22 Haziran 2025 Pazar
Berlin'de on binlerce kişi "Gazze için birlikte" yürüyüşüne katıldı
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Almanya’nın başkenti Berlin’de on binlerce kişinin katılımıyla “Gazze için birlikte” çağrısıyla yürüyüş düzenlendi.
Almanya’nın İsrail’in Gazze’de işlediği soykırıma desteğinin son bulması talebiyle ve Filistin ile dayanışma göstermek için on binlerce kişi, Federal Meclis Binası (Reichtstag) önünde toplandı.
Ardından kent merkezinde yürüyüş düzenleyen göstericiler, Alman hükümetini İsrail’in işlediği soykırımın suç ortağı olduğunu belirtti.
Göstericiler, Alman hükümetinin İsrail’e askeri desteğini kınarken, silah ihracatının derhal durdurulması ve Gazze’ye acil insani yardımın erişmesi çağrısında bulundu.
Alman hükümetinin İsrail’e karşı kırmızı çizgi çekmesinin talep edildiği “Gazze için birlikte” gösterisine katılanların bir bölümü kırmızı çizgiyi sembolize etmek amacıyla kırmızı renkte giyindi.
İsrail’in İran’a yönelik başlattığı saldırıların da protesto edildiği gösteride, “Trump’ı durdurun”, “Savaşa, işgale, faşizme hayır”, “Filistin’e özgürlük”, “Soykırımı durdurun”, “Gazze’ye özgürlük” ve “Savaşa hayır de” yazılı dövizler taşındı.
Göstericiler, İsrail hükümeti ve İsrail’e destek veren Almanya hükümeti aleyhine sloganlar attı.
Eyleme katılan ve soy ismini açıklamak istemeyen Thomas, yaptığı açıklamada, bir Alman olarak Yahudilere yönelik soykırımı ciddiye aldığı için bu gösteriye katıldığını belirtti.
Thomas, “Bu, benim için hiçbir yerde soykırımın olmaması anlamına geliyor. Almanya’nın bir soykırıma katılımı ise hiç kabul edilmez. (Ancak) Bunu Filistin’de net görüyorum. Gazze’de çok net görüyorum, İran’da da benzer gelişmelere doğru gittiğini görüyorum.” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın İsrail’e silah tedarik etmesini bir felaket olarak nitelendiren Thomas, “Siyasi yönetimimizin, bir soykırım için silah sağlamaya kadar alçalmasını çok üzücü buluyorum. Bu, bir soykırıma dahil olmak, bir soykırımın sorumluluğunu taşımak anlamına gelir.” diye konuştu.
Gösteriye katılan Gabriele de giydiği kırmızı tişörte işaret ederek, “Sınırlar aşılmış durumda. Gazze’de 20 bin çocuk öldü. Gıda dağıtımı işlemiyor. Ve benim için yaşananlar bir soykırımdır; aç bırakmak, ilaç vermemek, hastaneleri bombalamak ve benzeri şeyler.” ifadesini kullandı.
Gabriele, Alman hükümetine sadece Gazze veya İran’da değil dünyanın her yerinde savaşların sonlandırılması için diplomatik girişimde bulunması çağrısında bulundu.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı gösteride, gözaltına alınanlar oldu.
Polis gösteriye 15 bin kişinin katıldığını ifade ederken, yürüyüşü organize edenler bu sayının 30 bini geçtiğini belirtti.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz hakkında, “İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli iş” ifadesini kullanarak Alman anayasasına aykırı hareket ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.
Aralarında sanatçı Dieter Hallervorden, yazar Albrecht Müller ve eski milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda ismin yaptığı ortak açıklamada, “Bizler Almanya Başbakanı Friedrich Merz hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Merz, Almanya Anayasası’nın özellikle 9, 25 ve 26. maddelerini ihlal etmiştir.” ifadesi kullanıldı.
Başbakan olmadan önce dünyanın en büyük silah yatırımcısı BlackRock’un yönetim kurulu başkanı olan Merz’in, 17 Haziran 2025’te Kanada’da düzenlenen G-7 Zirvesi sırasında İsrail’in İran’a karşı uluslararası hukuka aykırı saldırılarını “Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı pis iş” sözleriyle güzel göstermeye çalıştığı belirtildi.
İsrail’in saldırılarını övmenin BM Şartı’na açıkça aykırı olduğuna işaret edilen açıklamada, Federal Başsavcı ve Berlin Savcılığı’ndan Federal Şansölye aleyhine cezai işlem başlatılması talep edildi.
