0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Erkeğin egemen olduğu toplumlarda siddetin olmaması mümkünmüdür acaba? Hele biz Osmanlı erkeği ya da, her geçen gün saygıdan yoksun bir toplum olma eğilimi içerisine itilen ve bu şekilde yetişen insanlar için de durum daha da zor gibi! Nevarki bu şiddetin farklı şekilde pozitif olarak kanalize edilebilmesi hala mümkün.
Bu sorun ne daha önce çıkarılmış olan yasalarla önlenebildi ve ne de şu anda çıkan ve nede daha sonra da çıkarılması gerekli görülecek yasayla mümkün olmayacaktır. Nedeni; Çok açık ve net; şiddetin canlı verlıkların var oluşlarından itibaren var olduğunu ancak ortaya çıkış nedeninin içinde bulunduğu şartlara bağlı bulunduğunu defalarca söyledik, bu söylem sadece benim fikrim değil, bu alanda çalışma yapan tüm bilim adamlarının ortak görüşü. Şiddet’i ancak şiddet’e neden olan sorunların belirli düzeyde karşılanması ile mümkün olabilecektir.

Burasa’da bugün ortaya çıkan Beşiktaş maçına ilişkin tüm olayları televizyonumdan izlerken çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Kuşkusuz, bu konuda en çok üzüntü duyan insanlardan biriyim ancak benim gibi üzülen çok kişinin olduğunuda söylemeden geçemiyecem. Bunun nedeni geçen yıl bu tarihlerde Bursa Barosu’nun düzenlediği “Futbol ve Şiddet” konulu panele katılmıştım ve oradaki gerek panelistlerän kalitesi ve gereksepanele katılan kişilerin kalabalık olması ve dolayısı ile dinliyiciler arasında Bursaspor taraftar derneklerinin sorumlularınıda görünce; bu ilimizde futbol sporunda şiddete yönelik bir olayın olacağına ihtimal dahi vermemiştim, ancak bu gün aynı fikirde degilim maalesef!
Bu panelde TFF’nu hukuktan sorumlu ve yeni şiddet yasasının mimarlarından sevgil Av. Yunus Egemenoğlu da vardı ve her zaman olduğu gibi o; bu şiddet yasası ile bu işi çözebileceklerini ısrarla savunurken, bende tam tersi olarak ısrarla şiddeti hiç bir şekilde yasalarla tek başına çözemiyeceklerini söylüyordum ve bu konuda hala ısrarla sözümün arkasındayım.
Sanırım Yunus bey’de tıpkı daha önceki yıllarda, bir zamanlar Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterlik görevini yürüten ve şimdi hem Genel Sekreterlik ve hemde İkinci Başkanlık görevini yürüten saygı deger Lütfü Arıboğan beyefendi gibi taraftarların çıkacak olan yasanın yanısıra, mutlak surette onların bir taraftan da eğitilmelerinin kaçınılmaz olduğunu söylediklerine şahit oldum ve hala söyledikleri kulaklarımda. Evet, ama sanıyorumki futbolun bir yığın sorunlarının içerisince daha buna sıra gelmediğini ve bir türlü bu konuda eğitime başlıyamadıkları da bir gerçek. Ama sanıyorum ki zaman geçmek üzere!
Bu sorun kuşkusuz tek başına sadece TFF nunun sorunu değildir, Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığımızın, İçişleri Bakanlığımızın ve dolayısı ile GSGM nin ve hatta TMOK ninde sorumlulugu altında olan bir sorundur ve tüm bu kurumlarla buı konuyu görüşerek paylaşmaya çalıştım ama ilginçtir sonuç kocaman bir hiç ve hiçbir kurum bu sormluluğu yüklenmiyor.
Şimdi tüm yetkililere bu soruyu soruyorum ve sizede soruyorum Milyonlarca para harcıyarak futbolcu ve teknik adam alan ve beğenmedikleride yine o milyonlara bir kat daha ekliyerek tazminat ödeyen Kulüp Başkanları, bir taraftan alacakları futbolculardan kazanacakları paranın hesabını yaparken diğer taraftan satacakları futbolculardan elde edecekleri gelirlerle uğraşan yöneticiler sizlere de soruyorum? Bu güne kadar taraftarlarınıza ne verdiniz? Yada taraftarlarınızın eğitimine ne kadar önem verdiniz, bağlı olduğunuz federasyondan bu konuda nasıl bir yardım istadiniz ve ne aldınız? Yoksa futbol sizin için sadece gol atmaktan ibaret bir oyunmudur? Hem saha içerisinde ve hemde saha dışında gol atmak!
Hayır, Futbol; sadece ve sadece 90 dakikalık bir oyundan ibaret değildir! Bunundaha fazlası vardır ve bu fazlalıkları artık mutlaka düşünme zamanı gelmiştir sanıyorum. Artık taraftarların projeler bazında hiçzaman geçirmeden tüm diğer Dünya ülkeleri gibi eğitilmeri ve örgütlenmelerinin zamanı geldi, geçiyor bile bizden söylemesi!
Saygılarımla.