ADI BİLİNMEYEN ULUS

ABONE OL
12:24 - 26/11/2023 12:24
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Anayurt edindikleri Asya’yı at sırtında dolaşmakla doymayınca yeni yurt aramaya koyulurken
Geride kalanlar, aşamadıkları namı-diğer Çin Seddinin gerisinde yaşamaya devam ettiler.

Kimi Balkanlarda, kimi Doğu Avrupa’da yurt ararken, Kimileri Acem diyarını aştıklarında
Emevi işgaline uğrayan, halklara zulmeden Muaviye celladına kalkan olmakla kalmayıp, kader ortaklığı yaptıkları mazlumlara Candaş oldular…

Adı konmamış halkların tek eksiği kendi kimliğini, kendi adıyla değil, yöneten ailenin adıyla devletler kurdular, Beylikler kurdular, vakti geldi İmparatorluk oldular.
Bilime, adalete sarılıp gittikleri yerlere dirliği, birliği götürdüler…
İstanbul’u bilimsel yöntemlerle fethettikten sonra, halkla eşit davranılması yanında sanatta ve yaşamda hoşgörülü olması fethedilen ülke halklarının bu yeni yöneticilerinin adaleti nedeniyle Osmanlı’ya sempati ile yaklaştılar.
Sefere gittiklerinde ora halkının üzümünü yediler, üzüm salkımlarının dallarına değerinin üstünde parasını astılar…
Kadınları sadece yatak oynaşı değil, kendilerine eşit baş eylediler.
Kadın anaların iznini almadan sefere bile çıkmadılar…
Yavuz’a veliahtlığında Arap Haramilerinin din diye öğrettiği zorbalığın etkisiyle varlığının sahibi kırk bin Türkmen’i katlederek Atalarını mezarlarında ters döndürdü
Mısır’da açlıktan çaresiz kalan Halife’den unvanını satın alarak koltuk savaşlarıyla İslam’ı aslından kopmuş, uydurulmuş akıl dışı kurallarla dine bile bile zarar verdiler.
Kadını tekrar yatak oynaşı konumuna getirmekle kalmadılar
Osmanlı’nın zulmünden korumak için, padişahların yataklarına sus payı verdikleri kadınların güç savaşına meydan vererek, veliaht cinayetlerinin önünü açtılar.
Devlet, devşirmeler döneminin bitmesiyle yeniçeri dönemi de bitti.

Çocukların öldürüldüğü, akıl hastalarının tahtlarında boğulmayı beklediği dönemde, iyi niyetli reformcuların zindanlara atıldığı dönemi başlatan Abdülhamit, ordunun tahtından indireceği korkusuyla yenilikçileri katlederek yobazların tasmalarını çıkartarak sokaklara saldı.

Donanmayı yok ederken, bir milyon kilometre kare vatan toprağının kaybedilmesini seyretti.

Hanedanın, varlığını sürdürmek için savaşta halk çocuklarının can vermesi yanında, lüks saraylarında şatafatlı yaşamlarını sürdürmek için, halkın ürettiği ürününe tarlasında bankerlerden alınan borç karşılığı el koydurarak onları çoluk- çocuk açlığa razı olmalarını dayatıyordu.

Kaybettiklerin tekrar kazanmak için girdikleri 1. Dünya Savaşını kaybetmekle kalmadılar, ülkenin işgal edilmesi yanında, parçalanarak uydurma devletçikler kurulmasıyla baş başa kaldılar.
Ama Hanedan, sarayları karşılığı her türlü onursuzluğa razı oldu.
Osmanlı için Halk sadece sömürülmesi gerekli bir sürü idi.
Tam her şey bitti derken, Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal halkına umut oldu.
Ama işi çok zordu.
Güvendiği yurtsever arkadaşları bile, bu olumsuz koşullarda kurtuluşu olanaksız görüyorlardı.
Devriye gezen işgal güçlerinin zorbalığı yanında Boğaz’da sıra sıra dizilmiş savaş gemilerini göstererek

‘’Görmüyor musun?’’ Dediklerinde: ‘’Geldikleri gibi giderler!’’ Dedi. ’’Hangi Orduyla ?’’ Dediler, ‘’Kurulur!’’ Dedi. ‘’Çok para gerekli’’ dediler O gayet rahat: ‘’Bulunur!’’ Dedi…

Bu günlere çok benziyordu…
Halk yoksul, aç, umarsız
Eski saraylar yetmemiş, yeni saraylar kurulmuştu
Hem de Mustafa Kemal Atatürk’ün halkına miras bıraktığı örnek üretim çiftliğine.
Yargı bile karşı çıktı
Abdülhamit hayranı
Vahdettin özentisi, yargıya, çevrecilere, halka meydan okuyarak
‘’Sıkıysa engel olun!’’ Diye meydan okudu!
Kurucuya, kurtuluşa bu kinin, bu düşmanlığın nedeni neydi ki!
Adını Yedi Düvele ezberlettiren Mustafa Kemal’in yurttaşları
Susacak mı?

19 Mayıs 1919 -29 Ekim 1923 ve 2023 Türkiye’sine nasıl geldik?
Ne yapmalı?
(Devamı haftaya)

YILDIZ AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.