Şansölye’nin İsrail’in saldırılarını övmesinin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olmakla kalmayıp, Nazi terminolojisi kullanılarak da yapıldığına işaret edilen açıklamada, 1942 Nazi subayı August Haefner’in, Babi Yar’daki toplama kampında 34 bin Yahudi’nin toplu infazını, aynı “pis iş” kelimesiyle haklı göstermeye çalıştığı kaydedildi.
Suç duyurusuna imza atanlar arasında kabare sanatçısı Uwe Steimle, müzisyen Diether Dehm, girişimci Klaus Dieter Böhm, yayıncı Matthias Oehme, ses sanatçısı Alexa Rodrian, edebiyatçı Jenny Farrell, heykeltraş Uli Barnickel, gazeteci yazar Patrik Baab, eski milletvekili Andrej Hunko ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Michael von der Schulenburg gibi isimler bulunuyor.
Şansölye Merz G7 Zirvesi için bulunduğu Kanada’da ZDF televizyonu muhabirinin İsraillilerin bu kirli işi yapmasının çok cazip olup olmadığını sorması üzerine şunları söylemişti:
“Kirli iş terimi için size minnettarım. Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli iş. Biz de bu rejimden etkileniyoruz. Bu molla rejimi saldırılarıyla dünyaya ölüm ve yıkım getirdi. Hizbullah ile 7 Ekim’de İsrail’de Hamas ile. Tahran’daki rejim olmasaydı, bu asla mümkün olmazdı. Rusya’ya Tahran’dan insansız hava aracı tedarik edilmesi. Evet, İsrail’in orada yaptığı kirli iş.”
Tarihi, kıtaları ve kültürleri birleştiren İstanbul, dünya genelinde kriz ve çatışmaların arttığı ortamda sorunların çözülmesi için ev sahipliği yapıyor.
Dünya tarihinde çağların açılıp kapandığı, dünyanın en eski şehirlerinden İstanbul, coğrafyalar ile kültürler arasında köprü görevi görürken son yıllarda diplomasi açısından da önemli bir durak haline geldi.
Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in İran’a saldırısıyla başlayan çatışmalar, Gazze’deki durum gibi büyük krizlerin yaşandığı uluslararası sistemde Türkiye, arabuluculuk yöntemiyle sorunların çözümünde önemli rol oynuyor.
Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) yanı sıra birçok uluslararası etkinlikle dünya genelinden diplomatları bir araya getiren Türkiye’de İstanbul, birçok kritik toplantıya ev sahipliği yaptı.
İstanbul, Rusya-Ukrayna, Rusya-ABD, İran nükleer müzakereleri gibi birçok önemli görüşmeye ev sahipliği yaparken 21-22 Haziran’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na da kapılarını açacak.
İstanbul Arabuluculuk Konferansları ve ADF gibi etkinlikleri ile Türkiye, arabuluculuğun hem kurumsal hem de pratik çerçevesinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.
8. İstanbul Arabuluculuk Konferansı, 10 Mart 2022’de İkinci ADF’den önce “değişen barış ortamında arabuluculuğa dikkati çekmek” temasıyla düzenlendi.
Rusya ile Ukrayna, 2022’de İstanbul’da masaya oturdu
Belarus’ta 3 tur süren görüşmelerden sonra Türkiye’nin yoğun diplomatik çabasıyla 29 Mart 2022’de Rus ve Ukrayna heyetleri, 4. kez İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde buluştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arabuluculuk girişimlerinin neticesi olarak İstanbul’da yapılan müzakereler sonucunda Ukrayna tarafı, Rus tarafına gelecekteki olası yazılı anlaşmanın ilkelerini teslim ederken savaşın sona ermesi umudu, İstanbul’daki müzakerelerde daha da güçlendi.
Rus askerlerinin geri çekildiği Kiev bölgesindeki Buça şehrinde sivillerin öldürüldüğü suçlamalarının ortaya atılmasıyla Rusya ile Ukrayna arasında önemli kazanımlar sağlanan İstanbul’daki müzakerelerde elde edilen sonuçlar rafa kalktı.
Görüşmelerde görev alan Ukrayna Heyeti Başkanı David Arahamiya, İstanbul müzakerelerini tamamlamalarının ardından dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un Kiev’e gelerek süreci sabote ettiği ifşaatında bulundu.
Karadeniz Tahıl Girişimi’nde adres yine İstanbul
Savaşın devam ettiği ve gıda konusunda sorunlara yol açtığı bir dönemde Türkiye, yine devreye girdi.
Türkiye’nin arabuluculuktaki yükselen rolü ve tarafları uzlaşma noktasına çekebilme kapasitesi, kısa süre sonra Karadeniz Tahıl Girişimi anlaşmasıyla sonuçlandı.
