ON KASIM GERİDE KALDI AMA ŞAHSIMA YAPILAN HAKARETLER DEVAM EDİYOR

ON KASIM GERİDE KALDI AMA ŞAHSIMA YAPILAN HAKARETLER DEVAM EDİYOR

ABONE OL
11:50 - 12/11/2024 11:50
ON KASIM GERİDE KALDI AMA ŞAHSIMA YAPILAN HAKARETLER DEVAM EDİYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

On kasım münasebetiyle bir taziye mesajı yayınladım bu köşemde. Şahsımı hedefe koyarak hakaretler edileceğini tahmin ederek yayınladım bu mesajı. Dikensiz gül olmaz elbet dedim. Tahminimde yanılmadım. Hakaretler hoş değildi. Hakaretin hoşu mu olurmuş, olmuyor işte. Ama ben o eleştiri oklarını bana yöneltenlere kızmadım. Sadece onlar açısından üzüldüm. Onlar bilmiyorlar, bilselerdi o hakaretleri yapmayacaklardı. Birileri onları doldurdu. O birileri hep böyle yapıyor. Onlar kaostan besleniyorlar. Ben de diyorum ki bana hakaret edenlere; oyuna gelmeyin. Onların istediği de budur zaten. Kendi değerlerinize sahip çıkın. Reddi miras yapmayın. Geçmişiniz ile raya mesafe koymayın. Mesafe koyarsanız geçmişinizle yüzleşemezsiniz…Bu vesile ile kısa bir açıklama daha yapmak istedim. 

Önce TAZİYE mesajı:

10 KASIM 2024 ATATÜRK’ÜN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE TAZİYE MESAJI; TÜRK MİLLETİNİN BAŞI SAĞOLSUN

-“Ölülerinizi hayırla yadediniz”- (Hz. Muhammed)

Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümü, 10 Kasım 1938’de gerçekleşti. Ölümünün ardından, naaşı, 21 Kasım 1938’de geçici olarak Ankara Etnografya Müzesine konuldu. Naaş bilinmeyen nedenlerle 15 yıl orada bekletildi. 10 Kasım 1953’te kendisi için inşa edilmiş anıt mezar olan Anıtkabir’e nakledildi.

Atatürk 1 Kasım 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış töreninde bulunamadı. 

Ama, hazırladığı açılış nutku Celâl Bayar tarafından bizzat okundu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi alanlarındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi’nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi’nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. 

Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanununun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. 

Bir Osmanlı paşası olan Mustafa Kemal Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı. Ölümünden 15 gün kadar önce, dünya Müslümanlarına Başbakan ve Dışişleri Bakanı vasıtasıyla şu mesajı gönderdi. Mesaj aynen şöyledir: 

“Bütün dünyanın Müslümanları Allah’ın son peygamberi Hazreti Muhammed, (S.A.V) in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hazreti Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli İslamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira, ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.”

(Urduca Yayınlarda Atatürk, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları No. 288. Doğu Dilleri ve Edebiyatları Araştırmaları Yayınları No: 3 Sayfa 102. Prof Dr. Hanif Fauk)


Bu mesajdan sonra şahsıma yapılan hakaretlerden iki örnek:
İsmail Arısoy

“Rabbim yalan söyleyenlerin bin belasını versin. Kime yarandığı belli olmayan omurgasız sahte din bezirganlarından milletimizi korusun.”

Adnan Demirbulat

“Sendende bu beklenirdi Sahte Rüṣtü Hoca..”

Daha çok var ama bu kadarı yeterlidir örnek olması için.

Şimdi de bu hakaretler üzerine bir açıklama:

Evet bu bir vasiyettir. Ömrünü Türk Milletinin hizmetine adamış bir liderin bir komutanın vasiyetidir. İnsanların hataları olur elbet. Günah ve sevap dengesi vardır. Terazinin kefelerine konacaklardır. Terazinin başında Yaratıcı vardır. Din gününün sahibi vardır. Adalet konusunda hassastır. Hesabı “hardal tanesi” tabirini kullanarak yapar. Bu konuda O’nun işine karışmamak lazımdır. Bize düşen O’nun buyruklarını yerine getirmektir. O’nun bir de Elçisi vardır. Hz. muhammed. O da der ki; “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfınazar edin”(Tirmizi, Sünen, Cenaiz / Ebu Davud Sünen, Edeb).
İşte bu nedenle ölen kim olursa olsun arkasından kötülüklerini değil, yaptığı iyilikleri konuşmak bir Müslümana yakışan en güzel haslettir. Allah aşkına hu vasiyetin kabul edilmeyecek, yanlış olan yeri neresidir? Hangi kelimesi yanlıştır. Üstelik bu vasiyeti yayınlayan kaynak resmi kaynaktır. D.T.C.F. yayınları. Beni tenkid eden sevgili okurlarım sizin derdiniz nedir?


Mevlamız ifrat ve tefritten kaçının diye tembihte bulunurken, siz neyin peşindesiniz. Aşırı uçlarda dolaşanlar sıkıntının, kaosun habercisidirler. Birisi bir şey söylediyse o onu söylememiştir demek neyin nesidir? Üstelik söylenen söz anlamlı bir söz ise o sözü kabul etmemek neyin nesidir? Müslümanın hoşgörü sahibi olması gerekmez mi? Etmeyin eylemeyin. Müslüman birlik ve beraberlik konusunda hassas davranmalıdır. Asgari müşterekler buluşma noktamız olmalıdır. Vatanımız, bayrağımız, dinimiz, dilimiz, buluşma noktalarımızdır. Tefrikaya giden yolları kapatalım. 

Lütfen vasiyeti bir daha okuyalım:
“Bütün dünyanın Müslümanları Allah’ın son peygamberi Hazreti Muhammed, (S.A.V) in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hazreti Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli İslamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira, ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.”

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Yunus Uslu

    Diyebilirimki M. K. Ataturk, Hz Muhammed’den sonra Islam Inancini ve insanligin ve toplumlarin yasam ve yonetimini en iyi anlamis nadir insanlardan biridir. Selamlarimla

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP