Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri

Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri

ABONE OL
20:49 - 25/11/2020 20:49
Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhur İttifakı ortaklığında yaşanan yargı reformu tartışmasını işaret ederek, ekonomik yoksulluğu konuşmak yerine muhalefete yönelik gündem yaratılmasına tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomi ve yargıda reform yapılacağını belirterek demokrasi vurgusunda bulunmuş, ardından Türkiye’nin yönünü yine yeniden Avrupa Birliği olarak dile getirmişti. Bu açıklamaların, MHP’yle kurulmuş olan Cumhur İttifakı’nda rahatsızlığa yol açtığı iddiaları gündeme geldi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, organize suç örgütü hükümlüsü Alaattin Çakıcı’nın CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmesini sahiplenirken, AKP içerisinden Bülent Arınç gibi isimlerin yargıda reform ihtiyacı bulunduğu açıklamalarına sert tepki gösterdi. AKP’de yol ayrılıkları gündemdeyken, bugün Erdoğan’ın MHP’yle ittifakı savunması muhalefetteki Millet İttifakı liderleri tarafından tepkiyle karşılandı.

Kılıçdaroğlu ile Akşener, İyi Parti Genel Merkezi’ndeki görüşme sonrasında kameralar karşısına geçti ve AKP ile MHP’nin iktidarındaki son gelişmeleri eleştirdi.

“Küçük ortak büyük ortağı esir almış durumda”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin uzun süredir yönetilmediğini ve bunun son örneği olarak AKP içerisinde çözüm üretmek isteyenlere MHP’nin müdahalesiyle izin verilmediğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, “Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor zaten, Türkiye savruluyor. Yönetim olabilmesi için devlette liyakat olması lazım, sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Sorunlar çözülüyor mu? Çözülmüyor. Sorunlar büyüyor ve derinleşiyor. Çözüm üretmek isteyenler var mı AK Parti’nin içinde? Çözüm üretmek, iyi niyetle birşeyler söylemek isteyenler var. Ama küçük ortak, büyük ortağı esir almış durumda. Ne Bülent Arınç ne de bir başkası düşüncelerini özgürce ifade edemiyor. Çünkü ifade ettiği zaman küçük ortağı tarafından tehdit ediliyor. AK Parti gibi bir partinin, Türkiye’yi tek başına 18 yıldır yöneten bir partinin, küçük bir partinin tutsağı haline gelmesi Türkiye’nin yönetilemediğini gösteriyor. Bir irade sergilenemiyor dolayısıyla Türkiye yönetilmiyor, içeride dışarıda her alanda Türkiye yönetilmiyor, Türkiye tam anlamıyla savruluyor” dedi.

“Seçim istememesi için Erdoğan’ın Bahçeli’yi pışpışlama dönemi”

Kılıçdaroğlu’nun tespitlerine katıldığını vurgulayan Akşener, sadece MHP değil TBMM dışındaki Vatan Partisi ve lideri Doğu Perinçek’in de iktidar ortağı gibi konumlandığına dikkat çekerek, Erdoğan’ın seçime gitmeyi göze alamayacağı için olanları kabullenmek durumunda kaldığını ifade etti.

Akşener, “Sayın Erdoğan’ın bugüne kadar gördüğümüz tavrı, balon uçurmak. Sayın Arınç gibi bazı kişiler üzerinden bazı sözleri söyletir. Burada ilginç olanı üç gün beklemesi. Üç gün sonra gelen tepkilere ve küçük ortakların tavrına bakıldı. Kendi seçmenini de dönüştürdüğü için Erdoğan sonuçta göze alamadı ve Sayın Arınç’ı tahkir eden bir konuşma yapmak durumunda kaldı. Bütün bu sorduğunuz kişilerle ilgili atılan adımlar arkasında o uçurulan balona verilen tepkiler var. Dolmabahçe Mutabakatı’nda biraraya geldiniz, Sayın Erdoğan’ın bilgisi dışında siyasiler o masaya oturabilirler mi? Mümkün değil, sonra aynı şey oldu, Sayın Erdoğan elini yıkadı çıktı sonra da o kişiler gitti, benzer bir şey burada var. Sayın Erdoğan bu Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni çok istedi, geldi gördü ama kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı. Şu anda Sayın Bahçeli ‘Hadi, seçime gidiyoruz’ dediği zaman bunu Sayın Erdoğan’ın göze alması mümkün görülmüyor. Ben 20 Ocak 2020’den beri esnaf geziyorum kendilerine (AKP’ye) yüzde 80-85 oy vermiş ilçelerde gördüğüm manzara vahim, insanlar aç, insanlar siftah yapmadan dükkan kapatıyor. Şimdi Sayın Eroğan’ın, Sayın Bahçeli ve onun arkadaşlarını pışpışlama dönemi” diye konuştu.