BM, Rusya, Türkiye ve Ukrayna, 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da düzenlenen törende Karadeniz Tahıl Girişimi anlaşmasını imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabaları, dünya genelinde büyük tedirginliğe neden olan tahıl tedarik sorununa ve tırmanan fiyatların getirdiği krize ilaç etkisi yaptı.
Türkiye’nin bu çabaları, tüm uluslararası aktörlerin takdirini kazandı. Savaşın şiddetlenerek devam etmesi ise koridorun güvenliğine bir süre sonra darbe vurdu.
Rusya ile ABD, ilişkilerin normalleşmesinde İstanbul’u seçti
ABD ve Rusya heyetleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi kapsamında büyükelçilik faaliyetlerini ele almak üzere İstanbul’daki ilk görüşmeyi 27 Şubat’ta ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu rezidansında gerçekleştirdi.
Taraflar, ikinci defa da 10 Nisan’da yine İstanbul’da, bu sefer Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda bir araya geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD ve Rusya heyetlerinin, ikinci görüşmesinde “iki ülke misyonları için diplomatik bankacılığın istikrarını sağlamaya yönelik bir mutabakatı sonuçlandırmak amacıyla nota teatisinde bulunduğunu” bildirdi.
Rusya da iki tarafın Rusya’nın BM ve diğer kuruluşlara ödemeleri dahil Rusya ve ABD’nin diplomatik misyonları için bankacılık ve finans hizmetlerinin sağlanmasını garanti eden anlaşmayla ilgili nota tesisinde bulunduğunu açıkladı.
İran, nükleer konusunda Batı ile İstanbul’da görüştü
İran Dışişleri Bakan Yardımcıları Mecid Taht Revançi ve Kazım Garibabadi, mayısta İran ile E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya’nın dışişleri bakan yardımcıları ile yine İstanbul’da görüştü.
Garibabadi, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ABD ile sürdürdükleri dolaylı nükleer görüşmelerin son durumu ve yaptırımların kaldırılması konularını ele alarak görüş alışverişinde bulunduklarını ve İran ile üç Avrupa ülkesinin diplomasiyi sürdürme ve en iyi şekilde kullanma kararlılığında olduğunu ifade etti.
İranlı yetkili, ayrıca gerekli durumda tekrar bir araya gelip görüşmelerin sürdürüleceği mesajını verdi.
Rusya ile Ukrayna, 3 yılın ardından ilk kez İstanbul’da aynı masada
Şubat 2022’de başlayan kanlı savaşın hemen ardından Rusya ile Ukrayna’yı aynı yıl içinde hem Antalya hem de İstanbul’da aynı masada bir araya getiren Türkiye, mayıs ayında da yine İstanbul’da iki ülke heyetlerini 3 yılın ardından aynı masaya oturtmayı başardı.
Rusya ile Ukrayna arasında, İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 16 Mayıs’ta müzakereler yapıldı.
İki taraf, müzakerelerde “1000 kişiye 1000 kişilik” büyük bir esir takasının yapılması, olası ateşkese yönelik görüşlerin ayrıntılı sunulması, ardından da müzakerelerin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldı.
İki ülke, İstanbul’da anlaşmaya varılan esir takasının 25 Mayıs’ta tamamlandığını duyurdu.
Taraflar, 2. görüşme için yine İstanbul’u seçti. 2 Haziran’da İstanbul’da yapılan müzakereler sonucunda 6 bin Ukrayna askerinin dondurulan cesetlerinin teslimi, ağır hasta ve yaralı askerler ile 25 yaş altındaki esir askerlerin takası konusunda anlaşmalara varıldı.
Bu anlaşma çerçevesinde 9 ve 10 Haziran tarihlerinde Rusya ile Ukrayna arasında iki aşama olarak 25 yaş altı, ağır hasta ve yaralı askerlerin esir takası gerçekleştirildi.
Her iki görüşme, uluslararası aktörler ve basın tarafından büyük ilgiyle takip edildi.
İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı İstanbul’da yapılacak
İstanbul, yarın ve 22 Haziran’da da İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na ev sahipliği yapacak.
İİT dönem başkanlığını bir yıllığına devralacak Türkiye, 1976, 1991 ve 2004 yıllarında da Dışişleri Bakanları Konseyi toplantılarına ev sahipliği yaptı. (AA)
Muğla’nın Marmaris ilçesinin Çamlı Mahallesi’nden teknelerle ulaşım sağlanan Sedir Adası’ndaki Kedrai Antik Kenti’nde 2025 yılı kazı çalışmaları 23 Haziran’da başlayacak.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameli kazı statüsünde, Kültür ve Turizm Bakanlığınca hayata geçirilen Geleceğe Miras Projesi tarafından desteklenen kazılar kapsamındaki Kedrai Antik Kenti’ndeki 2025 yılı kazı çalışmaları Marmaris Ticaret Odası (MTO) sponsorluğunda 23 Haziran’da start alacak.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sevilay Zeynep Yıldız başkanlığında, antik kentte, kazı, çevre düzenleme, koruma ve konservasyon çalışmaları yürütülecek.
