Dışişleri Bakanlığı’na ÖSO ve ‘Yetersiz Diplomasi’ Tepkisi

Dışişleri Bakanlığı’na ÖSO ve ‘Yetersiz Diplomasi’ Tepkisi

ABONE OL
19:38 - 18/11/2019 19:38
Dışişleri Bakanlığı’na ÖSO ve ‘Yetersiz Diplomasi’ Tepkisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Türkiye’nin dış politikasında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) dolayısıyla insan hakları ihlalleri suçlamasına maruz kaldığını ve “etnik temizlik” tablosu yaşandığını söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın 2020 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında, Türk dış politikası tartışılıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin verdiği güç ile başarılı bir dış politika yürütüldüğü” görüşüne tepki gösteriliyor.

Emekli büyükelçi Çeviköz, ana muhalefet partisi CHP adına yaptığı konuşmada, Suriye’de Türkiye’nin ÖSO kaynaklı sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğu görüşünü anlattı. Türkiye’nin son attığı adımlarıyla Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi egemenliğine aykırı bir tutum izlediğini kaydeden Çeviköz, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi egemenliğini ve bağımsızlığını Gaziantep merkezli Geçici Suriye Hükümeti kurarak, bu oluşumun Başkanı’nı TV’lere çıkararak, bu oluşumun Suriye’den alınan diplomalara denklik vermesine izin vererek, Afrin’de ÖSO’nun çaldığı zeytinlerden üretilen zeytinyağlarını Türkiye üzerinden ‘ihraç’ ederek, Suriye’de fakülte kurarak sağlamak mümkün değildir. Bütün dünya, Suriye’deki askeri varlığımızın giderek azaltılmasını beklerken, görülen odur ki AKP’nin Suriye’den çıkmaya niyeti yoktur. Olsaydı, Suriye toprakları üzerinde Türkiye merkezli olarak kurumsallaşmaya çalışılmazdı” ifadesini kullandı.

Çeviköz, zeytinyağı ihracatı meselesiyle ÖSO’nun bölgede yerel halkın mülkiyet hakkı çiğnediği yönündeki iddiayı Meclis gündemine taşıdı. ÖSO’nun mülkiyet hakkı yanı sıra insan hakları ihlalleriyle gündemde olduğunu da anımsatan Çeviköz, Bakan Çavuşoğlu’na hitaben “Biliyorsunuz, Birleşmiş Milletler’in raporlarında Afrin bölgesine ilişkin Özgür Suriye Ordusu kaynaklı ağır insan hakları ihlalleri vurgusu yapılıyor. Buna rağmen terörle mücadele gerekçesiyle başlatılan Barış Pınarı Harekatı’nda neden bu cihatçı unsurlara alan açıldı? Bunlar yüzünden Türkiye’nin hangi ithamlarla karşı karşıya olduğundan haberiniz olmadığını düşünmüyorum. Güvenli bölge adı verilen topraklara Türkiye’de bulunan ve bugüne kadar orada yaşamamış Suriyeli Araplar yerleştirilmeye çalışılıyor. Buna dünyanın birçok ülkesinde etnik temizlik dendiğini bilmiyor olamazsınız” tepkisini gösterdi.

HDP Genel Başkan Yardımıcısı Hişyar Özsoy, partisi adına konuşmasında, Türkiye’nin bugün Suriye’nin kuzeyinde geçmişte eleştirdiği Esat politikasını uygulamaya başladığını söyledi. Özsoy, “Hafız Esat’ın Arap Kemeri politikası; ‘Kürtleri sınır bölgelerinden uzaklaştıralım ama oraya değişik yerlerden Arapları getirelim, yerleştirelim idi. Bir etnik mühendislik, bir savaş suçu, bir demografik mühendislik meselesi; Arap milliyetçiliğinin bir projesi olarak bunu uygulamışlar. Şimdi, elli yıl sonra Türkiye, Hafız Esad’ın tam olarak gerçekleştiremediği politikayı yürütmeye çalışıyor” dedi.

“Suriye’nin zeytinyağı” tartışması büyüdü

AKP adına Volkan Bozkır ise, Türkiye’nin tam tersine bölgede “etnik temizlik” yapılmasını engellediğini söyleyerek, CHP’li Çeviköz’ü hedef aldı ve “ÖSO zeytin hırsızıymış. Bu lafı aynen iade ediyorum, ‘zeytin hırsızı” dediğiÖSOderken Türk Silahlı Kuvvetleri’yle bu bölgelerde 3 harekatı gerçekleştirmiş ve şehitler vermiş insanlardan bahsediyoruz. Bu şekilde bir ifadeyi 500 bin Suriyeli’yi katletmiş̧ Beşar Esat’ın elini sıkmak için yarışa giren CHP’nin temsilcisinin söylemesini de doğrusu yadırgamadım” diye konuştu.

AKP’li Uğur Aydemir de, Çeviköz’ün “zeytin” meselesiyle Türkiye’yi suçladığını savundu. Buna karşın CHP’li Abdüllatif Şener, Çeviköz’ün haklı olduğunu söyledi. HDP’li Garo Paylan da, Komisyon’da Bakan Bekir Pakdemirli’nin açıklamasını kast ederek “Tarım Bakanı’nı kabul etti” anımsatması yaptı.

Anımsanacağı üzere; Tarım Bakanı Pakdemirli, Türkiye’ye 600 ton zeytinyağı getirildiğini açıklayarak, “Hükümet olarak PKK’nın eline gelir geçsin istemiyoruz, Afrin’de gelir bize geçsin istiyoruz” demişti.

