BİR “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” GEÇTİ..

BİR “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” GEÇTİ..

ABONE OL
23:48 - 10/03/2024 23:48
BİR “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” GEÇTİ..
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İki gün önce bir 8 MART geldi, geçti; birçok yerde kutlamalar yaptılar, törenler, eğlenceler düzenlediler, çiçekler dağıttılar; “kadın olmaya dair” övgülerde bulunuldu, methiyeler düzüldü.

Aslında 8 mart gelince neler düşünürüz, bugünü nasıl anlamalıyız, bugün neler istenilmelidir?

1857 yılında ABD’de New York’ da yaşanan bir grevde 120 KADIN IŞÇI can verince ancak “kadın haklarının savunulmasının önemi” anlaşılıyor ve üzerinde çok tartışılıyor.

Dokuma fabrikalarında çalışan yüzlerce kadına verilen düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler başlatılmış. Fabrika önünde barikatlar kurulmuş.

Çıkan yangında ise ne yazık ki işçilerin kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi orada can vermiştir.

Bu olay diğer ülkelerde de duyulmuş. 52 yıl sonra 1910 da Danimarka’da Kopenhag kentinde düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin’in şöyle bir önerisi olmuş:

– 1857’de başlayan, kadın haklarının kazanılması ve kadınların birlikteliği mücadelesinin her yıl “İŞÇI KADINLAR GÜNÜ” olarak kutlanması kararlaştırılmış.

Dünya Kadınlar Günü düşüncesini ilk ortaya atan Clara Zetkin’in aklında belli bir tarih yoktu.

Birinci Dünya Savaşında 1917’de Rus emekçi kadınlar “Ekmek ve Barış İstiyoruz” sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı.

Eylemlerinin dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Hemen kurulan geçici hükümet ise kadınlara “seçme hakkı” tanıdı.

İşte Rusya’daki kadın eylemlerinin başlangıcı olan tarih Jülyen takvimine göre 23 şubat idi. Dünya genelinde yaygın olarak kullanılan takvimde ise bu tarih “8 mart”a denk geliyordu (Miladi-Gregoryen takvim).

İşte 8 mart gününün tarih olarak anlamı ve değeri budur.

Günün anlam ve önemine dair etkinlik ve kutlamalar ilk olarak 1911 senesinde Danimarka, Avusturya, İsviçre ve Almanya’da organize edilmiştir.

İlk olarak ABD’de 1975’de başlayan anma günü zamanla dünya geneline yayılmış.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 16 Aralık 1977 tarihinde “8 Mart KADIN HAKLARI, ULUSLARARASI BARIŞ GÜNÜ” olarak kabul edilmiş.

8 MART için gerekçe olarak şu iki temel neden gösterilmiş:

1.Dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının elde edilmesi için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlanması gerekir.

2.Kadınlara toplumda “eşit hak”ların verilmesiyle ancak “dünya barışı” güçlendirilebilir.

Bu anlamlı ve “ileriye dönük bir mücadele günü” tüm dünyada kabul edilmiştir. Birçok yerde anlamlı toplantı ve gösteriler yapılmaktadır.

Genelde kadınlara, özelde ise çalışan, emekçi kadınlara her türlü sosyal, politik ve hukuksal hakların kazandırılması istenmektedir.

Dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu kadındır (2/3’si). Dünya yoksul insanlar nüfusunun ise %70 i “kadındır”.

Ve bu kadınlar kendi emekleriyle geçinebilmek zorundadırlar ve de annedir.

BM verilerine göre çalışma yaşındaki kadınların “yalnızca yarısı” toplam işgücüne katılıyor yani iş bulup, çalışabiliyor.

8 mart etkenliklerinde kadınların “toplum içerisinde, siyasette ve iş hayatında” elde ettiği başarıları ve onların “emeklerinin yeri ve değeri” konuşuluyor, kutlanıyor.

Kökleri, işçi hakları hareketlerine dayanan bu günde neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemler ortaya konulmaktadır.

Daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve eşit işe eşit haklar ve ücret, kadın emekçiye pozitif ayrımcılık, iş yeri güvencesi v.b. istemler tüm eylemlerde dile getirilmeğe çalışılmaktadır.

8 martta cinsiyet eşitsizlikleri, ayrımcılık, hak ihlalleri vurgulanıyor ve protestolar düzenleniyor.

Bir sol, demokrat, sosyalist, ilerici… dünya bakışının oluşturduğu eylemlerin sonucunda ortaya çıkmış bir oluşumdur. Emperyalizme ve de endüstriyel dayatmalara da karşıdır.

. 8 MART dünya kadınlar günü geldiğinde toplum olarak neler istenmelidir?

– Kadının eğitim hakları sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının her türlü sosyal hakları sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının çalışabilme, meslek edinme hakları sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının eşit işe eşit ücret alabilmesi için gereken hakları sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının siyasi ve demokratik katılım hakkı ve de kadın oranlarının eşitliği sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının aile içerisinde her türlü eşitliği ve hakları sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Kadının anne olmaktan kaynaklanan yükümlülük ve görevlerinden dolayı ona çalışma dünyasında “pozitif ayrımcılık” sağlanmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır.

– Bu istemler için her alanda mücadele verilmelidir.

– Kadının bilinçlenmesi ve kendi konumunu ve haklarını düzeltmesi yolundaki engeller kaldırılmalıdır.

– Erkekler de yine kendi toplumu ve ailesi için “kadının” tüm hak ve istemlerini desteklemeli ve ortak bir emekçi (işçi) mücadeleden yana tavır almalıdır.

. Kadınlar şöyle düşünüp, söylüyorlar ve hak elde etmek istiyorlar:

. Vücudumuz üzerinde karar verme hakkının yalnızca kendimizde olmasını istiyoruz.

. Güvenceli bir “doğum” gerçekleştirmek istiyoruz.

. Biz özgürlükte ve kariyerde, çalışma dünyasında şans eşitliği istiyoruz.

. Bu hakları biz kendimiz için istemiyoruz, ülkemizdeki ve dünyadaki TÜM kadınlar için istiyoruz.

. Çocukların iyi öğrenim görmüş ve eğitilmiş, sağlıklı anneleri olmak için istiyoruz.

. Biz kadınlar ülkemizin daha uygar ve ileri bir düzeye gelmesinde katkıda bulunmak için istiyoruz.

. Kadın denilince tüm kadınları, tüm emeğini satan kadınları anlıyoruz….

. Gecekonduları, kenar mahalleleri, kırsalın köylerini, yoksul aileleri, dar gelirlileri, ezilmiş kesimleri, ayrımcılığı yaşamışları, göç olgusunu yaşayanları, geçim sıkıntısı çekenleri, açlıkla mücadele edenleri, tek başına ailesini geçindirmeğe çalışanları, bu kesimleri en öne koyarak “kadın ve emekçi kadın haklarını” anlıyoruz.

İnsan hakları, çocuk hakları, kadın hakları… bir çağdaşlaşma ve uygarlık mücadelesinin parçalarıdır ve bu mücadele herkes içindir ve asla bir tek güne sığdırılamaz. Tümüyle toplumu ve her alanı saran bir mücadele bilinci ile kazanılır.

Çok daha güzel günlere erişebilmek, daha eşitlikçi ve barışçıl bir dünyayı görebilmek umutlarıyla yaşasın 8 mart!

Gönen ÇIBIKCI, 10.03.2024

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.