ATATÜRK’ÜN SİVAS’TAKİ YASTIĞINDA YAZANLAR

ABONE OL
13:16 - 01/12/2023 13:16
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Atatürk, 2 Eylül 1919 akşama doğru Heyet-i Temsiliye adına Sivas’a gelir. Yanında Rauf Bey, Erzurumlu Raif Efendi, Şeyh Fevzi Efendi ve diğer arkadaşları vardı. Sivas’a beş kilometre kala çadırlar kurulmuş, neredeyse bütün Sivaslılar toplanmıştı Mustafa Kemal Paşa’yı karşılamak için.

Sivas’a girildiğinde caddenin iki yanına dizilmiş halk, “Hoş geldin Paşa!” diyerek sevinç ve güvenle bağırmaktaydı. Onu ve yanındakileri Sivas Valisi Reşit Paşa, Sivas Sultanisinin (lisesinin) kapısında “Hoş geldiniz.” diyerek karşılar. Karşılama oldukça sıcak ve coşkuludur. Halkın sevgi gösterileri bitmez.

Lisenin birinci katında merdivenlerden çıkılınca sağ yandaki birinci oda, Mustafa Kemal Paşa’ya ayrılmıştı. Yatağı özenle düzenlenmişti. İki küçük yastık vardı yatakta. Bu yastıkların her birine sarı ibrişimle işlenmiş birer dize vardı. Yastıklardaki dizeler, Paşa’nın ilgisini çekti:

“Merakla dizeleri okudu. Tam da her şeyinden vazgeçip, canını millet için ortaya koyduğu zamana denk düşen dizelerdi bunlar:

‘Cihanın câhına mağrur olup incitme insanı
Süleyman-ı zaman olsan bırakırsın eyvanı’

Günümüz Türkçesiyle, ‘Cihanın makamıyla gururlanıp incitme insanı/ Zamanın Süleyman’ı olsan bırakırsın sarayı’ anlamına gelen mısraları okuyan Paşa, derhal sürekli yanında bulunan ve en güvendiği adamlardan biri olan Bitlis Eski Valisi Mazhar Müfit Bey’in gelmesini istedi. Mazhar Müfit gelince Paşa beyitleri ona da okuttu. Mazhar Müfit, bu sözlerin kendisi için yazılmadığını söyleyip bir kasıt olmadığını açıklamaya çalıştı. Mustafa Kemal Paşa; bu açıklamanın neden gereksiz, bu dizelerdeki derin mananın ise ne kadar gerçekçi ve geçerli olduğunu şu sözleriyle vurguladı:

‘Bu uyarı, hepimiz için ve her şey için bir prensip olmalıdır. (Prof. Dr. Vahdettin Engin-Dr. Şefik Memiş, Sivas Milli Mücadele’nin 108 Günü, Beylikdüzü Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul 2018, s. 40-41)” Görüldüğü gibi Mustafa Kemal Paşa, Sivas’taki ilk gününde bile yastıklardaki dizelerden öğrenip ders çıkarmakta. İşte, büyük adam olmak bu. Öğrenmeyi, yaşamdan ders almayı, alçakgönüllü olmayı bilmeyen ve davranışa dönüştürmeyen birinden büyük adam olmayı bekleyemeyiz. Atatürk olmak kolay değil, herkese nasip olmaz bir ulusun kurtarıcısı ve önderi olmak.
Atatürk’ün yukarıdaki anısı, yediden yetmişe herkese örnek olmalı. Ata’mızla ne denli onur duysak az…

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.