0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2009’da giren Sagalassos, ziyaretçilerini binlerce yıllık sokaklarında tarihte yolculuğa çıkarıyor.

Roma dönemi mimarisinin en iyi örneklerinin sergilendiği ve dönemin 5 büyük seramik üretim merkezinden biri olan antik kentte ziyaretçiler, ilk olarak Roma hamamı ve kent konağını görme imkanı buluyor.

Agoraya çıkan ziyaretçiler, suyu içildiğinde aşık olunduğuna inanılan ve “Aşıklar Çeşmesi” olarak da bilinen Antoninler Çeşmesi’ni, etrafındaki onursal sütunları, tiyatroyu, kütüphaneyi ve zafer takını geziyor.

Bu yıl 1 Ocak-31 Ağustos döneminde 40 bin yerli ve yabancı turistin geldiği, Akdağ’ın eteklerindeki 1700 rakımda kurulan antik kent, Anadolu Ajansı (AA) ekibince FPV dron ile kayda alındı.

Kazı Heyeti Başkan Vekili, Süleyman Demirel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Peter Talloen,  Sagalassos’un yazılı kaynaklarda ilk defa Büyük İskender döneminde geçtiğini söyledi.

Sagalassos’un Roma İmparatorluğu döneminde Psidya’nın en büyük ve birinci kenti haline geldiğini anlatan Talloen, milattan sonra 7. yüzyılda kentte büyük bir deprem olduğunu ve antik yapıların çoğunun çöktüğünü dile getirdi.

“Yapıları iyi korunmuş özel bir kent”

Roma döneminde kent merkezinin nüfusunun yaklaşık 5 bin, egemenlik alanında ise 30 bin olduğunu düşündüklerini aktaran Talloen, şunları kaydetti:

“Sagalassos’ta diğer antik kentlerde rastlamadığımız bazı özellikler var. Depremden sonra anıtsal merkez terk edildi ve bütün antik yapılar o şekilde bırakıldı. Nüfus ovaya indi ve arkeologlar olarak bu, bizim için büyük bir fırsat oldu. Anıtları yıkıldığı şekliyle bozulmadan kazıp gün yüzüne çıkarabildik. Anıtsal çeşme, onursal sütunlar, zafer takları, kentin doğusundaki küçük çeşme ve kütüphane o zamanki görünümünde. Bunları çok iyi korunmuş halde buluyoruz, bu yönden özel bir kent. Sagalassos, antik dünyanın en yüksekte kurulmuş tiyatrosuna sahip. Çömlek üretiminde de çok ünlüydü. Çömlekçi mahallesi 4 hektarı kapsıyor.”

Talloen, kentte iki Roma imparatoru, bir imparatoriçe heykeli bulunduğunu ve imparatorlara adanan birçok yapı olduğunu ifade etti.

“88 odaya kadar kazdık, hala binanın devamı geliyor”

Sagalassos’taki konutlar üzerine araştırma yapan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Inge Uytterhoeven ise antik kentte geçmişte çok zengin insanların yaşadığını belirtti.

Kazıların sürdüğü kent konağının geç antik dönemde yaşayan zengin bir aileye ait olduğunu düşündüklerine değinen Uytterhoeven, “88 odaya kadar kazdık, hala binanın devamı geliyor. Kentte daha düşük ekonomik durumda olan insanlar da vardı. Onlar da taştan değil, ahşap ve kerpiçten yapılmış evlerde yaşamışlar.” dedi.

Burdur Müze Müdürü Murat Kaleağasıoğlu da antik kenti 8 aylık dönemde 40 bin kişinin ziyaret ettiğini, yıl sonuna kadar 100 bin kişiye ulaşmasını beklediklerini ifade etti.

Ziyaretçilerden Kenan ve Canan Kıvrak çifti de Sagalassos’a ve çeşmelerine hayran kaldıklarını, yapılarından çok etkilendiklerini söyledi.