıfsal boyutuna dikkat çekiyor.

     Halkın Vekilleri

    Karaca ve Bayhan, Meclis çalışmalarını halktan kopuk yürütmüyor. Tersine, Meclis’i bir mücadele alanına dönüştürüyor. Halkın gerçek gündemini kürsüye taşıyor, suskun bırakılanların sesi oluyorlar. Eğitimde fırsat eşitliğini, bilimsel ve özerk eğitimi savunurken; aynı zamanda barınma, ulaşım, beslenme gibi temel hakların da metalaştırılmasına karşı çıkıyorlar.

    İktidar ya da muhalefet fark etmeksizin, sistemin kendisiyle hesaplaşan bir duruş sergileyen bu iki milletvekili, halkçı bir siyasetin mümkün ve gerekli olduğunu gösteriyor. Onlar için vekillik, mücadeleye güç katmanın, halkla birlikte yürümenin bir biçimi.

    Birlikten Gelen Güç

    Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, toplumsal kutuplaşma ve demokratik haklara yönelik baskılar karşısında, Emek Partisi’nin temsilcileri olarak Sevda Karaca ve İskender Bayhan’ın yürüttüğü siyaset, sadece bir alternatif değil; bir gereklilik. Emek ve özgürlük mücadelesini ortak sorunlar etrafında birleşerek yürüten bu iki isim, halkçı siyasetin vicdanlı, mücadeleci ve kararlı temsilcileri olarak öne çıkıyor.

    Hadi hayırlısı…