Marmaris Ticaret Odasından yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl başlatılan tiyatro geç dönem yapı kompleksi ve doğu tepesi alanındaki kazıların bu yıl da derinleşerek devam edeceği belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu yıl büyük bazilika alanında da yeni arkeolojik araştırmalara başlanarak kentin yapısı daha çok ortaya çıkacak. Bir zamanlar sadece Kleopatra Plajı’yla tanınan Sedir Adası, artık sürdürülebilir tarihi ve doğal miras alanı kimliğiyle Marmaris’in kültür vizyonuna yön verecek.”
Atlas Dergisi’nin Temmuz 2025 sayısında Kedrai Antik Kenti’nin özel bir dosya ile yer alacağının vurgulandığı açıklamada kazı başkanı Dr. Sevilay Zeynep Yıldız ve ekibi ile Atlas Dergisi’ne teşekkür edildi. (AA)
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının desteğiyle, Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneğince hazırlanan “1990’lar Eski Türkiye Sergisi” açıldı.
Ankara Sanat Galerisi ve Müzayedecilik Evi’nde düzenlenen serginin açılışına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Anadolu Ajansı İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Enis Peru, dernek başkanı Eyüp Gökhan Özekin ve davetliler katıldı.
1990-1999 yılları arasında siyasi ve toplumsal dönüşümleri konu edinen, o dönemlere ait fotoğraflar, belgeler, orijinal kaynak ve materyallerin yer aldığı serginin açılışında konuşan Özdemir, 90’lı yılların Türkiye’nin siyasal istikrar ve iç güvenlik gibi çok ciddi problemleri barındıran bir dönem olduğunu söyledi.
Bu dönemin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Ülkemizin bu tarz siyasal istikrarsızlıklarla karşı karşıya gelmemesi, aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinin bugün bize ne ifade ettiğini daha farklı alanlarda, hem iletişim ekosisteminin içerisinde hem de kültürel alanlarda görmemiz açısından serginin önemi çok kıymetli.” dedi.
Sergide o yıllara ait farklı kültürel alanlardaki hegemonik istikrarsızlık oluşturma ekseninin de görüleceğini belirten Özdemir, şunları kaydetti:
“Özellikle sinema alanı, görsel alanlar, işitsel medya, oluşturulan baskılar, yazılı ve basılı medyanın karşı karşıya kaldığı zulümler, bunların her birinin örneklerini bu duvarlarda farklı şekillerde görmüş olacağız. Hep beraber tekrar o dönemleri görüp, bu dönemlerin bize ne ifade ettiğini yakın bir şekilde anlamış, tekrar somut bir şekilde zihnimizde canlandırmış olacağız.”
“90’lı yılların her günü başka bir kaos”
Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneği Başkanı Özekin de serginin 21 bölümden oluştuğunu söyledi.
Serginin 1990’lı yıllarda değişen 11 hükümeti konu alan bölümden başladığını aktaran Özekin, “10 sene gibi kısa bir zamanda 11 hükümet, yani bir seneden bile daha kısa süren hükümetler dönemi. Ve başlıca bu istikrarsızlık döneminin getirdiği kaos. Bu kaosun ekonomik tarafı, terörle mücadele tarafı ve siyasi suikastlar tarafı var.” dedi.
Sergide yer alan bölümleri tek tek anlatan Özekin, şöyle devam etti:
“Biz bu açılış gününü İletişim Başkanlığı ile belirlerken bazı manidar günler belirleyelim dedik. Her gün o kadar ciddi skandallar olmuş ki, 10 Haziran yapsak, Batı Çalışma Grubu’nun kuruluş günüymüş. 18 Haziran’da yapsak, Refahyol Hükümeti’nin postmodern darbe ile indirilişinin yıl dönümüymüş. 21 Haziran, Necmettin Erbakan’ın istifasını sunduğu günmüş. Dedik biz artık herhangi bir güne sadık kalmayalım çünkü 90’lı yılların her günü başka bir kaos.”
Kurdele kesiminin ardından sergi alanını gezen Özdemir ve Peru, Özekin’den bilgi aldı.
Sergi, 7 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek. (AA)