AKP’li Aydemir ise, Türkiye’nin bu zeytinyağını almaya devam edeceğini söyledi. Buna ise HDP’li Serpil Kemalbay Pekgözegü ise, zeytin sahiplerine herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, “Kim ekti bu zeytinleri, Afrinliler dikti” tepkisini gösterdi.

Bu arada Suriye konusunda İyi Parti adına söz alan Ahmet Erozan ise, Rusya’yla İdlib konusunda yürütülen süreçte Türkiye’nin herhangi bir başarıdan söz edemeyeceğini söyledi. Erozan, “İdlib’de neredeyiz? Kuşatıldınız. Gözlem noktaları kendi hallerine terk edilmiş vaziyetteler. Oradaki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek faaliyeti kedisini korumak. Oraya biz girdiğimizde alanın yüzde 30’u aşırı uçların elindeydi, bugün yüzde 90’ı onların elinde. Dolayısıyla neresinden bahsedeceğiz bu başarının?” diye konuştu.

Çavuşoğlu’na “yetersiz diplomasi ve siyasetçi elçiler” tepkisi

Muhalefet, Çavuşoğlu’nun bakanlığına sahip çıkmadığını belirterek, Dışişleri Bakanlığı’nın 2020 yılı bütçesine asgari artış yapılmasını ve büyükelçi olarak AKP’li isimlerin görevlendirmesini eleştirdi.

CHP’li Ünal Çeviköz, 2018’den itibaren Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) bütçesine kıyasla Dışişleri’nin bütçesinde çok az artış yapıldığını ve bunun “masada güçlü Türkiye” teziyle çeliştiğini vurguladı. Çeviköz, 2020 yılı için MSB’nin bütçesinde geçen yıla yüzde 15,92 artış görülürken Dışişleri’nin bütçesinde sadece yüzde 1,76 artış yapılacağını belirterek, “Türkiye artık diplomasiye değil askeri güce dayalı bir dış politika uygulaması içine girmiştir” tespitini yaptı.

Çavuşoğlu’na bakanlığa sahip çıkma çağrısı yaptığını söyleyen Çeviköz “Bunun için muhtaç olduğunuz Kudret beraber çalıştığınız gerçek Dışişleri Bakanlığı kadrolarında mevcuttur, dışarıdan empoze edilenlerde değil” ifadesini kullandı.

İyi Parti’li Ahmet Erozan da, Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın enflasyonda düşüş sağlandığı açıklamasını işaret ederek, “Dışişleri Bakanlığı’nın bütçe teklifine damat beyin eli değmiş. Başlangıç ödeneği 2019’da 4 milyar 635 bin iken şimdi 4 milyar 631 bine inmiş; bu ancak eksi enflasyonla olur. Üstelik Dışişleri Bakanlığı parasının büyük bir kısmını döviz olarak harcar. Bu bütçeyle siz sekiz ayı geçiremezsiniz” tepkisini paylaştı.

HDP’li Hişyar Özsoy, Dışişleri Bakanlığı’nın eski siyasetçileri büyükelçi atamasını eleştirerek, “Siyasetten dökülen ne kadar insan varsa ha bire oraya buraya elçi diye atanıyor. ‘Siz ne yaparsanız yapın biz kendi insanlarımıza sahip çıkıyoruz’ diye mi yapılıyor bunlar, yoksa çok dehşetengiz dış politika yetenekleri mi var bilmiyoruz. Benim bilebildiğim, daha önce AK Parti’de milletvekilliği yapmış ya da danışmanlık yapmış̧ ya da iktidara yakın kurumlarda çalışmış ama dış politika geçmişi olmayan en az 16 büyükelçimiz var. Bu şahsiyetleriyle ilgili değil ama bu kurumsal anlamda yozlaşmaya çok ciddi kapı açmış durumda” diye konuştu.

ABD Başkanı Trump’ın “aptal olma” mektubu da tartışıldı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye gönderdiği ve Erdoğan’a hitaben “aptal olma” gibi ifadelere sahip 9 Ekim tarihli mektubu da Komisyon’da tartışıldı.

CHP’li Çeviköz, Trump’ın mektubunu 16 Ekim’de kamuoyuna açıkladığını hatırlatarak, “Bu konuda bir hafta boyunca hiçbir şey yapmadan sessizce bekleyen Sayın Erdoğan, önce mektubu çöpe attık demiş sonra da 13 Kasım tarihinde ABD ziyaretinde mektubu Trump’a iade edememiş ancak takdim etmiştir” ifadesini kullandı.

İyi Parti’li Erozan da, Bakan Çavuşoğlu’nun ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın o günlerde TBMM’ye mektup konusunda hiçbir bilgi vermediğini kaydederek, Trump’ın 16 Ekim’de mektubu açıklamasıyla ortaya çıkmasına tepki gösterdi.

AKP’li Volkan Bozkır ise, mektup meselesini, 5 Haziran 1964’te o dönemki Başbakan İsmet İnönü’ye hitaben ABD Başkanı Lyndon Johnson’un gönderdiği mektup ile savundu. Bozkır, CHP’nin o mektubu anımsaması gerektiğini ve dolayısıyla şimdiki mektup konusunda herhangi bir eleştiri getiremeyeceğini çünkü Erdoğan’ın mektubu Trump’a iade ettiğini söyledi.

Bunun üzerine CHP’liler, Johnson’ın mektubunda “hakaret” ifadeleri bulunmadığı tepkisini gösterdi.

 

Amerika’nın Sesi tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak haber sitelerinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.