Akşener, Çakıcı’nın tehdidine karşı Erdoğan’ın ve AKP’nin tepki veremediğini belirterek, “Sayın Kılıçdaroğlu’na hapisten şartlı tahliye olmuş bir kişi tarafından tehdit yapıldı ve cumhur ittifakının küçük ortağı tarafından bu tehdit sahibi sahiplendi. Bu Türk siyasi tarihinde ilk defa olan bir şey. İlk defa bir siyasetçi tehdit sahibi yanında durdu. Bu tehdit Sayın Kılıçdaroğlu’na en şiddetli bir şekilde kınadığımız milli iradeye karşı bir tavır, saldırı, davranış. Ama buna yönelik AK Parti Genel Başkanı ve AK Parti yöneticileri ne yapacaklar. Bu aynı zamanda reform diyen Sayın Erdoğan’a da yapamazsın diyen bir tavır. Sonra Sayın Arınç konuşma yaptı, üzerine Sayın Çiçek telefonla katıldı. Sonra iktidar ortağı kişiler Sayın Bahçeli ve Sayın Perinçek konuştu, Sayın Arınç YİK’ten istifa etmek durumunda kaldı” şeklinde durumu özetledi.

Muhalefet erken seçim talebini yineledi ama Bahçeli faktörünü vurguladı

Liderler, muhalefet olarak mevcut ekonomik gidişatta ve Türkiye’nin kötü yönetilmesi nedeniyle erken seçim taleplerini yineledi.

Kılıçdaroğlu, “Her gün toplumun, fakirin fukaranın üzerindeki maliyet artıyor. Türkiye’nin hem kendi içinde hem uluslararası alanda ciddi bir zafiyet yaşadığı gerçektir. Türkiye’nin bundan kurtulması lazım. Türkiye’de hukukun ve adaletin olması lazım, hukukun üstünlüğü kavramının dokularımıza işlemesi lazım. Bunun yolu bellidir. Diyecekler ki, Türkiye’yi yönetemiyoruz, Türkiye’yi yönetmek için halk kimi istiyorsa halkın hakemliğine başvurmaktır, demokrasilerde kural budur. Halkın hakemliğine başvurmak kadar değerli bir şey yoktur. Vatandaş istiyorsa zaten tekrar getirir iktidara. Halktan korkmamak lazım. Bütün sorunların çözümünde halk temel adrestir. Demokrasilerde kural budur, bir yerde çözülemeyen sorun varsa, sorunun çözümü için milletin hakemliğine başvurursun” ifadelerini kullandı.

Akşener de, “Muhalefet olarak biz seçim istiyoruz Türkiye bu halde götüremez, liyakat yok, şeffaflık yok, tek kişinin iki dudağı arasında bir Türkiye. Godamanlara aktarılan paralar, fakirin fukaranın açılıktan ölüme mahkum edildiği bir Türkiye. Hesap verilebilirlik yok, adalet yok, hukukun üstünlüğü yok, demokrasi yok, bunlar olmadığı için ekonomiye güven yok. Bizim konumuzdaki ülkelerin binde 0,75’le borçlandığı bir dünyada biz yüzde 6 faizle para bulamayıp 7,5’la para bulma peşine düşen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Tüm bunlar biraraya geldiğinde elbette biz seçim istiyoruz vatandaşın rahat etmesi için. Bizim Meclis’teki sayımız bunu getirmeye yetmiyor. O nedenle Sayın Bahçeli seçim isterse ‘yandı gülüm keten helva arkadaşlar açısından’ diye bir durum var diye görüyorum” yorumunu yaptı.

Ümit Özdağ eleştirisi

Hem Kılıçdaroğlu hem de Akşener, İyi Parti’den ihraç edilen Ümit Özdağ’ın başlattığı HDP’yle birlikte taslak anayasa çalışması yapıldığı iddiasını bir kez daha sert dille yalanlayarak, artık bu ithamlara Millet İttifakı olarak kapıyı kapattıkları mesajını verdi.

