0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ünlü Türk tarihçi Prof. Dr. Kemal Arı, Alman Kamu Tekevizyonu ARD’de yayınlanan ve Hitler ile Atatürk’ü karşılaştırarak, Atatürk’ü dersim katliamı yapmakla suçlayan programa tepki gösterdi. Arı yaptığı açıklamada bunun büyük bir yalan olduğunu ve gerçeklere dayanmadığını söyledi.

Bilindiği gibi bu programın yayınlanmasından sonra gerek Almanya’daki Türkler ve gerekse Türkiye’de yurtsever çevreler tarafından büyük bir tepki gösterilmişti. Habertürk Tv.’nin tartışma programlarından birinde gazeteci Nagehan Alçı da bu kanallarda gösterilen belgeye dayanarak, Dersim’de büyük bir katliam yapıldığı iddiasında bulunmuştu.

Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi eski müdürü ve şimdiki öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kemal Arı, emperyalist çevrelerin yavaş yavaş Türkiye’nin etnik ve dini sorunlarını kaşıdıklarını ve ülkeyi güçsüz düşürmek için büyük bir atak yaptıklarını söyledi.

Arı’ya göre, Dersim bir iç kalkışmaydı ve buna öncülük edenler de bölgedeki yerel feodal yapının egemeni olan ağalar ve seyitlerdi. Bu mütegallibe sınıfın, Türkiye’nin çağdaş bir ulus devlet olmasına karşı olduklarını; bölgeden vergi topladıklarını ve hatta yerel milislerini oluşturmak için halktan gençleri toplayacak ölçüde ileri gittiklerini; devletin bölgede egemenlik hakları çerçevesinde kurmaya çalıştığı kamu düzenine şiddetle karşı çıktıklarını ve kimi yatırımların bile yapılmasını istemeyerek ayaklandıklarını  belirten Arı, şunları söyledi:

“Şimdi çıkmış, iki Alman televizyon kanalı, ortak bir sözde belgeseli yayınlayarak, Atatürk’ü dersimde ve başka yerlerde Alevileri katletmekle suçluyor ve sahte olup olmadığı bile olmayan bir belgeye dayanarak, Türkiye’nin o yıllarını güya mercek altına alarak ağır suçlarla itham ediyor. Oysa o tarihlerde her ülkenin silah envanterinde zehirli gazlar vardı ve bu gazları bulundurmak henüz yasaklanmış değildi. En büyük zehirli gaz üreten ülke de Almanya’ydı. Birleşmiş Milletler henüz kurulmamış; daha önce var olan Kavimler Cemiyeti de yetkisiz bir kuruluştu. Bu zehirli gazlar en yoğun biçimde Almanya tarafından soykırım eylemlerinde kullanıldı ve milyonlarca insan zehirlendi. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra, ancak 1972 yılında Birleşmiş Milletler bu gazları kullanmayı yasaklayan bir karar aldı ve bu kararı üye devletlerin imzasına açtı. Bu imzalar ise ancak 1992’de tamamlanarak, yasak getirilebildi. Bu şu anlama geliyor; İngiltere, Almanya, ABD ve Fransa gibi ülkelerin yanı sıra öteki pek çok ülke ta 2000’li yıllara kadar bu gazları bulundurdular ve kullandılar. Türkiye 1937 yılında bu gazlardan yirmi ton almışsa bile, bu soykırımın ya da katliamın kanıtı olarak gösterilemez. Önemli olan bu gazın kullanılıp kullanılmadığı… Bu söylem ve iddialarda buna ilişkin hiçbir kanıt yok; önüne her gelen, artık ne amaçlar içinse bunları söyleyip duruyor. Bu kadarı da olmaz. Bu pespayeliktir. Bu kadar, akıldan, izandan uzak açıklamalar, insanı gelecek adına da ürkütüyor. Başka belge denilen kağıt parçaları da yayınlandı bu konuda, ne dili o dönemin diline uyuyor, ne şekli şemali. Alayı sahte. Sahte belgeler üzerinden, üstelik her konuyu amacından çarpıtarak mı bilim yapacağız ve topluma yön vereceğiz. Olmaz öyle şey”.

Bu söylemleri şiddetle kınadığını ve kamuoyunu oynanmak olan oyunlara karşı daha uyanık olmaya çağıran ünlü Türk tarihçisi Prof. Dr. Kemal Arı, yirmi beş bilimsel kitaba imza atmıştır ve yıllarca Almanya’da ve öteki Avrupa Birliği ülkelerinde verdiği konferanslarıyla tanınmıştır.