ÖZÜNDE ÖZGÜR ÖZEL!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Özgür Özel’in Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığı süreci yerel yönetimler seçim süreci gölgesinde ilerliyor. Yerel yönetici adaylarının belirlenmesi, 20 Şubat 2024 tarihi itibarı ile geride bırakıldı. Kent ve kasaba adaylarını belirleme sürecinin olumsuzlukları kamuoyunda tartışıldı/tartışılıyor. Partililerin, hoşnut olmadıkları, istemedikleri, istedikleri, red ettikleri, sevinçle karşıladıkları adaylar belirlendi. Küsenler, istifa edenler, üzülenler, gönül kırgınlıkları…oldu. Bu türden gelişmelerin geçmiş seçimlerden yaşandığı konusunda sanırım hem fikiriz. Eş, akraba, dost, ekonomik güç, kariyer, makam gücü… öne çıkarılarak aday belirleme her dönem, her partide ön plana çıktı. Bu tutum artık Türkiye’de olağanlaştı. CHP içinde çok tartışılıyor olması Özgür Özel’in yeni genel başkan olmasındandır.

Yerel yönetim adaylarını genel olarak Özgür Özel mi belirledi?

Özgür Özel mi belirlemeli miydi?

Şüphesiz, aday belirlemeler, partilerin tüzüğüne, , genel başkanlarına, ilkelerine, yönetimlerine, üyelerinin tutumuna bağlı değişir.

* Özgür Özel’in genel başkan olarak partisi adına “namus ve şeref” sözü verdiği ön seçimi neden hayata geçiremedi?
* Parti yönetimi genel başkanın bu söylemini neden ortada koydu?

Özgür Özel, ön seç söyleminde samimiydi. Ancak, parti içi hiziplerin genel başkanın ön seçim kararına direneniliceklerini tahmin edememiş olması dikkate alınmalı. Genel başkanı zora, sıkıntıya sokan görüşlerin parti içi kliklerin egemen olması, ön seçim yapılması eğilimini bertaraf etti. Bütün bunları harmanladığımızdan, yerel yönetim adaylarının büyük çoğunluğu ittifakların İmgesi ile ortaya çıktı.

Gelişim!

Kamuoyuna, Özgür Özel, partide güçlü liderlik sağlayamadığı yansıtılıyor. Parti içinde kargaşanın , çalkantıların olduğu dillendiriliyor. Çok başlılıktan, eş başkanlıktan söz ediliyor. Bu algıların partide kalıcı olmasını isteyen görüşler ivedilikle çürütülerek, görüş alanı dışına çıkarılmalı. Özgür Özel’in yerel seçimler sonrası genel başkanlığını: olumsuzluklara karşı direnç göstererek ortadan kaldırıp, umutları yeşertecek iradeli, birleştirici tutumu belirleyecek. Özgür Özel, kimin ne söylediğine değil, ne söylendiğini değerlendirmeli. Söyleyenin kim olduğu değil, söylenenin ne olduğunu dikkate almalı. Önünde gidenleri kendi hallerine bırakıp, arkasından gelenleri geride bırakarak, yanında yürüyenlere yoldaş olarak yol almalı.

Özgürce duruş!

Şunun altını çizmek gerekiyor. Özgür Özel genel başkanlığının ilk konuşmasındaki sol söylemleri CHP tabanına umut yarattı. CHP tabanı, Özel’den, sol söylemlerden korkan eğilimlerin engellerini aşarak, duraksamadan, yeniden sol umudu yeşertmesini bekliyorlar.
Özgür Özel’in siyasi yaşamını herkes kendince tanımlar. Benim gözlemlediğim: Milletvekilliği ve grup başkan vekilliği döneminde siyasi söylem ve eylemlerin hayata geçirmesi Özel’i popülist siyasetçi kategorisine taşıdı. CHP tabanı içerisinde heyecan, sempati ve sevgi yarattı. Çalışkanlığı, mütevaziliği ile öne çıktı. Diğer partilere cevaben; söylediği kelimeler, kullandığı cümleler, parti üyelerinin kor ateş yüreklerini soğuttu. Güçlü hafıza, zekice üslup kullanımı, partisine yönelik olumsuz eleştirileri söğüşleme mukabelesi… Milletvekili, grup başkan vekili kimliğini uzun yıllar zirvede tutu.

Özgür bakış!

Özgür Özel 5 Kasın 2023, CHP’nin 38. Kurultayda genel başkan adaylığına parti içi klikler ile ittifak yaparak kazandı. İttifaktan ne anlıyoruz? Parti içinde kliklerin farklılıklarına hoşgörü gösterilerek veya herkes farklılıklarını rafa kaldırarak ortak görüşlerinde uzlaşmalarını anlıyoruz. Özgür Özel ‘in bugünkü söylemleri, hizip uzlaşısının temel aldığı stratejinin gereğidir.
Kuşkusuz, hizipler ittifakı uzun süre kalıcı olmayacak. İleriki tarihte klikler içinde zayıflamalar, güçlenmeler, kendini tasfiyeler, uzlaşmalar, geri çekilmeler…, olacak. Fraksiyonlar düşünce babında bir birine yaklaşabilir, ihtimaldir ki mutabık kalabilirler. Bütün bunları kuşkusuz, CHP tabanın, parti örgütlerinin siyasi tutumu belirleyecek.

Bu günden Özgür Özel’i başarısız görmek doğru olur mu?

Bana göre Özgür Özel 38. Kurultay adayı değil de, yerel seçimler sonrası olası kongrede aday olmalıydı. Partide nazara alınacak güçlü klikler kalmazdı. İttifaklara gerek duymadan kendi görüş birliği içinde olduğu partidaşları ile genel başkanlık yarışını kazanırdı. Kendi siyasi düşüncelerini özgürce hayata geçireceği ortamı oluşurdu.
“Başarısız, eş başkan, insiyatifi yok, partiye hakim değil, lider olamadı…” eleştirilerine muhatap olmazdı.

Olan oldu, diyerek bu günden bakınca:

Özgür Özel, sol, sosyal demokrat, demokrat, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ilkelere bağlı yürüyeceğini gözlemleniyor. Parti içinde fraksiyonları azamiye indirerek, uzlaşı sağladığında, güçlü genel başkanlığı liderliğe taşıyacağı düşünülüyor.

Özgür Özel, bilge hayallerinin peşinden giderek, bilince taşıyacak mı?

Yerel seçimler sonrası göreceğiz.

Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin
Gazeteci / Yazar