Her iki lider de, bunun Millet İttifakı’yla ilgili algı yaratma amaçlı olarak ortaya atıldığını belirterek, en son HDP’nin masada olduğu anayasa taslak çalışmasını AKP’nin öncülüğünde TBMM’nin 2011 yılında yaptığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti olarak dört siyasi partiden oluşturulduğunu anımsatarak, bu partilerce zaten parlamenter demokrasi talebi yapıldığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Anayasa taslağı çalışması yapılmadı, nerden çıkarıyorsunuz varsa bir taslak çalışma görelim. Bu ülkede bir anayasa değişikliği olacaksa parlamentodaki bütün siyasi partiler zaten bir araya geliyor. (2011 yılı) Uzlaşma Komisyonu’nda HDP vardı, MHP vardı, AK Parti vardı niye o zaman demiyorsunuz neden HDP bu komisyonda var? Çünkü talimat öyle alınmadı da. Her siyasi partinin parlamentoda temsilcisi var, parlamentoyu yöneten başkan vekili var. HDP’li başkanvekili var mı? Var. MHP’li el kaldırıp Sayın Başkan bana izin ver dediği zaman izin verince konuşuyor vermediğinde konuşmuyor. Niye bunu eleştirmiyorsunuz? Bu gibi kısır tartışmaların dışına çıkmak zorundayız. Siyasi partileri eleştiririz görüş farklılıklarımız olabilir ama siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır, bunu böyle kabul etmek lazım. Türkiye’nin bu kısır tartışmaları aşması lazım” diye konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Akşener de, AK Parti adına Ömer Çelik bu taslak anayasa hazırlığı iddiasını yalanlayınca bunu gündeme taşıyan medya kuruluşlarının bunun doğru kabul edildiğini ancak kendileri yalanladığı halde bunun gündemde tutulmaya çalışıldığını işaret etti.

Akşener, “Damat gitti tartışılmıyor, Sayın Arınç bir sürü söz söyledi gönderildi tartışılmıyor, İhsan Arslan partiden atılıyor, Galip Ensarioğlu emniyete ifadeye çağrılmış bunlar olurken olmayan bir konuyu sündüre sündüre konuşulmasını anlıyorum. Ama ayıp olan şu, bu tür yalan tartışmalarla garip gurebanın, esnafın, işsiz gencin, tencere kaynatamayan kadınların, annelerin, siftahsız dükkan kapatan esnafın, pazarlarda yere dökülen sebzeyi toplayan yaşlı kadınların karşısında uzun uzun bu konuya cevap vermek bizim ayıbımız. An itibarıyla ile bu konuyu kapatıyorum. Bir daha bana ve partimden herhangi bir arkadaşımıza bu yönde sorulan hiçbir soruya ben de arkadaşlarımız da cevap vermeyecek. İnsanlar aç açık. Bunları tartışmak o insanlara hakarettir” diyerek artık bu iddiaya yanıt verilmeyeceğini bildirdi.

Babacan: “Milli İrade yüzde 10 oy almış Genel Başkan’ın devleti esir alması mı?”

Bu arada Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP’den ayrılarak DEVA Partisi liderliğini üstlenen Ali Babacan, bir süredir sahada il kongrelerinde konuşmalar yapıyor. Bugün DEVA Partisi’nin 1. Olağan Çanakkale İl Kongresi’nde konuşan Babacan ise, Cumhur İttifakı’nda gerilime ilişkin oldukça sert ifadelerle çıkış yaptı. Babacan, Erdoğan’ın Bahçeli’nin iradesiyle hareket ettiğini söyleyerek, AKP’nin sıkça kullandığı “Milli İrade” kavramını sorguladı.

Ali Babacan, “Seçimlerde vatandaş oy verdi, bir cumhurbaşkanı seçti. Seçilen cumhurbaşkanı tuttu, yüzde 10 oy almış bir genel başkana memleketi teslim etti. Hayretle izliyoruz. Küçük ortak ne söylese, hükümetin istikameti o taraf oluyor. Milli irade dediğiniz şey, yüzde 10 oy almış bir genel başkanın devleti esir alması mı? Küçük ortak, ülkede Sayın Erdoğan dışında ne kadar siyasetçi varsa hepsine bağıra bağıra fırça çekiyor. İktidar partisindenmiş, muhalefet partisindenmiş hiç farketmiyor. Çete liderleri siyasetçileri tehdit etsin, siz de ekranlardan hakaret dolu, hiddet dolu açıklamalar yapın… Siyasetten anladığınız bu mu?” sorularını yöneltti.

Babacan, Bahçeli’nin konuşmalarıyla ilgili de RTÜK’e seslenerek, “Çok bağırıyorsunuz. Bağırmanıza gerek olmasın diye önünüze mikrofon koyuyorlar. Bu toplum bağırış çağırış istemiyor artık. RTÜK’e bir çağrı yapmak istiyorum. Pandemi dönemindeyiz. Çocuklarımız evlerde. Küçük ortağın yayınlarına 18 yaş sınırı konulsun lütfen. Çocuklarımızın edep ve ahlâkını bozacak hakaretlerin yayınlanması çok sakıncalı. Çocuklarımızın evde bağırış çağırış, küfür dinlemesini, siyasetçilerin topluma kötü örnek olmasını istemiyoruz” çağrısında bulundu.

VOA tarafından geçilen Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan Muhalefetten Cumhur İttifakı’na Eleştiri haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.