23 Nisan 2025 sabahı İstanbul, Marmara Denizi açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Milyonlarca insan korkuyla sokaklara çıktı, haber bekledi, yönlendirme aradı. Ancak herkesin aklındaki o soru cevapsız kaldı: “Belediye Başkanı nerede?”
Cevap basit ama iç acıtıcı: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaklaşık bir aydır cezaevinde. Ne bir açıklama, ne bir liderlik görüntüsü alabildi bu şehir. Çünkü halkın seçtiği başkan, hukuk kılıfı altında yürütülen siyasi bir süreç sonucu görevinden uzaklaştırıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun cezaevine gönderilmesinin ardında sadece bir yargı kararı yok. O, Cumhurbaşkanlığına aday olabilecek kadar güçlü bir halk desteğine sahip olduğu ve Kanal İstanbul gibi rant projelerine açıkça karşı durduğu için hedef hâline getirildi. Bu tutukluluk, İstanbul’un geleceğine yönelik doğrudan bir müdahaledir.
İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve en riskli şehri. Deprem bu kentin en büyük gerçeği. Ekrem İmamoğlu, yıllardır bu tehdide karşı bilimsel temelli politikalar üretmeye çalıştı. Riskli yapıların dönüştürülmesinden, afet yönetim planlarına kadar birçok adım attı. Ancak bu çabalar, iktidarın öncelikleriyle çelişti. Ve sonunda, İstanbul’u afetlere hazırlayan ekip susturuldu.
Ancak durum daha da vahim. İmamoğlu’nun sadece kendisi değil, bu şehirdeki kriz yönetimini yöneten bürokratları da cezaevinde. Deprem anında İstanbul’un yönetilmesi gereken kritik bürokratlar, ya tutuklandılar ya da görevden alındılar. Bu durum, krizin yönetilmesinde büyük bir koordinasyon eksikliğine yol açtı. Kriz anında İstanbul’un afet yönetim kadrosu yok, koordinasyon sıfır. Olan, çaresiz kalab halka oldu. Çünkü deprem anında devrede olması gereken bürokratlar başkanlar cezaevinde ya da görevlerinden alındı.
Deprem geldiğinde halk, yöneticisini yanında görmek ister. İstanbul halkı, bu krizde yalnız bırakıldı. Çünkü kriz yönetimini yapacak olan kadrolar ya dağıtıldı ya da etkisiz hâle getirildi. Seçilen başkanın yerine, atanmış sessizlik kondu.
İmamoğlu, halkın geniş kesimlerinde karşılık bulan, umut veren bir isimdi. Onun yokluğunda yaşananlar, sadece bir doğal afetin değil, adaletsizlik ve siyasi hırsların yarattığı bir başka felaketin sonucudur. Bu şehir, sadece depremin değil, yönetim boşluğunun da acısını yaşıyor.
İstanbul’da deprem oldu. Belediye başkanı nerede?
Kanal İstanbul’a karşı çıktığı, Cumhurbaşkanlığına aday gösterildiği, halk tarafından benimsendiği için cezaevinde.
Ve işte bu, İstanbul’un asıl felaketidir.
ALMANYA
9 saat önceALMANYA
13 saat önceALMANYA
13 saat önceALMANYA
15 saat önceALMANYA
15 saat önceALMANYA
16 saat önceDÜNYA
16 saat önce